Son yıllarda ihracatı 1.4 milyar dolar seviyesinde tıkanıp kalan Kuru Meyve Sektörü, ihracattaki tıkanıklığı aşmak için Dahilde İşleme Rejimi (DİR) ile getirilen ürünlerin kapsamının genişletilmesini talep ediyor.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Birol Celep, “Sektörün ihracatı son 4 yıldır 1.4 milyar düzeyinde takıldı kaldı. Sektörümüzün ana ihraç ürünleri olan çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı dışında diğer ürünler için dahilde işleme ile diğer ürünlerin devreye sokulması halinde bu tıkanıklığı aşabileceğiz. Gıda da bir modadır, tasarımdır, trenddir. Son ürün üretecek teknoloji, işçi ve inovasyon mantığına sahibiz. Ambalajlı, kendi markamızla son  nihai tüketiciye ulaşabilmeli, süpermarket raflarına kendi markamızla girebilmeliyiz. Dökme yerine ambalajlı satmalıyız. 3 ürünle pazarda rekabet edeceğimize, 20-30 tane kuru meyve olsun” diye konuştu.

Avusturalya, ABD, İngiltere, Japonya, Kore, Tayvan, Dubai ve  Singapur gibi alım gücü yüksek pazarları hedef pazar olarak gördüklerini anlatan Celep, bu pazarların yanında Çin, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika, Malezya, Endonezya başta olmak üzere tüm gelişmekte olan ülkelerde Türk kuru meyvelerini tüketecek yüzde 15’lik bir kitle olduğunu dile getirdi. Celep, “Gelişmekte olan bu pazarlarda 300 milyonluk bizim ürünlerimizi tüketecek tüketici toplumu var. Bu sayede 3 milyar dolara çıkabiliriz.”

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin 2015 yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı Ege İhracatçı Birlikleri Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Genel Kurul’da konuşan Birlik Başkanı Celep, şöyle konuştu; “Dahilde İşleme Rejimi’nin kapsamının genişletilmesi ve üç ana ürünümüz dışındaki ürünlerin DİR kapsamında ithaline izin verilmesi talebimizi hem Ekonomi Bakanlığı’na, hem de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ilettik. İhracattaki tıkanıklığı yeni ürünleri devreye sokarak aşabiliriz. Avrupa’ya ihracatımızı arttırmayı planlıyorsak daha fazla ürünle gitmeliyiz. Üç ürünle gitmek yerine Tropikal bölgelerde yetişen kurutulmuş ananas, muz gibi ürünlerin yanı sıra, hurma, blueberry, cranberry gibi ülkemizde üretilmesi mümkün olmayan ürünleri DİR ile alıp satma şansımız olmalı. Halen İngiltere, Hollanda başta olmak üzere çoğu ülkeye göre üretim maliyetlerimiz düşük.  Bu yolla, hem ekstra istihdam sağlayacağız, ülkemize katma değer sağlayacağız ve hem de ihracatımızı artıracağız. Bu şekilde ülkemiz kuru meyve sektörünü 2023 ihracat hedefi olan 3 milyar doları rahatlıkla yakalayabiliriz. Ekonomi Bakanlığı ve Gıda Tarım Bakanlığımızdan bu konularda önümüzü açıcı politikalar üretmelerini ve bürokrasiyi mimimize etmelerini istiyoruz. Güçlü, hızlı ve anlık değişimlere adapte olmalıyız.”

Türkiye’nin yıllık 500 milyon dolarlık döviz girdisi sağladığı çekirdeksiz kuru üzümde salkım güvesi hastalığı ile mücadelede kullanılan ve üzümün aspirini olarak nitelendirilen Chlorpyrfos-ethyl isimli etken maddeli ilacın kalıntı limitlerinin AB tarafından 0.5 ppm’den 0.01 ppm’e indirildiği bilgisini veren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, bu değişiklikten 2015 yılı ürününün etkilenmemesi için yoğun bir çalışma içinde olduklarını, konuyla ilgili 20 Nisan’da Brüksel’de AB yetkilileri ile toplantı yapacaklarını anlattı.

Avrupa’da Kuru Meyve Tüketicileri Birliği (FRUCOM) ve İthalatçıları Birliği’nden de destek gördüklerini anlatan Celep şöyle devam etti: “Çiftçi bu ürünü geçmişte kullandı çünkü Tarım Bakanlığı’ndan izinli idi. Ancak sonra AB kullanımına izin vermiyor. Ürün şu anda ihracatçımızın elinde patlıyor.  İzmir’in kuzey güney hinterlandı ile Gediz havzasının tüm bölgelerinde il ilçe tarım il müdürlükleri ve ziraat odalarının katılımlarıyla tüm çiftçi grupları ile toplantı yaparak konuyu anlatıyoruz. Tarım Bakanlığımız da önümüzdeki dönemde bu ürünü içeren ilaçların bağda kullanılmaması için yasaklama getirdi. Bu konuda tüm kesimler olarak ciddi anlamda kararlıyız. Stoklardaki 2015 ürünü malların ihracatının devamını 20 Nisan’da Brüksel’de yapılacak toplantıda AB Komisyonundan isteyeceğiz. Bu konuda ithalatçılarımız da bizi destekleyecekler. Kuru üzümün bağda üretiminden tüketimine kadar olan süreç iki yılı bulabiliyor. AB’de bu ürün ağırlıklı olarak kek, pasta, ekmek gibi ürünlerde kullanılıyor. Tüm dünya sağlıklı ürün tüketim trendine konsantre oldu. Dünyada bu olmazsa olmaz hale geldi” dedi.

Kuru incir’de hidrojen peroksit kullanılarak incirin beyazlatıldığını gündeme getiren Celep, kaliteli kuru incirin 6 TL olduğu bir ortamda, bazı fırsatçıların 2 TL değerindeki kötü kalite inciri alıp hidrojen peroksitle beyazlatıp ihracatta haksız rekabete yol açtığını savundu. Celep şöyle devam etti: “Kuru incirde hidrojen peroksit kontrolleri konusunda  Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca çalışmalar yürütülüyor, bu maddeyi kullanmayan ancak aracılardan gelen mallardan dolayı sıkıntı yaşayan ihracatçılarımızın sorunlarının giderilmesi için çaba gösteriyoruz. Çalışmalardan olumlu sonuç çıkmaması halinde hareket tarzlarımızı gözden geçireceğiz. Tarım Bakanlığı’ndan bu konudaki uygulamalarını gözden geçirmelerini istiyoruz. Beş yıldır masum ihracatçılarımız etkileniyor, etkilenmemeli.”

İhracattan geri dönen ürünlerin ülkeye sokulması konusunda yeniden düzenleme istediklerini de anlatan Celep, “Geri gelen ürünler hangi nedenden geri geliyorsa yurda girişinde o gerekçeler kontrol edilsin. Ürünler gerekirse Tarım Bakanlığı kontrolü altında tekrar işlendikten sonra yeniden ihraç edilmek kaydıyla ülkeye girişine izin verilsin. Bu ürünler milli servet heba edilmesin” diye sözlerini sonlandırdı.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı’nda, 2016 yılı çalışma programı kabul edilirken, 2016 yılı bütçesi de 3.5 milyon TL olarak karara bağlandı.

 

 


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın