Value Partners MENA Yönetici Ortağı Ali Güven dolardaki artışın psikolojik etkisine dikkat çekti
İtalyan yönetim danışmanlığı şirketi Value Partners MENA Bölgesi Yönetici Ortağı Ali Güven, dövizdeki artışın önüne geçebilmek için dolar ve euro’nun günlük hayattan çıkarılması gerektiğini söyledi. Döviz kurundaki dalgalanmanın psikolojik etkisine dikkat çeken Güven hiçbir döviz maliyeti olmadığı halde döviz cinsi yapılan tüm işlemlerin acilen yasaklanmasını istedi. MENA Yönetici Ortağı Ali Güven, “Döviz, kurumlar tarafından piyasa çalkantılarından korumak için bir enstrüman olarak görüldüğü sürece hiç bir zaman çok başarılı olamayacağız. Ayrıca bankaların tüketiciyi döviz üzerinden krediye değil TL üzerinden krediye özendirmesi çok önemli” dedi.
Dünyanın en önemli para birimleri olan dolar ve euro’nun tamamen dışarıda tutulmasının mümkün olmadığını da hatırlatan Güven, “Demokratik ve Serbest Ekonomi ile yönetilen ülkemizde, kişilerin döviz işlemlerine karışılamaz, ancak günlük hayatımıza etkisi azaltılabilir. Aslında döviz ile ilgili düzenleme yaşadığımız kriz için değil, çok daha önce yapılmalıydı. Bir ülkenin para birimi onun bayrağı, dili, dini gibi gururudur, onurudur. Bu nedenle yapılacak çalışmalar kriz yönetimi değil, devlet ve vatandaşın en temel görevidir” diye konuştu.
“Çok yıkıcı oranlara varabilir”
Ali Güven’in hesabına göre, dolar TL karşısında 2016 Kasım sonu itibariyle 2016 yılı başına göre yüzde 17, 2015 yılı başına göre ise yüzde 47 artış gösterdi. Güven, bu artışın çok yıkıcı oranlara varabileceği konusunda uyardı. Türkiye’nin cari açığı olduğu için döviz kuru dalgalanmalarından olumsuz etkilenmesinin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Güven kurdaki artışın psikolojik nedenine de işaret etti. Güven, “Neden doların bu kadar esiriyiz? Neden hayatımızda bu kadar yer ediyor? Ve bundan kurtulma için neler yapmalıyız? Sorularını sormamız gerekiyor” diye konuştu.
“Günlük hayatımızdan çıkarmalıyız”
Günlük hayatta alım, satım, kiralama gibi işlemlerin TL ile yapılması gerektiğini savunan Ali Güven, şunları söyledi: “Hiçbir maliyeti döviz olmadığı halde dövizle ev, işyeri, araba satmak, kiralamak, fiyat koymak, sözleşme yapmak, teklif vermek, fatura kesmek ve bunun gibi tüm işlemlerin acilen yasaklanması gerekiyor. Dolar ve euro’yu günlük hayatımızdan çıkardığımızda bunun birçok faydasını göreceğiz. Şirketler döviz cinsinden teklif veremeyeceği için, çok daha dikkatli ve derinlemesine plan yapmak üzere birçok kaynaktan döviz öngörüsü alacak. Bu da çok daha kesin bir plan kuru saptaması ile fiyatlandırma yapmasının yolunu açacak. Tüm özel ve devlet kurumları bunu yapınca zaten kendi kurumuzu kendimiz yaratacağız.”
“Hükümetin aldığı önlemler kısa vadede etkili”
Hükümet kurumsal düzeyde talebi azaltmak için şu önlemleri almıştı: “Özelleştirme ihalelerinden alacağı olan 5 milyar doları ve TMSF’nin 2.5 milyar dolarlık alacağını TL olarak tahsil edecek. Kayıt dışı olarak yastık altında tutulan döviz ve altının vergi barışı vasıtasıyla sisteme sokulması sağlanacak. Kamu ihalelerinin TL ile yapılması, varlık barışı ile yurtdışındaki paranın ülkeye çekilmesi.” dedi.
Ali Güven hükümetin aldığı bu tedbirlerin kısa vadede TL’deki değer kaybını kontrol altına alacağını söyledi. Güven’e göre, döviz kurumlar tarafından piyasa çalkantılarından korunmak için bir araç olarak kullanıldığı sürece hiç bir zaman çok başarılı olamayacağız.
Kurumlar döviz riskini nasıl yönetebilir?
Hali hazırda kurumların işlem riski, ekonomik risk, kredi riski ve ithalat riski olmak üzere dört tür döviz riski ile karşı karşıya olduklarını söyleyen Güven, bu riskleri yönetmek için kurumların başvurabileceği önlemleri de sıraladı.

• İleri dönem kambiyo, opsiyonlar, swap gibi riskten korunma (hedging) araçlarını kullanmak, ya da sözleşmeleri yerel para birimi üzerinden tasnif etmek, ödeme ve tahsilat zamanlamasını işlem tarihinin gerisine çekmek/ötesine atmak gibi koşullu risk önlemleri almak.
• Ürün portföyünü yeniden yapılandırma/Ar-Ge yoluyla farklılaştırma, rekabete kıyasla fiyat konumlanmasını değiştirme, tedarikçi portföyünü yeniden yapılandırma/yerli ikameye geçme, yerel pazar/ihracat dengesini ve ihraç pazarlarını seçkisini yeniden yapılandırmak gibi kritik stratejik kararların vermek.
• Bilançolarda da aktifler ve pasifler arasında kur farkı yüzünden oluşan tutarsızlıkların, yine aynı kur riskine maruz kalan, uygun değerde pasiflerin veya aktiflerin edinilmesi yoluyla dengelenmesi veya kur bazlı türevlerden yararlanmak.
• Acil bir şekilde tedarikçilerle kur düşürme ve kur sabitleme gibi yöntemler yanında, şirketin ithalata olan bağımlılığını gözden geçirmek.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın