yenilenebilir güneş

Yenilenebilir enerji kapasitesini en fazla artıran ülkeler sırasıyla Çin, ABD, Japonya, Büyük Britanya ve Hindistan oldu. Kişi başına yenilenebilir enerji yatırımlarını en fazla artıran ülkeler sıralamasında ise Danimarka, Almanya, İsveç, İspanya ve Portekiz başı çekiyor. Avrupa ülkeleri daha önceki yıllarda da yeşil enerji yatırımlarına yüklü yatırım yapmıştı.
Ucuzladıkça yatırımlar artıyor
Yıllık Küresel Durum Raporu bütün dünyadan 700 uzmanın yer aldığı 21’inci Yüzyıl Yenilenebilir Enerji Politikası Şebekesi (REN21) tarafından hazırlanıyor. 2200 sayfalık raporda hükümetlerin enerji dönüşümü politikaları ve yenilenebilir enerjilerdeki trendlerle ilgili bilgilere de yer veriliyor.
2015 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarına 13 milyarlık artışla toplam 286 milyar dolarlık yatırım yapılmış. Yatırımların artmasında öncelikle maliyetin düşmesi rol oynuyor. REN21 Genel Sekreteri Christine Lins, Deutsche Welle’ye yaptığı açıklamada, “raporun yenilenebilir enerjinin rekabet gücüne kavuştuğunu ve fiyatı düşen fosil enerjilerle pekalâ başa baş gidebileceğini gösterdiğini” söyledi.
Lins, yenilenebilir enerjinin iklim kadar ekonomiye de yaradığını ve 172 ülkenin yeşil enerjiye geçişin siyasi çerçevesini yürürlüğe koyduğunu hatırlattı. Bu yolun yüzde 100 yenilenebilir enerjiye çıkacağını belirten REN21 Genel Sekreteri, büyük metropollerle 2 binin üzerindeki büyük şirketin bu hedefe odaklandığını sözlerine ekledi.
Elektrik üretimindeki payı büyüyor
Raporda yenilenebilir enerjinin toplam küresel elektrik üretimindeki payının bir puan artarak yüzde 24’e çıktığı, Avrupa’da ise yeşil enerjinin elektrik miksajındaki payının yüzde 44’ü bulduğu belirtiliyor. 2010 yılında bu oran sadece yüzde 24 idi. Sanayi ülkesi Almanya elektrik ihtiyacının üçte birini yenilenebilir enerjiden karşıladığı gibi komşu ülkelere de yeşil enerji ihraç ediyor.
İklim hedefleri tempo gerektiriyor
Küresel elektrik miksajındaki yenilenebilir payı sürekli artarken, ısıtma, sanayi ve ulaşımı da kapsayan toplam enerji sarfiyatındaki yeşil enerji oranı ise yüzde 19,2 ile oldukça düşük bir seviyede kaldı.
REN21 Genel Sekreteri Lins, bunun ulaştırma ve ısıtmadaki teknolojik gelişmenin yavaş ilerlemesinden kaynaklandığını söyledi. Yenilenebilir enerjinin payı ulaştırmada yüzde 4, ısıtmada ise yüzde 8 dolayında seyrediyor.
Christine Lins, küresel ısınmayı iki derecenin altında tutma hedefine ulaşılabilmesi için yüzyılın ortasına kadar fosil enerji kaynaklarının tamamen terk edilmiş olması gerektiğini ancak tahminlerin bunun başarılmasının kolay olmayacağını gösterdiğini söyledi.
Yenilenebilir enerji yatırımlarının 10’a katlanmasının mümkün olduğunu belirten genel sekreter fotovoltaj teknolojisindeki gelişmeyi örnek göstererek, “inovasyon ve maliyet indiriminin yatırımları katlayarak arttırdığını” dile getirdi.
Yanlış izlenim
Yenilenebilir enerjiler bütün dünyada kendini kabul ettirir ve kalkınma halindeki ülkeler sanayi ülkelerine kıyasla geçmişe göre çok daha fazla yatırım yaparken, iklim hedeflerine varılabilmesi isabetli siyasi kararlar alınmasını gerektiriyor.
Christine Lins, küresel çapta fosil enerjilere yenilenebilir enerjilerden çok daha fazla sübvansiyon ödendiğini hatırlatarak sübvansiyonların kaldırılmasının yeşil enerji devrimine hız kazandıracağını söyledi. Lins, “2014 yılında fosil enerji türleri 490 milyar dolarla sübvanse edilirken yenilenebilir enerjilere sadece 135 milyar dolar ayrıldı. Bu dezavantaj ortadan kaldırılmalı” dedi.
Kamuoyundaki “yenilenebilir enerjinin pahalı, güvensiz ve hatta çevre için zararlı olduğuna dair yanlış izlenime son verilmesi gerektiğini” belirten REN21 Genel Sekreteri Christine Lins, elektrik ihtiyacının yüzde 100 oranında yenilenebilir enerjiyle karşılanabileceğine Portekiz’i örnek göstererek “Portekiz’de dört gün süreyle bütün elektrik yenilenebilir kaynaklardan sağlandı. Yüzde 100 yeşil elektrik uygulaması Danimarka’da da yapılıyor” dedi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın