Türkiye’nin yıllardır müzakereler yürüttüğü Avrupa Birliği üyelik sürecinin geleceği sorgulanır oldu. Süreci sekteye uğratan kritik madde terörle mücadele kanunundan taviz verilmemesi pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Politik tarafta AB ile anlaşmazlıklar yaşanırken ekonomik tarafta AB müzakerelerinin son bulmasıyla her iki tarafın da nasıl etkileneceği en büyük soru işaretlerinin başında geliyor.
Ticarette Dengeler Bozulur Mu?
AB’nin ihracat ve ithalat rakamları değerlendirildiğinde, Türkiye’nin toplam ticaret hacminde 5. sıradaki yerini koruduğunu görüyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun açıkladığı son verilere göre, AB’ye yapılan ihracat 2016 yılı Eylül ayında önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,4 artış kaydederek 5 milyar 484 milyon dolar olarak gerçekleşti. İhracattaki aslan payı ise, 1 milyar 137 milyon dolarla Almanya’nın oldu. Almanya’yı 784 milyon dolarla İngiltere, 653 milyon dolar ile İtalya ve 575 milyon dolar ile Irak takip etti.
AB’nin ana ticaret ortaklarından biri olan Türkiye 1995’te gümrük birliğine girerek Avrupa ticaretinde payını artırarak önemli bir noktaya ulaşmıştı. Ancak Türkiye- AB ilişkilerinin bozulmasıyla Gümrük Birliği dahil tüm anlaşmaların askıya alınacağı öngörülüyor. Türkiye ekonomisinde önemli bir yeri olan AB ile ilişkilerin bozulması ülke ekonomisinde taşları yerinden oynatabilecek güce sahip. AB ile ekonomik ilişkilerin bir ayağı da doğrudan yatırım girişlerine dayanıyor. Ekonomi Bakanlığı’nın yayınladığı rapora göre, bu yılın Ağustos ayında 272 milyon dolar olan nakit sermaye girişinin; 180 milyon dolarlık bölümünü AB ülkeleri oluşturuyor. Doğrudan sermaye girişinde ihracatta da olduğu gibi aslan payı 59 milyon dolarla Almanya’nın bulunuyor.
AB de Türkiye’ye bağımlı
Türkiye’nin ekonomide AB’ye bağımlı olduğu gibi AB de Türkiye pazarına bağımlı bulunuyor. Resesyon mücadelesini sürdüren AB’nin Brexit şokunu atlatamamışken Türkiye pazarını gözden çıkarması birliği ekonomik bir tehlikeye sürükleyebilir. Ayrıca, hatırlanacağı üzere Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, AB’nin Türkiye’ye ekonomik yaptırım uygulamasının gündeme gelebileceğini söylemişti. Bu sözü edilen yaptırımlar ile ilgili bir detay paylaşılmadı Ancak Türkiye’nin AB’ye ticarette bağımlı olduğu gibi ticarette yaklaşık yüzde 40 oranında Türkiye’ye bağımlı olan AB de, ekonomisi için Türkiye’ye muhtaç. Yani herhangi bir ekonomik yaptırımın uygulanması yıllardan beri borç kriziyle boğuşan AB ekonomisi için de risk oluşturuyor.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.