ABD merkezli Franklin Center isimli düşünce kuruluşunun, TOBB işbirliği ile düzenlediği, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın da katıldığı ”26. TransAtlantik Konferansı”nda konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ABD ile ticari ve ekonomik ilişkilerin ileri gitmediğini, aksine ivme kaybettiğini ifade etti. Hisarcıklıoğlu, ”TOBB olarak, Başkan Obama’nın ortaya koyduğu ‘model ortaklık’ yaklaşımın iktisadi boyutunun güçlendirilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu bağlamda, ‘Türkiye-ABD Stratejik Ekonomik ve Ticari İşbirliği Çerçevesi’ni güçlü bir şekilde destekliyoruz” dedi.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasında, Türkiye’de ve uluslararası piyasalarda, Türkiye ve Babacan isimlerinin yan yana gelmesinin, ekonomide güven ve istikrar anlamına geldiğini söyledi.

Türk-Amerikan ilişkilerinin güçlü, sağlam temellere dayandığını, siyasi ve askeri ilişkilerin de kökleştiğini belirten Hisarcıklıoğlu, ekonomik ilişkiler konusunda daha ciddi adımlara ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.

Hisarcıklıoğlu, AB’nin hala Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olduğunu, Türkiye’nin dış ticaretinin yarısının AB ülkeleriyle yapıldığını, Türkiye’nin AB’nin en büyük 6. ticaret ortağı olduğunu ifade etti.

Türkiye’nin İsrail ile birlikte bu bölgenin iki sanayi ülkesinden biri olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, ”Şimdi önceliğimiz Türkiye’den bölgeye, bölgeden Türkiye’ye değerler zinciri kurmaktır. Bunu piyasa ekonomileri ile yapmayacağız. Devlet kontrolünde ekonomilerle yapacağız. Bu bölgenin küresel ekonomiye bir başka doğal entegrasyon yolu yoktur” dedi.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin bu niteliğinin yabancı yatırımları artırdığını belirterek, ”Şimdi zaman bölgenin tümüne yönelik ortaklıklar için Türkiye’yi üs haline getirmektir” görüşünü dile getirdi.

?ABD ile ekonomik ilişkiler ivme kaybediyor?

ABD ile ticari ve ekonomik ilişkilerin ileri gitmediğini, aksine, ivme kaybettiğini belirten Hisarcıklıoğlu, ”ABD’nin Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payı, 2002 yılında yüzde 7,3 iken 2008 yılında bu oran yüzde 4,8’e gerilemiştir. Biz, TOBB olarak, Başkan Obama’nın ortaya koyduğu ‘model ortaklık’ yaklaşımın iktisadi boyutunun güçlendirilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu bağlamda, ‘Türkiye-ABD Stratejik Ekonomik ve Ticari İşbirliği Çerçevesi’ni güçlü bir şekilde destekliyoruz. Biz hükümetlere uygulanabilir, iş dünyasına hitap eden çözümler önermeye devam edeceğiz. Mevcut işbirliği platformları ve bunlara ilave olarak kurulmaya çalışılan Türk Amerikan İş Konseyi ile daha yakından çalışmak istiyoruz” diye konuştu.

”Türkiye İran’ın komşusu ve öyle olmaya devam edecek”

İran konusuna da değinen Hisarcıklıoğlu, ”İran’ın nükleer silaha sahip olmasını tasvip etmediklerini” söyledi.

Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi’nin aldığı ekonomik yaptırım kararına uyduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, öte yandan ABD’nin BM dışında İran’a yönelik uyguladığı yaptırımların Türk şirketlerini ek zarara uğratma tehlikesi bulunduğuna işaret etti.

”Türkiye İran’ın komşusu ve öyle olmaya devam edecek” diyen Hisarcıklıoğlu, ”Geçen yıl Türkiye ile İran’ın ticaret hacmi 8 milyar dolara ulaşmıştı. İran’ı küresel sisteme entegre etmenin bir yolu da ticarettir. İran ile iş yapan Türk şirketleri, elbette bireysel olarak yapacağı işin artılarını ve eksilerini değerlendirerek karar verecekler. Ancak bunların, İran’da nükleer silah üretimine katkıda bulunmayacakları bilinmelidir” görüşünü ifade etti.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin komşularıyla artan ikili iktisadi ilişkilerinin, Türkiye-ABD ikili ilişkileri açısından, bir engel olmaktan ziyade fırsat olduğunu dile getirdi.

İslam ülkeleriyle ABD arasında diyalog tesisinde umut olabilecek proje

TOBB olarak bölgenin iktisadi dönüşüm sürecine katkı sağlamaya çalıştıklarını belirten Hisarcıklıoğlu, Türkiye, Afganistan ve Pakistan’ın katılımıyla gerçekleştirilen İstanbul Forumu ve Türkiye, İsrail ve Filistin katılımıyla oluşturulan Ankara Forumlarıyla doğrudan üçlü diyalog mekanizmaları kurduklarını, Irak ile ilişkilerin geliştirilmesi için çalıştıklarını anlattı.

Amerikan yönetiminin başlattığı, ”Yeni Başlangıç için Ortaklar” projesinin, İslam ülkeleriyle ABD arasındaki diyalog tesisinde bir umut olduğunu düşündüklerini dile getiren Hisarcıkloğlu, programın ”Girişimcilik Bileşeni”ne ciddi katkı sağlayacak, deneyim ve bilgi birikimleri olduğunu söyledi.

Hisarcıklıoğlu, ABD yönetimlerinin Türkiye’nin AB Katılım Sürecine verdiği desteğin memnuniyetle karşılandığını da belirterek, ”Bugün, Türkiye’nin AB üyelik sürecinde ABD’nin desteğine her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır” dedi.

TOBB Başkanı, Türkiye’nin PKK terör örgütüyle devam eden mücadelesinde uluslararası toplumun tam desteğine ihtiyaç duyduğunu, bunun sadece Türkiye için değil gerek Irak gerekse bütün bölgenin barışı, istikrarı ve ekonomik durumu için önemli olduğunu vurguladı.

”Yaklaşık 1 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğü, 500 milyar dolarlık dış ticaret hacmi ve 73 milyon nüfusu ile Türkiye, ABD yönetimi açısından başlı başına bir gündem konusu haline getirilebilmelidir” diyen Hisarcıklıoğlu, ”Beyaz Saray, Dışişleri Bakanlığı, Ticaret Bakanlığında Türkiye’nin artık ayrı bir yapılanma ve gündem haline getirilmesi” gerektiğini sözlerine ekledi.

Bakan Babacan: ??Krizde bankalarına kaynak aktarmayan nadir ülkelerdeniz?

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise konuşmasında Güney Kore’nin Gyeongju kentinde geçen ay yapılan G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankaları Başkanları toplantısında gelişmiş ülkelere orta vadeli programlarını hazırlaması çağrısında bulunulduğunu hatırlatarek, küresel ekonomi için işsizliğin yüksek olması ve yükselmeye devam etmesinin risk oluşturduğunu belirtti.

Babacan, ”İşsizliğin yüksek olduğu ülkelerde iç tüketimle ilgili sorun olacak, bu da o ülkelerin büyüme rakamları üzerinde sürekli baskı oluşturacak. Finans sektöründeki kırılganlıklar da devam ediyor, birçok büyük banka hazine ya da merkez bankalarının sağladığı olağanüstü miktarda kaynakla ayakta duruyor. Bugün bu kaynaklar geri çekilirse birçok banka yarın kapılarını açamayacak. Bu sorunların çözülmesi yıllar, bazı ülkelerde on yıllar alacak. Bilançoların normale dönmesi zaman alacak. Bankacılık sektörünün zayıflığının ekonomik büyüme üzerinde sürekli baskı oluşturması da başka bir risk alanı” diye konuştu.

Türkiye ekonomisi

Türkiye’nin en zor reformlarını tamamlamış bir ülke olduğunu ifade eden Babacan, şunları kaydetti:

”Gelişmiş ekonomilerde bankacılık reformundan bahsedilirken, biz bankacılık reformumuzu 2006 yılında tamamladık. Bankacılık sektörümüzle ilgili çok önemli kararlar aldık, sadece karar almadık uygulamada çok ciddi davrandık, hiçbir bankaya taviz vermedik. Daha yüksek sermaye likidite rasyoları istedik. Konut kredilerinde yüzde 25 peşin ödeme hükmü koyduk, bunları krizden çok önce yaptık. Tüketici kredilerinin sadece Türk lirası olabileceği konusunda esaslar getirdik. Bütün bunlar bizim bankacılık sistemimizdeki riskleri kontrol altında tuttu ve bu krizde hiçbir Türk bankası sorun yaşamadı. Türkiye, krizde bankalarına kaynak aktarmak durumunda kalmayan nadir ülkelerden birisidir. Hatta mevduat garantisinin kapsamı ve büyüklüğü dahi krizde değişmemiştir. Şu anda bankalarımızın sermaye yeterlilik rasyosu yaklaşık yüzde 19’dur ve bankalarımız yoğun şekilde ticari ve bireysel kredi kullandırmaktadır.”

Türkiye’nin ekonomik büyümesi ve istihdam

Babacan, ”Türkiye’nin ekonomik büyümesi bu yıl OECD’nin tahminine göre yüzde 6,8, IMF’nin tahminine göre yüzde 7,8 ve birçok piyasa analistinin tahminine göre yüzde 6,5-9 aralığındadır. Bu Avrupa’nın en yüksek büyüme oranıdır. Avrupa Birliği Komisyonu, OECD, IMF, Dünya Bankası ve birçok piyasa analistine göre Türkiye gelecek yıl Avrupa’nın en hızlı büyüyecek ülkesi olacak” dedi.

Bu büyüme istihdama da olumlu yansıdığını kaydeden Babacan, ”Türkiye’de geçen yılın ikinci çeyreğinden bu yılın ikinci çeyreğine 1.5 milyon ilave istihdam olmuştur ve işsizlik oranımız geçen yıla göre yaklaşık yüzde 2,5 düşmüştür” diye konuştu.

Hughes: Zorlukları birlikte aşmalıyız

26. Transatlantik Konferansı’nda konuşan Franklin Center Başkan Yardımcısı William J. Hughes da “Türkiye ve ABD birlikte durmalı, birlikte çalışmalı ve zamanımızın zorluklarıyla birlikte başa çıkmalı” dedi.

Hughes, delegasyon adına katılımı için Babacan’a, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’na ve organizasyon için başarılı ekibe teşekkür etti.

Franklin Center’ın, başka ülkelerle “açık bir diyalog ve pozitif ilişkiler” kurmaya çalıştığını kaydeden Hughes, yıllar içinde pek çok ülke ile çalışma şanslarının olduğunu ve 26. Transatlantik Konferansı için Türkiye’den daha uygun, daha stratejik bir ülke olamayacağını söyledi.

Hughes, Türkiye ve ABD arasındaki iyi ilişkilerin oluşturulmasının, liderler için, Washington’daki bütün yetkililer için en önemli unsurlardan biri olduğunu belirterek, Avrupa Birliği’nin bir parçası olan Türkiye’nin çok önemli bir müttefik olduğunu kaydetti.

Türkiye’ye gelen delegasyonun, iki ülke arasındaki ilişkiyi daha da iyileştirmek için çalıştığını ifade eden Hughes, bu hafta içinde, “NATO, güvenlik, sağlık, eğitim, ticaret, dış ilişkiler” gibi çok farklı konuları tartışacaklarını söyledi. Delegasyonun tamamının, konferanstan bilgi edinmek arzusunda olduğunu belirten Hughes, “Biz sizlerle deneyimlerimizi paylaşmak istiyoruz, sizin deneyimlerinizi paylaşmak istiyoruz” dedi.

Hughes şöyle konuştu:

“Farklı ülkeler olsak bile değerlerimiz ve amaçlarımız aynı. Vatandaşlarımız için yüksek hayat kalitesi istiyoruz. Güvenlik ve barış, eğitim, istihdam ve güçlü bir ekonomik büyüme istiyoruz. Ve aynı amaçlara sahip olduğumuz için bunlar üzerinde konuşmak istiyoruz. Franklin Center’ın misyonu bu, bu konferans kapsamındaki misyonumuz bu.”

William J. Hughes ayrıca, en son 20 yıl önce Türkiye’ye geldiğine değinerek, bu süre içinde ülkede “inanılmaz bir değişim olduğunu” kaydetti.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın