Türk turizminin iki ana pazarı Rusya ve Avrupa’da bazı sorunlar çıkınca, herkes doğal olarak yeni pazar arayışlarına yöneldi. Yeni pazar arayışlarında ise Hindistan, İran ve Çin’in adı diğerlerine nazaran daha fazla dillendirilmeye başlandı.
Söz konusu üç ülke arasında bulunan Çin’e ilişkin yapılan tahmin ve yorumlar da şimdilik birer şehir efsanesi olmanın ötesine geçemiyor. Çin’e ilişkin dile getirilen uçuk-kaçık, hiçbir dayanağı olmayan rakamlar için biraz gerilere gitmekte yarar var.
Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC), Ukrayna’dan satın aldığı uçak gemisi olarak tasarlanan Varyag’ı 1 Kasım 2001 tarihinde İstanbul Boğazı’ndan geçirerek teslim aldı. O yıl Türkiye’de Başbakan Ecevit’in koalisyon hükümeti işbaşındaydı. Çinliler, uzun uğraşlardan sonra nihayet geminin geçiş iznini aldı.
Türk basınında o yıldan başlayarak, ne zaman Çinli turistler konuşulmaya başlansa ‘Çinliler Varyag’ın geçirmek için 1 milyon Çinli turist sözü verdi, bu sözlerini tutmadılar’ mantığıyla haberler yapılıp duruyor. Gerçekten de Çinli yetkililer böyle bir söz verdi mi diye konuyu araştırdım. O yıllarda Çin’de Anadolu Ajansı’nın yanı sıra, birkaç medya kuruluşuna da haberler geçen bir gazeteci dostuma sordum.
Gazeteci dostum, o yıllarda Çin’den Türkiye’ye haberleri kendisinin geçtiğini hatırlattıktan sonra, böyle bir açıklama yapılmış olsalardı bunu kendisinin yazıp Türkiye’ye yollayacağını söyledi. Sonuç itibarıyla ortada böyle bir açıklama yoktu. Peki olay neydi? Araştırınca bu ‘bilgi’ kaynağının Milliyet Gazetesi’nde bir meslek büyüğümüzün köşe yazısı olduğunu gördüm.
Üstelik o haberde bir değil birkaç yanlış vardı. Şöyle ki, 2001’deki haberde Çin’den her yıl yurtdışına 150 milyon turistin çıktığı ‘bilgisine’ yer verilmiş. Oysa günümüzde bile Çin’den yurtdışına giden turist sayısı o rakama ulaşmadı hala 120 milyon. İkinci yanlış, o yıllar Türkiye’den Çin’e haftada sadece iki uçak seferi yapılıyordu. 1 milyon turistin taşınması için günde 2 uçak seferi bile yeterli olmazdı. Ama bu gerçeklerin hiçbir kıymeti yoktu, şehir efsanesi alıp yürümüştü…
Çinli turist hakkında üretilen şehir efsaneleri hala devam ediyor. Bu konuda ‘açıklama’ yapanlar, nedense 1 milyondan aşağı rakamı telaffuz etmiyor. Gönüllerinden bu rakam geçiyor olabilir, ama niyet başka gerçekler başka. Bu yüzden meseleye rakamlar ve gerçekler çerçevesinde bakmak zorundayız.
İsterseniz konuya biraz da Çince bilen rehber sayıları açısından bakalım. Çince Rehberler Derneği (ÇİRED) Başkanı Abdülkadir Tanrıdağlı’dan aldığım bilgilere göre, Türkiye’de Çince bilen rehber sayısı topu topu 154 kişi. Bunun 123 kişisi aktif, 93’ü de ÇİRED’e üye. Bu gerçekler karşısında, 1 milyonu Çinli turist bir yana dursun, 400 milyon turist gelse bile, rehber açığımız 100-150 kişi.
Türkiye’de kokartlı 12 bin rehberden 3-4 bininin işsiz olduğunu hatırlatan Tanrıdağlı’nın bir önerisi var. Diyor ki, “Bakanlık veya bir bankanın masrafları karşılaması halinde, rehberliği bilen ama ek dile ihtiyacı olan 200 rehberi Çin’e götürüp dil eğitimi almalarını sağlayabiliriz. Çin, 2018 yılını Türkiye Turizm Yılı ilan etti. Çalışmalara şimdiden başlarsak, çekeceğimiz 500 bin turisti hazır oluruz. 2018 yılına sadece rehberlerimizi değil, sektörün tüm aktörlerini de Çinli turist kimdir, beklentisi nedir, neden mutlu olur konularında hazırlamamız gerekiyor.”
Elbette ki Türkiye’nin 2017 ve sonrasında yeni pazarlara yönelip, ürün çeşitlemesine gitmesi gerekir. Bunu için aklın merkeze alınıp, araştırma ve veriler ışığında gerçekçi tahminler yapılmalı. TUYED olarak turizmden ekmek yiyen tüm kesimlere bir çağrımız var: Lütfen şehir efsanelerini bir kenara bırakın. Rakam ve araştırmalara önem verin. Planlarınızı bu araştırmalardan çıkan sonuçlara göre, ayağı yere sağlam basacak şekilde yapın. Buna da şimdiden başlayın ki 2018 yılına yetişsin…
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.