Yaptığı araştırmalarla hizmet verdiği şirketlere yeni pazarlar, hizmet anlayışları ve vizyon sunan Barem Araştırma, son çalışmasında Prof. Stefano D?Anna ile müşterilerinin üst düzey temsilcilerini bir araya getirerek interaktif bir toplantı ortamı yarattı. Burada iş dünyasına zaman yönetiminden yenilikçiliğe kadar birçok alanda ipuçları veren Prof. D?Anna, bireylerin düşlerinin öneminin altını çizdi.

Ulusal ve uluslararası birçok firmanın pazar araştırmalarını yürüten Barem Araştırma, Prof. Stefano D?Anna’nın katılımıyla hizmet verdiği müşterilerinin üst düzey yöneticileri ile birlikte bir araya gelerek beyin fırtınası estirdi. ?Birlikte Ufuk Açma? adı altında düzenlenen toplantıya katılan firma yöneticilerine zaman yönetiminden yenilikçiliğe kadar birçok alanda ipuçları veren Prof. D?Anna, özellikle firmaların kısa ömürlü olmasını dinamizm eksikliğine bağladı.

Pazar araştırmalarıyla hizmet verdiği şirketlere yeni vizyon, yeni hedef, yeni müşteri kitlelerinin ipuçlarını veren Barem Araştırma, Prof. Stefano D?Anna?yı konuk ederek müşterilerine yeni açılımlar sundu. Ulusal ve uluslar arası yaklaşık 50 müşterisinin üst düzey temsilcileriyle bir araya gelen Barem Araştırma, interaktif bir toplantı ortamı oluşturarak yeniliklerin peşinde koştu. Barem Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı Pervin Olgun, ?Hepimiz hızla giden bir trendeyiz. Trenin penceresinden bakarken ayrıntıları algılayamıyoruz. Gördüklerimizi durup irdelemiyoruz. Şimdi Prof. D?Anna ile ayrıntıları birlikte yakalamaya çalışacağız? dedi.

Sorumlu, dinamizm eksikliği

Prof. D?Anna da şirket yöneticileriyle gerçekleştirdiği interaktif toplantıda ülkelerin doğal kaynak sahipliği ile zenginliklerinin hiç de paralel olmadığına dikkat çekerek, bunun nedeninin o ülke insanının özelliklerinde aranması gerektiğini vurguladı. ?Ülkeler, şirketler ve her türlü yapı için en büyük tehlike durağanlıktır. Özellikle firmaların kısa ömürlerinin sorumlusu dinamizm eksikliğidir. Aile şirketlerinin kurucudan sonra dağılmasının nedeni de kurucuların firma ile ilgili kendi rüyalarını sonraki kuşaklara aktaramıyor olmalarıdır? diyen Prof. D?Anna, sözlerini şöyle sürdürdü:

?Bir şirketin görünür varlıkları sayılan binaları, araçları ve makineleri, ofisleri ve depoları arkasında; işçiler ordusunun ve çalışanların, müdürlerin, tedarikçilerin ve her çeşit hissedarların ardında istisnasız,  bir insan, bir birey ve onun düşü vardır. Ne zaman ki kurucu artık orada değilse ve mirasını devam ettirecek kimse yoksa, o zaman onun felsefesi de kurumaya yüz tutar ve şirket ölmeye başlar.

Değişim kişisel çaba ile gerçekleşir

Bir ulusun serveti, sahip olduğu ihracat hacmi, endüstriyel üretim kapasitesi, doğal kaynaklarının bolluğu, petrol yatakları, altın madenleri ya da elmas rezervleri değildir. Bir ulusun gerçek serveti, sahip olduğu sisteminin, değerlerinin niteliği ve bunun da ötesinde, her türlü iç çatışmadan ve olumsuz düşünceden, gündelik ölümlerin her çeşidinden arınmış, duygusal yönden sağlam bireyler yetiştirebilme kapasitesidir. Toplum içindeki değişim ancak her bir bireyin kendi kişisel çabası ile gerçekleşebilir.?


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın