AP’de sekiz grubun verdiği karar tasarılarından üretilen ve dokuz maddeden oluşan ortak karar metni, bağlayıcı olmamakla birlikte siyasi açıdan önemli bir belge.

AP, Birlik üyelerinin bu metni görmezden gelemeyecek olmasından hareketle ‘geçici dondurma’ çağrısının önümüzdeki dönemde hayata geçirilmesini umuyor. Bu bağlamda, 15-16 Aralık’ta AB liderlerini Brüksel’de bir araya getirecek olan zirveden çıkacak olan karar, Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği açısından kritik öneme sahip olacak.

TASARIDA NELER VAR?

AP’de oylanan karar tasarısındaki vurgular şunlar:

– MÜZAKERELERİ DONDURUN: Darbe girişimi sonrasında olağanüstü hal (OHAL) kapsamında devreye sokulan orantısız önlemler güçlü şekilde kınanıyor. Türkiye’yi AB’ye sıkı şekilde bağlı tutma taahhüdünü sürdürdüğünü belirten AP, bununla birlikte AB Komisyonu ve üye ülkelere devam etmekte olan müzakerelerin geçici olarak dondurulmasını başlatması çağsısı yapıyor.

– OHAL ŞARTI: AP, OHAL kapsamındaki önlemlerin devreden çıkması durumunda kendipozisyonunu gözden geçirme taahhüdünde bulunuyor. Bu değerlendirmede de hukukun üstünlüğünün ülke genelinde tekrar sağlanmış olup olmadığının temel alınacağı belirtiliyor.

– İDAM CEZASI UYARISI:Türk hükümetinin idam cezasını tekrar devreye sokması halinde bunun katılım sürecinin resmen askıya alınmasına neden olacağı yineleniyor.

– VİZE MESAJI: Türkiye’nin vize muafiyeti için gerekli olan, bazıları özel öneme sahip, 72 kriterden 7’sini karşılamadığı not ediliyor.

– GÜMRÜK BİRLİĞİ ATFI: Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin Türkiye için önemli olduğu not edilirken bu doğrultudaki çalışmaların askıya alınmasının ülke için ciddi ekonomik sonuçlar doğuracağının altı çiziliyor.

– MALİ YARDIM VURGUSU: AB Komisyonu’na, Türkiye’ye katılım öncesi fonlardan 2017’de aktarılması öngörülen kaynağa ilişkin rapora son gelişmeleri yansıtma ve sivil topluma mali desteğin artırılma olasılığını inceleme çağrısı yapılıyor.

– ADLİ DESTEK ÇAĞRISI: AB Komisyonu, AK ve Venedik Komisyonu Türk yetkililere ek adli destek sunma konusunda teşvik ediliyor.

– SİYASİ İRADE ELEŞTİRİSİ:AB-Türkiyeilişkilerinin her iki taraf açısından stratejik önemde olduğunun altı çiziliyor. Türkiye’nin AB’nin önemli bir ortağı olduğu onaylanmakla birlikte işbirliği isteğinin iki taraflı olması gerektiği belirtiliyor. Türk hükümetinin eylemlerinin ülkeyi Avrupa yolundan başka yöne çektiği kaydedilerek Türkiye’nin siyasi irade göstermediğine inanıldığı vurgulanıyor.

ONAYLANIRSA, BUNDAN SONRA NE OLACAK?

Kurallar gereği AP Başkanı Martin Schulz, onay süreci sonrasında belgeyi AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, AB Konseyi ve üye ülkelerin yanı sıra Türk hükümetine ve TBMM’ye de gönderecek.

Ankara’nın son dönemde sıkça yaptığı gibi bu kararı da yok sayarak kararı işleme sokmadan Türkiye’nin Brüksel’deki AB Daimi Temsilciliği aracılığıyla AP’ye iade etmesi öngörülüyor.

GÖZLER ÜYE ÜLKELERE ÇEVRİLECEK

AP’nin oylayacağı tasarı, bağlayıcılığı olmasa da siyasi açıdan görmezden gelinmesi mümkün olmayan bir belge. Bu nedenle tasarı onaylanırsa, gözler artık AB Komisyonu’nun ve özellikle de AB üyesi ülkelerin nasıl bir tavır takınacağına çevrilecek.

AB Komisyonu, salı günü AP’deki oturumda AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini tarafından dile getirilen Türkiye’yle müzakerelerin sona ermesi halinde kaybeden-kaybeden senaryosuyla karşı karşıya kalınacağı görüşünü koruyor.

Avusturya hariç Türkiye’yle müzakerelerin devamından yana olan AB üyelerinin de şu aşamada bu pozisyonlarında değişikliğe gittiğine dair herhangi bir sinyal yok.

‘AP’deki oylamanın kıymeti yok’

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakereleri için bugün Avrupa Parlamentosu’nda yapılacak oylamayı eleştirdi ve “Tüm dünyaya sesleniyorum: Sonuç ne çıkarsa çıksın bu oylamanın bizim nezdimizde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur” dedi. İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 32.toplantısı açılış oturumunda konuşan Erdoğan, özetle şunları söyledi:

OYLAMANIN SİYASİ BAĞLAYICILIĞI YOK
“Türkiye’ye yönelik algı operasyonları azalmak yerine artıyor. Yarın (bugün) Avrupa Parlamentosu’nda bir toplantı olacak ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik müzakereleri için oylama yapacaklarmış. Peşinen ifade etmek isterim ki, şu anda buradan söylüyorum, ekranları başında izleyen tüm dünyaya sesleniyorum: Sonuç ne çıkarsa çıksın bu oylamanın bizim nezdimizde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. 15 Temmuz gecesi demokrasi ve istiklali için canlarını ortaya koymuş bir milletin iradesini hiçbir terazi tartamaz. Bu millet tatlı su demokratı olmadığını, iradesine, özgürlüğüne ve onuruna sahip çıkmak için gerekirse canını feda edebileceğini 15 Temmuz gecesi tüm dünyaya ispat etmiştir. Bu oylamanın siyasi bir bağlayıcılığı olmasa da açıkçası verilmek istenen mesajı benim hazmetmem mümkün değildir. Avrupa Parlamentosu’nun böyle bir oylamaya gitmeye tevessül etmesi dahi terör örgütlerine kol kanat gerdiğinin, onların yanında saf tuttuğunun ifadesidir.
BATI’DAN SOMUT DESTEK GÖRMEDİK
Biz, Avrupa Birliği’nin değerlerine pek çok üye ülkeden daha fazla sahip çıktığımızı bugüne kadar sayısız kez ortaya koyduk. Ancak, Batılı muhataplarımızdan kulağa hoş gelen sözlerin ötesinde somut bir destek görmedik. Tam tersine taahhütlerin hiçbiri gerçeğe dönüşmedi, verilen sözler yerine gelmedi. Bir taraftan PKK’yı terör örgütü ilan edeceksin bir taraftan o teröristler orada nutuk atacak. Batılı dostlarımızdan samimi bir destek görmedik.
ORTAK BİR TAVIR BELİRLEYELİM
Gelin tavrımızı ortak belirleyelim diyorum. Sömürülen ülkeler olmaktan çıkalım. Amerikan Kongresi’nin 11 Eylül terör hadisesi konusunda aldığı kararı biliyorsunuz değil mi? Dediler ki ‘Bu iki kuleyi Suudi Arabistan vurdu, bedelini Suudi Arabistan’dan alacağız. Dava açmaya başladılar. Böyle mantıksız bir şey olabilir mi? Amerikan Kongresi böyle bir kararı alabilme cüretini gösterdi.”
BATI’YA: EĞER BUNLAR BİRİSİNE ‘DİKTATÖR’ DİYORSA İNDİMDE O İYİDİR
Olaylar karşısında susarsak, Batı’ya selam duran eli kanlı tiranları kırmızı halılarda ağırlamayı, kendilerini eleştirenleri ise diktatör olarak yaftalamayı bunlar sürdüreceklerdir. Eğer bunlar birisine ‘diktatör’ diyorsa benim indimde o iyidir. ABD bir seçim yaşadı değil mi, hesap tutmadı. Amerika’da Trump’a ne demeye başladılar, ‘diktatör’ demeye başladılar. Avrupa’nın değişik ülkelerinde sokaklara döküldüler, diktatör demeye başladılar. Hani demokrattınız?  Sandıktan şimdi böyle bir netice çıktı, Trump çıktı, saygı duyun. Bize de geliyorlar diyorlar ki ‘Bak Trump, Müslümanların aleyhinde konuştu, İslam’ın aleyhinde konuştu.’ Siyasette bu tür şeylere alışığız. Bugün böyle konuşulur, sonra bu yanlış düzeltilir. Kesinlikle oyuna gelmememiz lazım.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın