Tasarımcılar böylesine düşük değerler elde etmek için tüm dikkatlerini üç noktada odakladılar: ağırlığın azaltılması, aerodinamik özelliklerin iyileştirilmesi ve günlük kullanımda sıfır emisyon* sunan “Z.E. Hybrid” teknolojisinden istifade edilmesi.
Çevre odaklı yenilikçi bir girişim olan EOLAB, showroom’larda yer alan bütün otomobiller üzerinde zamanla kullanılacak olan pek çok teknolojik ilerlemeyi bünyesinde barındırıyor. EOLAB elektrik motorlu araçları** sayesinde sıfır-emisyonlu mobilite** alanında öncü konumundaki Renault’nun taahhüdünü vurguluyor. Söz konusu taahhüt, giderek düşen karbon ayak izine sahip modelleri makul fiyatlarla müşterilere sunmaya dayanıyor.
Herkes için ultra düşük yakıt tüketimi sunabilmek amacıyla tüm teknolojiler seferber edildi
EOLAB, Renault’nun, DNA’sına bağlı kalarak, ultra düşük yakıt tüketimini mümkün olduğunca çok insan için bir gerçekliğe dönüştürmesini simgeliyor. Bu yaklaşım, üstün teknolojileri herkesin ulaşabileceği fiyatlarda sunabilmeyi gerektiriyor. Projenin başından beri 10 yıllık sürede seri üretime yönelik düşünülen EOLAB’da son derece hafif olan ve titanyuma oranla çok daha ucuz magnezyum ve alüminyum gibi malzemeler bulunuyor.
Geleceğin Renault’ları için 100 teknolojik ilerleme
EOLAB, bir stil çalışmasından veya sadece bir vitrin modeli olmaktan daha fazlasını ifade ediyor. B-segmenti platformu etrafında geliştirilen bu prototipte yaklaşık 100 gerçekçi teknolojik gelişme göze çarpıyor. Tüm bu gelişmeler gelecekteki Renault araçlarında sırayla yerlerini alacak.
EOLAB’ın reçetesi
EOLAB prototipinin 1 litre/100km’lik sıra dışı yakıt tüketim değeri üç ana cephede yürütülen çalışmaların bir ürünü: iyileştirilmiş aerodinamik özellikler, ağırlık azaltımı ve Z.E. Hybrid teknolojisi (benzinli/elektrikli):
– Otomobilin şekli havayı yaracak biçimde tasarlandı. Bu arada, aktif spoiler ve yan kanatçık gibi hareketli parçalar kanat görevi görerek aerodinamik özelliklere destek oluyor.
– Ağırlık azaltma programı sayesinde otomobilin kütlesi sadece 400 kg’ye indirildi. Bu noktada çelik, alüminyum ve kompozitlerin bir arada kullanıldığı çoklu-malzemeden oluşan gövde sayesinde bu değere ulaşıldı. Ayrıca sadece 4 kg ağırlığa sahip dikkat çekici magnezyum tavan da bu ağırlıkta pay sahibi. Ağırlıktan tasarruf edilmesi son derece verimli bir döngü ortaya çıkardı çünkü bu şekilde araç boyutunun ve dolayısıyla da prototipin temel parçalarının (motor, pil, jantlar, frenler, vs.) düşük tutulması mümkün oldu. Sonuç olarak da daha maliyetli malzemeleri kullanma fikri finanse edilebildi;
– Z.E. Hybrid teknolojisi: bu yeni, kompakt ve makul fiyatlı hibrit motor sayesinde 120 km/s’ye varan hızla 60 km altındaki yolculuklarda ultra düşük tüketimi ile sıfır emisyonlu mobilite* bir araya getirilmiş oluyor. Önümüzdeki yıllarda Z.E. Hybrid teknolojisi Renault’nun sıfır emisyonlu* araç serilerinde tamamlayıcı özelliğe sahip olacak.
Fransız hükümetinin “Yeni Endüstri Planı”na katkı
EOLAB, Fransa’nın Yeni Endüstri Planı kapsamında “herkes için 2 litre/100km yakıt tüketimi” planının bir parçasını oluşturuyor. Ancak EOLAB Fransız hükümeti tarafından belirlenen söz konusu yakıt tüketim değeri hedefini daha da ileri taşıyarak daha da uzun vadeli bir bakış açısı sergiliyor. Renault, bu prototipin tasarlanması sürecinde 2020 senesinde kadar sadece 2 litre/100km tüketim değerine sahip bir otomobil sunabilmek için gereken tüm teknolojileri geliştirdi. Renault, bu hedefe ulaşabilmek için ise otomobil camı üreticisi Saint-Gobain, koltuk tedarikçisi Faurecia, lastik firması Michelin ve Continental (fren sistemi) gibi Fransız otomotiv endüstrisindeki ortaklarla yakın bir işbirliği içinde çalıştı. Renault aynı zamanda Koreli şirket Posco (magnezyum parçalar için) gibi büyük ortaklarla da çalıştı. Tüm bu ortakların kendi alanlarındaki know-how sayesinde EOLAB prototipinin başarısına büyük katkılar sağlandı.
EOLAB Concept: hayalleri yakalayan bir konsept otomobil
Renault tasarımcıları EOLAB projesine dahil oldular. EOLAB Concept söz konusu olduğunda tasarım parametrelerini zorlayarak otomobilin stilini kusursuz hale getirmeye çalıştılar ve hem aerodinamik hem de ağırlık gibi unsurları optimize etmek amacıyla fazlasıyla dikkat sarf ettiler. Eğimli tavanı ve nefes kesici narin arka kısmı sayesinde bu konsept otomobilin gerçek amacı maskelendi: aracın baştan çıkarıcı tasarıma sahip gövdesinin altında her şey tutumluluk üzerine kuruldu. Renault, ultra düşük yakıt tüketimli bir prototipe hayal ve sihirli bir dokunuşla ruh kattı.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.