İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, oda meclisinin aylık olağan toplantısında yaptığı konuşmada “Ekonomi ve iş dünyası istikrar ve öngörüden beslenir. 2019’a kadar seçim olmaması, yapısal reformları hayata geçirmek için önemli bir fırsat. Küresel piyasalarda Türkiye algısını güçlendirmenin, yatırımlar için daha da cazip bir ülke olmanın tam zamanıdır” dedi.

İSO Başkanı Bahçıvan: “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine dair farklı kesimlerin empati yapması önemli. Yolumuzu çatışma, kamplaşma, gerilim değil; demokrasi, barış, istikrar ve ülke bütünlüğüne duyduğumuz inanç belirlemelidir. Reform döneminde koordinasyonun sağlanabilmesinin anahtarı, tüm paydaşlar arasında sinerji ve iş birliğidir. Reel sektörle daha yakın bir iş birliği ve diyaloğun sağlanması gereklidir.”

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin aylık olağan toplantısı, “Anayasa Değişikliklerinden Sonra Türkiye’nin Yeni Vizyonunun Ekonomimiz ve Sanayimiz Açısından Önemi” ana gündemi ile gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan konuşmasında, üretim çarklarının hızlandığı sanayi sektörünün ekonominin umudu ve ışığı olmayı sürdüreceğine, büyümenin itici gücü sanayiye özel önem verilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Ekonomi ve iş dünyasının huzur, istikrar ve öngörüden beslendiğini, 2019’a kadar seçimin olmamasının büyük bir avantaj olduğunu vurgulayan Bahçıvan, “Bu dönem, yapısal reformları hayata geçirmek için önemli bir fırsat. Büyük bir hızla, daha istikrarlı ve güçlü bir ekonomi ortamının oluşturulmasına ihtiyacımız var. Ekonomimiz, sanayimiz ve toplumsal refahımız adına kaybedecek vaktimiz yok. Küresel piyasalarda Türkiye algısını güçlendirmenin, yatırımlar için daha da cazip bir ülke olmanın tam zamanıdır. Birbirinden farklı alanlarda gerçekleştirilecek yapısal reformların, etkin ve verimli olması için bütün reformlar uyum ve eşgüdüm içinde hayata geçirilmelidir. Yeni dönemde ekonomide çok başlılıktan sakınılması önemli. Bakanlıklar arası koordinasyona daha fazla dikkat edilmelidir. Önümüzdeki reform döneminde koordinasyonun sağlanabilmesinin anahtarı, tüm paydaşlar arasında sinerji ve iş birliğidir. Bu süreçte reel sektörle daha yakın bir iş birliği ve diyaloğun sağlanması gereklidir. İSO olarak her türlü iş birliğine açığız” diye konuştu.

Yeni sisteme dair herkesin empati yapması önemli
Türkiye’de 16 Nisan referandumunun demokratik toplumlara örnek teşkil edecek bir yüksek katılımla ve huzur ortamında gerçekleştiğini de dile getiren Bahçıvan, “Milletimizce kabul edilen yeni sistemin adı ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir’. Bu sistemin vizyonu ise ‘etkin yönetimdir’. Yeni sistem ve vizyonun ekonomi hayatımıza nasıl yansıyacağı, doğal olarak bütün taraflarda bir merak uyandırıyor. Önümüzde bir geçiş dönemi var. Bu süreçte yeni sisteme dair farklı kesimlerin empati yapması son derece önemli. Yolumuzu çatışma, kamplaşma, gerilim değil; demokrasi, barış, istikrar ve ülke bütünlüğüne duyduğumuz inanç belirlemelidir. Önümüzdeki süreçte ilk olarak yeni yönetim biçimine yönelik düzenlemeler yapılacaktır. Bu aşamada atılacak adımların, uzun vadede ekonomimiz için en faydalı olacak şekilde planlanması hepimizin ortak arzusudur” diye konuştu.

Hükümet tarafından son dönemde yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik alınan önlemleri de memnuniyetle karşıladıklarının altını çizen Bahçıvan, “Yalnızca yerli yatırımların değil, aynı zamanda büyük bir ihtiyaç duyduğumuz doğrudan yabancı yatırımların da yeniden canlandırılması gerekli. Avrupa Birliği gerek doğrudan yabancı yatırımlar gerekse dış ticaretimiz bakımından en büyük iş ortağımız konumundadır. Bu nedenle AB ile artık sürdürülebilir, takvim ve kesin sonuçları olan samimi bir ilişkiyi yeniden tarif etmeli ve belirsizlikleri ortadan kaldırmalıyız. Gümrük Birliği’nin revize edilmesi ve kapsamının değişen ticari koşullara uygun olarak genişletilmesi talebimiz güncelliğini korumaktadır. Risklerin azaldığı, güvenli ülke algısının daha da güçlendiği bir yatırım ortamında sanayicimizin ve üreticimizin yatırım iştahının da canlanacak” dedi.

Milli enerji politikası rekabet gücü kazandırır
Konuşmasında Türkiye sanayisi için önem taşıyan diğer konulara da değinen Bahçıvan, şunları söyledi: “Sanayinin temel ihtiyaçlarından biri, ucuz, güvenli ve sürdürülebilir enerji kaynağıdır. Bu konuda milli enerji politikası doğrultusunda sanayimize rekabet gücü kazandıracak uygulamanın hayata geçmesini bekliyoruz. KDV, uygulanış esası olarak sanayinin kıt kaynaklarından kamuya adeta bir işletme sermayesi transfer yükü getirmektedir. Mevcut KDV sisteminin değiştirilmesi çalışmalarının sonuçlanmasını bekliyoruz. Yine ‘Terzi işi teşvik’ olarak adlandırılan yeni teşvik sisteminin geliştirilerek, farklı sektörlerde yaygınlaştırmanın yatırımlara ivme kazandıracağına inanıyoruz. Ayrıca İSO olarak ciddi katkı yaptığımız Üretim Reform Paketinde Sanayi Odaları ile OSB’lerin bağının güçlü tutulmasına önem verilmelidir. Bu yaklaşım nitelikli bir gelişmeyi sağlarken kaynak israfını da engelleyecektir.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın