PwC Türkiye’nin, Türkiye enerji piyasasındaki şirket birleşme ve satın almaların yıllık analizini gerçekleştirdiği Energy Deals – Enerji Sektöründeki Birleşme ve Satın Almalar Raporu’nun 2016 sonuçları açıklandı. Bu yıl dokuzuncusu hazırlanan rapora göre, 2013’ten bu yana toplam işlem değeri ve sayısında yaşanan düşüş 2016’da devam etti. İşlem sayısı önceki seneye göre %32 oranında gerileyerek 30’da kalırken, yaratılan toplam değer de %59 düşüşle 2 milyar dolarda kaldı.

Altyapı sektörü ağırlıkta

Rapora göre, geçen yıl bir istisna yaratarak petrol ve gaz sektörünün gerisinde kalan altyapı sektörü, 2016’da tekrar toparlanarak toplam işlem sayısının %80’inin ve toplam değerin %90’ ının yaratıldığı segment oldu.

Altyapı segmentindeki işlem sayısı ve değeri, 2016’da bir önceki seneye oranla sırasıyla %31 ve %42 gerileyerek 24 işlem ve 1,8 milyar dolarda kaldı. Bu durumun iki ana sebebi, özelleştirmelerde büyük ölçekli birleşme ve satın almaların olmaması ile makroekonomik ve piyasa kaynaklı belirsizlikler olarak sıralandı.

Petrol ve gaz sektöründe 2016’da, toplam 202 milyon dolar değerinde yalnızca altı adet birleşme ve satın alma gerçekleşti. Bu değerin 159 milyon doları devlet akaryakıt şirketi TP Petrol’ün özelleştirilmesinden sağlandı.

Yabancı yatırımcıların Türkiye enerji piyasasına ilgisi oldukça sınırlı kaldı ve dahil oldukları birleşme ve satın almaların toplam değerinin oranı sadece %7’ye ulaşabildi. Bu oran 2015 yılında %45 seviyesindeydi.

2017 öngörüleri

Birleşme ve satın alma işlemlerindeki toparlanmanın, piyasadaki karar alıcı ve düzenleyici kurumların reformlar konusundaki kararlılığına ve Türkiye ekonomisine olan güvenin tekrar tesis edilmesine bağlı olacağını söyleyen PwC Türkiye Şirket Satın Alma ve Birleşme Hizmetleri Ortağı Engin Alioğlu şu değerlendirmelerde bulundu:

“2017 yılında birleşme ve satın alma ortamındaki iyileşmesinde, karar alıcı ve düzenleyici kurumların atacağı adımlara ek olarak, Türkiye ekonomisine olan güvenin tekrar yerine gelmesi de çok önemli bir rol oynayacaktır. Şu anda tahmin yürütmek zor olsa da, sırada bekleyen elektrik üretim santrali özelleştirmelerinin tamamlanması ve özel sektörde OMV Petrol Ofisi, Osmangazi Elektrik Dağıtım ve Statkraft’ın Çetin Hidroelektrik santralin gibi muhtemel satış işlemleri, 2017 yılındaki birleşme ve satın alma rakamlarında önemli unsurlar olarak karşımıza çıkacaktır.”

Raporda öne çıkan bazı bulgular:

2015 yılında 44 olan birleşme ve satın alma işlemi sayısı 2016 yılında 30’a düşerken, toplam birleşme ve satın alma değeri de %59 oranında gerileyerek 2,0 milyar dolarda kaldı. Bunun sonucunda, ortalama işlem değeri de %39 oranında bir düşüşle 67 milyon dolar olarak gerçekleşti.

2016 yılında altyapı segmentinde toplam 1,8 milyar dolar değerinde 24 adet birleşme ve satın alma işlemi kamuoyuna açıklandı. Bu işlemlerin yalnızca ikisinde elektrik ve doğalgaz ticareti yapan şirketlerin hisseleri el değiştirirken, geri kalanların tümünde elektrik santrali sahibi ve işletmecisi şirketler alıcıların hedefi oldu. Elektrik santrallerini içeren işlemlerin çoğu hidroelektrik santrallerin özelleştirmesi olurken, özel sektör işlemlerinin büyük çoğunluğu da yine yenilenebilir enerji varlıklarını içerdi. Termik santral alım satımları sınırlı seviyede kaldı.

Altı özelleştirme işlemi toplam altyapı birleşme ve satın alma değerinin %52’sini sağlarken, 2015 yılında termik ve hidroelektrik santralleri (HES) arasında sağlanan denge 2016 yılında %97 gibi büyük bir oranla hidroelektriğe kaydı. Beklentilerin aksine, Afşin-Elbistan B ihalesi 2016 senesinde de yapılmadı.

Petrol ve gaz sektöründe kamuoyuna açıklanan birleşme ve satın almalarda 2015 yılında kaydedilen bir kerelik yükselişin devamı gelmedi ve 2016 yılındaki toplam değer bir önceki senenin dokuzda birine gerileyerek 202 milyon dolarda kaldı. Bu gelirin %80’i TP Petrol’ün özelleştirilmesinden elde edildi.

Devlet-özel sektör birleşme ve satın alma işlemlerinin birbirine oranı açısından da 2016 yılı 2015’ten bir hayli farklı oldu ve özelleştirme faaliyetlerindeki artışla özel sektör işlemlerinin toplam değer içindeki oranı %63’ten %43’e düştü.
Diğer çarpıcı bir değişiklik de yerli ve yabancı yatırımcıların alıcı taraf olduğu işlemlerin birbirine oranında yaşandı. Zira, IFC’nin Akfen Enerji’den hisse alımı dışında 2016 yılında hiçbir altyapı varlığı yurt dışından ilgi görmedi. Buna karşılık, yabancı oyuncuların varlığı petrol ve gaz segmentinde daha fazla hissedilirken, dahil oldukları işlemlerin değeri oldukça sınırlı kaldı. Sonuç olarak, 2015 yılında %45 olan yabancı yatırımcı işlemlerinin payı, 2016 yılında %7’ye düştü.

Geleceğe bakış

2016’da olduğu gibi, 2017’de de birleşme ve satın alma ortamı büyük ölçüde enerji piyasasındaki karar alıcı ve düzenleyici kurumların reformlar konusundaki kararlılığı ve genel yatırım ortamındaki düzelmeye bağlı olacaktır.

Altyapı sektöründe 2017’de gerçekleşmesi beklenen işlemlerin başında altı adet HES ve iki adet gazla santralinin özelleştirme ihaleleri gelmektedir. Özelleştirme listesindeki HES’ler şunlardır: 56 MW kapasiteli Derbent, 32 MW kapasiteli Çamlıgöze HES, 37 MW kapasiteli Yenice, 60 MW kapasiteli Seyhan-1 HESleri, 7,5 MW kapasiteli Seyhan-2 HES 6 MW kapasiteli Yüreğir HES, 1,482 MW kapasiteli Bursa Gaz Türbinleri Kombine Çevrim Santrali ve 180 MW kapasiteli Aliağa Gaz Türbinleri Kombine Çevrim Santrali’dir.

HES’lere olan ilginin yine yerli yatırımcılarla sınırlı kalması beklenirken; gaz santrallerine olan yabancı ilgisinin de, bu santraller için planlanan kapasite mekanizmasının hayata geçirilmesi ve gaz tedariğindeki sıkıntıların giderilmesine bağlı olduğu düşünülmektedir.

Öte yandan, son bir kaç yılda yayınladığımız raporlarda olduğu gibi Afşin-Elbistan B ihalesine ilişkin beklentilerimiz 2017 senesi için de geçerliliğini korumaktadır.

Çayırhan B Termik Santrali’nin inşaatı ve aynı bölgedeki kömür madeniyle birlikte işletilmesi için açık eksiltme usulüyle yapılacak ihale yönteminin diğer benzer varlıklar için de uygulanacağı belirtilmiştir. Büyük ölçekli güneş santrallerinin lisans ihaleleri de benzer bir modele tabidir. Bu nedenle her ne kadar bu raporda belirtilen “birleşme ve satın alma” tanımına uymasalar da, bu ihalelerin de 2017’de piyasada önemli bir hareketlilik yaratacağı düşünülmektedir.

Altyapı sektöründe faaliyet gösteren özel şirketler cephesinde, Limak – Statkraft arasındaki potansiyel HES satışı 2017’de sonuçlanması beklenen işlemlerin başında gelmektedir. Diğer şirketlerin de, 2016’da olduğu gibi 2017’de elektrik üretim portföylerini yeniden yapılandırmaya devam edeceği beklenmektedir. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Avrupa Yatırım Bankası’nın Türkiye’deki yenilebilir enerjiye yönelik projeler için sağladığı krediler de bu segmentteki hareketliliğe katkı sağlayacaktır.

Destekleme mekanizması YEKDEM’e dâhil olan yenilenebilir enerji şirketlerine yapılan ödemelerle ilgili 2016 yılında yapılan bir düzenleme, şirketlerin finansal durumlari için önemlidir. Bu uygulama kapsaminda, sistem işletmecisine taahhüt ettiği yükü tedarik edemeyerek dengesizliğe yol açan sirketlere yapilan ödemelerden dengesizlik bedelinin kesildiği bilinmektedir. Bu durumun 2017’de birleşme ve satın alma ortamı üzerindeki etkileri dikkat edilmesi gereken noktalardan biridir.

Elektrik dağıtım ve perakende sektöründe, Zorlu Enerji’nin Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş. ve Perakende A.Ş.’nin işletme haklarını alması, 2017’de bu segmentteki diğer işlemleri de beraberinde getirebilir. Bu şirketlerin özelleştirme döneminde yüklendikleri döviz cinsinden borçlarını, TL gelirleriyle karşılamakta zorluk yaşadıkları bilinmektedir. Bu durumun refinansman amaçlı hisse satışlarına sebep olması beklenmektedir.

Petrol ve gaz sektöründe beklenen işlemlerin başında OMV Petrol Ofisi’nin satışı gelmektedir. Bugüne kadar açıklanan yabancı ilgisi ve potansiyel rakamlar itibariyle bu satışın değerinin milyar dolar sınırını aşması beklentiler arasındadır. Öte yandan, doğalgaz sektöründeki liberalleşme hedeflerinde herhangi bir ilerleme görülmemesi sebebiyle, bu segmentte büyük ölçekli bir birleşme ve satın alma işlemi tahmin edilmemektedir.

Son söz olarak, 2017’ye ilişkin tüm beklentilerimizin temelinde yatırım ortamının iyileşmesi ve piyasaya olan güvenin artması yatmaktadır.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın