TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, bugün Türkiye'de güçlü bir orta sınıfın oluşmasının son 30 yıldaki dönüşümün ve zihniyet değişiminin eseri olduğunu vurgulayarak, bunun Türkiye'de yoksulluğun azaltılmasında da önemli bir rol oynadığını, özel sektör tabana yayıldıkça yoksulluk azaldığını savunuyor.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, bugün Türkiye’de güçlü bir orta sınıfın oluşmasının son 30 yıldaki dönüşümün ve zihniyet değişiminin eseri olduğunu vurgulayarak, bunun Türkiye’de yoksulluğun azaltılmasında da önemli bir rol oynadığını, özel sektör tabana yayıldıkça yoksulluk azaldığını savunuyor.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Özel Sektörün Yoksullukla Mücadele ve Sosyal İçermedeki Rolü Konferansı’nda yaptığı konuşmada Türkiye’nin yoksullukla mücadele herkese örnek olabilecek bir model olduğunu belirtirken, “Türkiye’nin girişimcilik başarıları devam ettikçe hem kalkınmada hem de yoksullukla mücadelede ciddi ilerleme sağlanacaktır” diye konuştu.​

“Özel Sektörün Yoksullukla Mücadele ve Sosyal İçermedeki Rolü Konferansı”, TOBB ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İstanbul Uluslararası Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi (UNDP IICPSD) işbirliğinde gerçekleştirildi.

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, bugün 7,2 milyara dayanan dünya nüfusunun gelecek 12 yıl içinde 1 milyar daha artacağının, 2050’ye gelindiğinde ise 9,6 milyara ulaşacağının öngörüldüğünü aktardı.

Hükümetlerden sivil toplum örgütlerine, uluslararası kuruluşlardan bireylere kadar herkes gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak arzusunda olsa da şu anda dünyanın istenilen rotada ilerlemedeğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, yaklaşık 1,3 milyar insanın günde 1,25 doların altında bir gelirle yaşamlarını idame ettirmeye çalıştığına dikkati çekti.

Hisarcıklıoğlu, dünya genelinde 870 milyon insanın günlük gıda ihtiyacını karşılayamadığını ve UNICEF’e göre her gün 22 bin çocuğun yoksulluktan hayatını kaybettiğini belirterek, “Tüm bu gerçekler bize hem bugünü hem de geleceği kurtarabilmek için artık harekete geçmemiz gerektiğini söylüyor” dedi.

“Türkiye sanayisi ve tarımıyla G20’nin en aktif ülkelerinden”

Dünyanın önde gelen ekonomileri denince akla gelen ülkelerden biri olan Türkiye’nin sanayisi, tarımı, doğal zenginlikleri ve yetişmiş insan gücü ile G20’nin en aktif ülkelerinden olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:

“Aslında Türkiye, yoksullukla mücadele açısından herkese örnek olabilecek bir rol model. Çünkü Türkiye bu noktaya kolay ulaşmadı. Çok çetin zamanlardan geçtik, krizler atlattık. Bizler de yoksulluğun, yokluğun ne demek olduğunu çok iyi bilenlerdeniz. Özellikle bizim jenerasyon iyi hatırlar. 1980 öncesinde Türkiye ekonomisi ithal ikameci sistem üzerinden yürüyordu. Türk ekonomisinde özel sektörün yeri yok denecek azdı. Memlekette yeterince üretim yoktu, insanlar saatlerce kuyruklarda yağ, et, süt, tüp ve benzin için beklerdi.

Daha sonra Özal döneminin başlamasıyla Türkiye ciddi bir atılım gerçekleştirdi. Türk özel sektörü gelişmeye başladı. Üretim arttı, istihdam arttı, ülke özel sektör eliyle, girişimci eliyle büyüdü, zenginleşti. Türkiye’de bu dönemde girişimcilik yükselişe geçti. 30 yıl önce binlerle ifade ettiğimiz girişimci sayımız, bugün 1,5 milyona ulaştı. Anladık ki zenginliğin, refahın anahtarı girişimcilik. Ülkede özel sektör büyüdükçe yeni iş olanakları ortaya çıktı.”

Hisarcıklıoğlu, bugün Türkiye’de güçlü bir orta sınıfın oluşmasının son 30 yıldaki dönüşümün ve zihniyet değişiminin eseri olduğunu vurgulayarak, bunun Türkiye’de yoksulluğun azaltılmasında da önemli bir rol oynadığını, özel sektör tabana yayıldıkça yoksulluk azaldığını dile getirdi.

Bir ülkede özel sektörün gelişmesi ve ekonominin büyümesinin tek başına yoksulluğun azaltılmasına yetmediğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Hem özel sektörün gelişmesi, hem de girişimciliğin tabana yayılması gerekiyor. Yani yoksullukla mücadele için milyarder sayınızın kaç olduğu değil, her yıl kaç yeni milyoner ortaya çıkarabildiğiniz önemli. İşte Türkiye’nin başarısı burada. Biz, tüm Anadolu’ya yayılmış, girişimci bir orta sınıf ortaya çıkarabildiğimiz için başarılı olduk” diye konuştu.

“Türkiye’deki deneyimi bölge ülkelerine yaymak için çalışıyoruz”

TOBB camiasının da bu süreçte önemli bir rol oynadığını anlatan Hisarcıklıoğlu, “Eminim Türkiye’nin girişimcilik başarıları devam ettikçe hem kalkınmada hem de yoksullukla mücadelede ciddi ilerleme sağlanacaktır” dedi.

Türkiye’deki bu deneyimi bölge ülkelerine yaymak ve az gelişmiş ülkelerde girişimci bir orta sınıfın doğuşunu desteklemek için de gayret sarf ettiklerini anlatan Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:

“Bu kapsamda en önemli projelerimizden birini Filistin’de yürütüyoruz. 2005 yılında Filistin Odalar Federasyonu ve İsrail İmalatçılar Birliği ile birlikte Ankara Forumu’nu kurduk. Ankara Forumu ile İsrail ve Filistin iş dünyası tarihte ilk kez bir araya geldi ve önemli bir diyalog platformu oluşturdu. Bu önemli girişimin şimdi sonuçlarını alıyoruz. TOBB olarak, Filistin’de 10 bin kişiye istihdam sağlayacak Cenin Organize Sanayi Bölgesi’nin yapım aşamasına gelindi. Bu proje hayata geçtiğinde aileleriyle birlikte 50 bin Filistinli yoksulluktan kurtulacak, belki de bu bölgede çalışanlar Filistin’in girişimci sınıfı haline gelecek. Filistin için yeni bir umut doğacak. Umarız bölgede bu tür inisiyatifler artar ve özel sektör hem barış sürecinde hem de yoksulluğun azaltılmasında daha büyük bir rol oynamış olur.

Deneyimlerimizi paylaşmak adına BM ve UNDP ile de birçok ortak projede yer alıyoruz. Bir ECOSOC üyesi ve Global Compact imzacısı olarak FAO’nun ‘1 Milyar Aç İnsan’ kampanyasına TOBB olarak destek verdik. 2009 Yılı Yaratıcı Kalkınma Fikirleri projesinde BM ve Dünya Bankası ile iş birliği yaptık. BM’nin İstanbul’da düzenlenen 4. En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’na önemli bir destek verdik. TOBB olarak, UNDP tarafından hazırlanan ‘Kalkınmada Özel Sektör İçin Engeller ve Fırsatlar’ başlıklı raporu son derece önemsiyoruz. Raporun kamuoyuyla paylaşılmasına destek vermiş olmaktan memnuniyet duyuyoruz.”

Hisarcıklıoğlu, bu proje bazlı iş birliklerinin yanı sıra UNDP ile iş birliklerini kurumsallaştırdıklarını ve İstanbul Uluslararası Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi’nin (IICPSD) Yönetim Kurulu’nda yer aldıklarını ifade etti.

Özellikle az gelişmiş ülkelerde, özel sektörün gelişmesine yönelik önemli bir misyon üstlenen bu yapıda Kalkınma Bakanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) ve UNDP ile birlikte çalıştıklarına değinen Hisarcıklıoğlu, “Burada özellikle etkinliği giderek artan TİKA’nın IICPSD’nin başarısı için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kalkınma yardımları konusunda ciddi bir atılım yapan ve en ciddi bağışçı ülkelerden biri haline gelmemizi sağlayan TİKA’yı tebrik etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

“Meslek liselerinin yönetiminde özel sektörün rolünü artıracak bir model üzerinde çalışıyoruz”

Girişimciliğin yanı sıra, özel sektör olarak yoksulluğun azaltılmasında rol üstlenebilecekleri bir diğer alanın da mesleki eğitim olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, mesleki eğitimin hem işverenler hem de çalışanlar için zenginleşmenin anahtarı olduğuna dikkati çekti.

Bu kapsamda TOBB olarak yaptıkları çalışmalara değinen Hisarcıklıoğlu, meslek liselerinin yönetiminde özel sektörün rolünü artıracak bir model üzerinde çalıştıklarını dile getirdi.

Özel sektör eliyle yoksulluğun azaltılmasına ve istikrara katkıda bulunmak amacıyla çok sayıda proje üzerinde çalıştıklarını belirten Hisarcıklıoğlu, “Yoksulluğu azaltabilmenin tek yolu ve ilacı özel sektörü geliştirmek ve girişimciliği artırmaktır. Arzumuz ihtiyacı olanlara balık vermek yerine, onlara doğrudan balık tutmayı öğretmektir. UNDP ile gerçekleştirdiğimiz projelerin özünde de bu felsefe yatmaktadır. Bu felsefeyi her platformda yaymak ve yoksullukla mücadelenin sadece sosyal yardımlarla alakalı olmadığını herkesin benimsemesini sağlamak son derece önemli” değerlendirmesinde bulundu.

Hisarcıklıoğlu, gelecek yıl G20 Zirvesi’nin Türkiye’de gerçekleştirileceğini ve G20’nin iş dünyası kanadı B20’ye gelecek yıl başkanlık yapacağını anımsatarak, bu platformda da girişimciliğin desteklenmesi ve mesleki eğitimin güçlendirilmesine ilişkin görüşlerimizi en üst perdeden dile getireceğini ifade etti.

“Çağımız, eşitsizlik çağı”

TİKA Doğu ve Güney Asya, Pasifik ve Latin Amerika Daire Başkanı Rahman Nurdun da küresel bir iş bilirliği yapmak için sadece finansal değil aynı zamanda toplumsal, çevresel ve etik anlamda da değer yaratılması gerektiğine işaret etti.

TİKA’nın “Türk yatırımcılar ortak ülkelerde beceri geliştirme projelerine katkıda bulunurlarsa bu onların verimlilik ve üretkenliğine katkıda bulunacaktır” mesajını verdiğini aktaran Nurdun, kapsamlı iş modelleri ve yoksulların entegre edilmesiyle ilgili çalışmalar yaptıklarını anlattı.

UNDP IICPSD Direktörü Simona Marinescu ise “Tarihçiler bizim çağımıza ‘eşitsizlik çağı’ olarak atıfta bulunursa bu doğru olacaktır. Çünkü insani ve sosyal ilişkiler düşünüldüğünde bu kadar az insanın bu kadar çok ayrıcalığının olduğu başka bir dönem olmamıştı” dedi.

Marinescu, kendileri için bir model oluşturan TİKA’dan uluslararası koordinasyon ve iş birliğinin nasıl yapılabildiği, nasıl adapte edilebileceği ve yeni ortaklarla daha üst düzeye nasıl çıkarılabileceğine dair çok şey öğrendiklerini ifade etti.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın