Harmony Sanat Galerisi Cansen Ercan?ın yağlıboya ve desen çalışmaları da dahil 34 eserinin yer alacağı 29. kişisel sergisini, 27 Kasım – 23 Aralık tarihleri arasında sergiliyor.
Cansen Ercan, resimleri hakkında şunları söylüyor: ??Unutmayın ki bir resim -bir savaş atı, çıplak bir kadın ya da herhangi bir öykü olmaktan önce- üstü renklerle belli bir düzene göre boyanmış düz bir yüzeydir.? Norbert Lynton bu cümleyi Rönesans resim anlayışını bitiren görüş, hatta soyut sanatın habercisi olarak görmüştü. Paul Klee ise günlüğüne ?Doğadan ve doğanın incelenmesinden daha önemli olan, insanın boya kutusunun içindekilere karşı benimsediği tutumdur,? diye yazıyordu.
Bu iki düşünceye hiçbir ekleme ya da çıkarma yapmadan yüzde yüz katılmak mümkün görünmüyor. Ortaçağ sanatçılarının İsa’yı acılar içinde betimlerken ortaya koydukları biçimsellik, içeriğin altını çiziyordu. Dışavurumcuların resmindeki içeriğin zenginliği de biçimdeki zenginlikle sağlanabiliyordu. Resimsel yaratma sürecinin temel unsurları, biçim-içerik dengesi, insanı temel alan günümüz sanatında da gücünü dayatmaktadır.
Sanat tarihinde her akımın ya da her dönemin kendini oluştururken, ivmesini kendinden öncekinin reddiyetinden aldığını söyleyebiliriz; ama bu öyle bir reddiyettir ki, yeni gelen az ya da çok eskinin değerlerini içinde barındırmazsa ya da reddediş zeminini temel olarak kullanmazsa bu oluşum mümkün olmaz. Ressamın yaratma dürtüsünün kendini açıklamak ihtiyacından kaynaklandığı inancından yola çıkarak, ifadesinin, dış gerçeklikle iç gerçekliğin karşılaşma zemininde biçimlendiğini düşünüyorum. Bu karşılaşma, sanatçının kendi resimsel dünyasını kurmak azmiyle pekiştiği kadar sanat tarihine eklemlenme bilinciyle de temel kazanıyor. Bu zeminde renk, hem ruhsal hem de bilince ait bir resimsel öğe olarak ressamı körüklüyor. Gözlemlerimi biriktirmek ve not etmekle başlayan resimsel süreç, topladıklarımı ayıklayarak, yenilerini ekleyerek, çoğaltarak ve yeniden düzenleyerek devam eder. Bu birikimi resimsel, plastik unsurların belirlediği düzen içinde ortaya koyarken, kullandığım malzemeler süreç içinde değişiklikler gösterdiler; ancak, sanatsal geçmişimin bütün aşamalarında ortak olan şey, rengi ve biçimi hem ifademin önüne geçmeyeceği, hem de gerisinde kalmayacağı yere kadar ekonomik kullanmak amacında olduğumdur. Tarif ettiğim bu ütopik yalınlık seviyesinin limitlerini, resmin ele geçmez bir amaç olarak karşımda belirmesine kadar zorlamayı hedefliyorum. Bu tanımlar ve hedefler ışığında resimlerimi gözden geçirdiğimde yalın biçimlerle kurulu kompozisyonlarımın sakin atmosferlerinin, gri ve grileştirilmiş paletle desteklendiğini görüyorum. Birçok işimde çizginin hakim olduğunu, çizgilerin yoğunlaşarak ya da ayrışarak biçimi oluşturduğunu, aynı zamanda resim yüzeyine bir dinamik kazandırdığını söyleyebilirim. En öznel damarın, gündelik yaşam içinde anlamını bulan, sanatçının en yalın ve taze, dokunulmamış yanının, desen çizmek esnasında ortaya çıktığını düşünüyorum. Resmim her zaman dış gerçekliği bozuyor ve yeniden düzenliyor, bu süreç nesnel olanla çatışan kurgunun gerisinde, kişisel tanıklığımın suretidir.”
Cansen Ercan kimdir?
1958 yılında doğan Cansen Ercan, 1982 yılında ODTÜ İdari İlimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü?nden, 1987 yılında MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Neşet Günal ve Neş?e Erdok Atölyesi?nden mezun oldu. 2004 yılında Harmony Sanat Galerisi tarafından resimlerinden örneklerin yer aldığı bir kitap yayımlanan Ercan, 2010 yılında MSGSÜ Resim Bölümü Yüksek Lisans Programı?nı tamamladı. Ercan, 1989-2010 yılları arasında 29 kişisel sergi açtı, 34 karma sergiye katıldı.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın