Dünya makine ihracatında Türkiye’nin, küresel ortalamanın üzerinde artış kaydeden iki ülkeden biri olmasını sağlayan makineciler, sektörün yeni dönem hedeflerini ve yol haritasını açıkladı. Makine sektörünü ülkenin “Büyüme Makinesi” olarak tanımlayan Türkiye’nin Makinecileri yeni dönem iletişim kampanyasında da bu slogandan yola çıktı.
Ekonomik belirsizliklerin dünya genelinde bir istikrarsızlık yarattığı 2016 yılının ilk 10 ayında 11 milyar dolar ihracat gerçekleştiren Türkiye’nin Makinecileri, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 1,4’lük büyüme sağlamayı başardı. Makine sektörü son 15 yılda ihracatını yüzde 700 oranında artırmayı başararak Türkiye’de ekonomik istikrarının başrol oyuncularından biri oldu.
“Türkiye’de sanayi devrimi yapacak güç ve potansiyel var”
Dünya mal ticaretinin yüzde 3-4 seviyelerinde daraldığı bir dönemde, Türkiye’nin Makinecilerinin ihracattaki artışının sürdüğünü vurgulayan Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran şunları ifade etti:
“Bu başarımızla gurur duymakla birlikte daha alınacak çok yol olduğunun bilincindeyiz. Uluslararası rekabette gücümüze güç katabilmemiz, rakiplerden daha iyi bir sanayi stratejisine sahip olmamızla mümkündür. Türkiye bir sanayi devrimi yapacak ve ileri teknolojili ürün ihracatında ‘ben de varım’ diyebilecek güç ve potansiyele sahip bir ülke. Sanayideki atağın sembolü ise ‘Büyüme Makinesi’ olacak”
Büyüme Makinesi tıkır tıkır çalışıyor
Türk sanayiinin önemli isimlerinin yer aldığı “Tıkır Tıkır” reklam filmiyle büyük ses getiren Türkiye’nin Makinecileri, yeni reklam filmi “Büyüme Makinesi”ni tanıttı. Makine sektörünün çalıştıkça değer yarattığına ve insanların yaşamlarına doğrudan katkı sağladığına dikkat çekilen reklam filminde, büyüme makinesinin Türkiye’nin refahı için tıkır tıkır çalışmaya devam ettiği vurgulanıyor.
Uluslararası ölçekte rekabetçi bir piyasada Türkiye’nin Makinecileri markasını kabul ettirebilmek için kendi özgün iş yapma biçimlerini ortaya koymaya çalıştıklarını belirten Dalgakıran şunları söyledi:
“Her birimiz kendi alt sektörlerimizde ayrı ayrı, bambaşka işler yapan makineler üretsek de bir araya geldiğimizde büyük bir makineye dönüşüyoruz. Dünyada markalaşma stratejisini başarıyla yürüten tüm kurumlar gibi, teknoloji ve tasarımdaki temel trendleri yönetmeye çalışıyoruz. Sektörümüz geniş bir yan sanayi ağı oluşturması, teknolojiyle iç içe olması, sanayicilerimizin yatırım maliyetlerini düşürmesi ve nitelikli personele yönelik istihdam alanı oluşturması nedeniyle ekonomide tetikleyici gücüyle Türkiye’nin büyüme makinesi olmayı sürdürüyor. Özetle biz üretiyoruz, Türkiye büyüyor.”
“Yerli sanayiciye yerli makine yakışır”
Üretimlerin istenilen miktarda, kalitede, rekabetçi fiyatlarda olması ve zamanında teslim konusundaki profesyonel çalışma anlayışının, Türk makine üreticilerinin uluslararası pazarlarda tercih edilmesini sağlayan başlıca özellikler olduğuna dikkat çeken Dalgakıran şöyle konuştu:
“Makine sektörünün daha rekabetçi bir ivme kazanabilmesi için iç pazarda da yerli makine alımını teşvik edici önlemler alınması gerekiyor. Kamu ve kamu destekli makine ve teçhizat alımlarında, yerli üretimin var olması durumunda, bu ürünler tercih edilmeli. Özel sektör de Türkiye’nin Makinecilerine öncelik vermeli. Yerli sanayiciye yerli makine yakışır.”
Sadece bölgeye değil, sektör ve ürüne teşvik
Her sektöre, her yatırıma “devlet desteği” şeklindeki toptancı anlayıştan vazgeçilmesi gerektiğini belirten Dalgakıran şunları ifade etti:
“Teknolojik açılım sağlayarak dışa bağımlılığı azaltacak yatırımların teşvikte önceliklendirilmesi yönünde, son dönemde atılan adımların umut verici olduğunu düşünüyoruz. Küçükten ortaya ve ortadan büyük segmente geçiş amacıyla ölçek ekonomisinin sağlanması ve kalite artışıyla beraber katma değeri yüksek ürünlere yoğunlaşılması toplam ihracatımızı artırır. Bunun için teşvik ile destekler seçici ve hedef odaklı anlayışla planlanmalı; sadece bölge odaklı değil, sektör ve ürün odaklı verilmeli. Sanayi yatırım alanları da aynı şekilde üretimi ve yatırımı kolaylaştırıcı imkân ve mekanizmalarla kurgulanmalı. Sanayide finansmana erişimi kolaylaştırmak için de makine ve teçhizat kredi teminatı olarak gösterilebilmeli. Sınai Kalkınma Bankası’nın yurtiçi yatırımları desteklemede Eximbank’ın ihracatta oynadığı rolün üstlenmesi de büyük önem taşıyor.”
Dalgakıran, teknoloji üretimi yapan yabancı sermayenin Türkiye’ye gelmesinin sağlanması gerektiğini sözlerine ekleyerek “Teknoloji yoğun üretim yapan yabancı sermayenin ülkemizi tercih etmesi için atılacak en önemli adımlardan biri de nitelikli iş gücünün artırılmasıdır. Bu nedenle nitelikli teknik eğitim ve yükseköğrenim için eğitim sistemi yeniden gözden geçirilmesini savunuyoruz. Firmaların da çalışma kültürlerinde bir yenilenmeye ihtiyacı var. Küçük Türk şirketlerinin konsolidasyonunun sağlanması da bu sürecin bir parçası olmalıdır”dedi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.