Yücelen yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye ekonomisindeki büyümenin yanıltıcı olmaması gerektiğini, altyapı ve inşaattan çok sanayiye dayalı daha nitelikli bir büyüme için acil yapısal önlemler alınmasının zorunlu olduğunu bildirdi.
Türkiye ekonomisinin 2014 resmi çekildiği zaman büyümenin motorunun yüzde 5,2 ile inşaat sektörü olduğunu hatırlatan Yücelen, Türkiye’de yaratılan katma değerde imalat sektörünün payının son 10 yılda yüzde 5 düşerek yüzde 17,7 olarak gerçekleştiğini kaydetti.
Yücelen, “Türkiye sanayisizleşiyor. Bunun en yakın örneği Yunanistan. Ekonomi üretmeyi, istihdam etmeyi bırakırsa bunun faturası çok acı olur. İSO 500 çalışması bize göstermiştir ki, Türkiye’nin orta-gelir tuzağından çıkması için öncelikle İSO 500 firmalarının orta-teknoloji tuzağından kurtulması lazım” ifadelerini kullandı.
Yücelen, sanayinin 2014 yılına göreli olarak daha iyi bir başlangıç yaptığına işaret ederek şunları kaydetti:
“2013 yılında sanayinin mutlak büyüklüğü 157,2 milyar dolar iken imalat sanayinin büyüklüğü 125,8 milyar dolar olmuştur. Ocak ayı hariç geçen seneye göre daha iyi bir tablo gözlemliyoruz, bu ümit verici. Özellikle bu sanayi performansının iç pazar değil ihracat odaklı olması çok değerli bir başarıdır. 2014 yılına ilişkin ilk çeyrek büyümesinde iç tüketimin pozitif katkısı olmazken büyümede ihracatın itici güç olması hepimizi sevindirdi. 2013 ikinci yarısından itibaren önce FED sonra da ülkemizdeki gelişmeler, hem kur hem de faizi yükseltti. Kur, enflasyonu artırmakla birlikte ihracatı da destekledi. Faiz de maliyetleri yükseltti ancak enflasyonu ve cari açığı frenledi. Seçim sonuçları ile birlikte Türkiye’de 2014 yılının başındaki karamsar hava önemli ölçüde ortadan kalktı.”
Yücelen dün açıklanan 2013 yılı İSO 500 listesindeki tartışmaların zemininin yanlış olduğuna dikkati çekerek, listedeki firmaların karlılıklarındaki azalmanın ve finansman giderlerindeki artışın “kur” kaynaklı olduğunu, kurdaki artışın, finansal kesim hariç özel sektör döviz pozisyonundaki açıktan dolayı bilançolarda tahribat yaratacağının önceden bilindiğini, Merkez Bankası’nın yayımladığı “sanayi sektör bilançolarından” bu durumun yıl başında çok net görüldüğünü bildirdi.
Buna karşılık İSO 500 listesindeki asıl önemli noktaların gözden kaçırılmaması gerektiğini vurgulayan Yücelen, karlılık sıralamasında en yüksek karlılığı elde eden ilk 10 şirketten yalnızca 3’ünün imalat yaptığını, İSO 500 listesindeki firmaların toplam ciroları içerisinde ileri teknolojinin payının yalnızca yüzde 2,6 olduğunu kaydetti.
-“İSO 500 firmalarının orta-teknoloji tuzağından kurtulması lazım”
TÜGİAD Başkanı Yücelen, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin orta-gelir tuzağından çıkması için öncelikle İSO 500 firmalarının orta-teknoloji tuzağından kurtulması lazım. İSO 500 firmaları tarafından yaratılan katma değerin yüzde 80’inin, düşük ve orta-düşük teknoloji grubunda yaratılması, herkesin şapkasını çıkarıp düşünmesi gerektiği asıl noktadır. Türkiye’nin teknoloji devi firmaları yaratması gerek. İSO 500 listesinde ileri teknolojili firma sayısını artırmaya yönelik çabalar artarak devam etmeli.
2014 ilk çeyrek büyümesinde motor sektörün yüzde 5,2 ile inşaat sektörü olması uzun zamandır dile getirdiğimiz Türkiye’nin sanayisizleştiği gerçeğini bir kez daha teyit ediyor. Türkiye için asıl önemli konu ‘İmalatımızın ve sanayimizin niteliğini nasıl yükseltebiliriz?’ sorusudur. 2013 yılını dış ticaret açısından değerlendirdiğimizde ise ne yazık ki aynı derecede olumlu bir tablodan bahsetmek mümkün görünmemektedir.”
Teşvik uygulamalarını desteklediklerini ancak 2014 yılının ilk 4 ayında geçen seneye göre teşvik uygulamalarında yüzde 20’ye yakın bir gerileme olduğunu belirten Yücelen, “Kuşkusuz bunda yerli ve yabancı sermayenin ülkemizde yatırım yapma konusundaki kararsızlığının etkisi çok büyük. Teşvik iyi tamam da kimse sadece teşvik yüzünden yatırım yapmaz. Asıl yatırım yapmak anlamlı olmalı ki teşvik uygulamaları da işe yarasın” ifadelerini kullandı.
Yücelen, AB ülkelerine ihracatın yeniden yüzde 40’ın üzerine çıkmasını da “sevindirici” olarak nitelendirerek, “Evet güçlü bir ekonomimiz var, girişimci ruhumuz var ancak bu 3 göstergede Türkiye’nin göreli konumunun bozulması yapısal eksikliklerimize işaret ediyor” değerlendirmesinde bulundu.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.