Maş fasulyesi

İDRİZ ÇOKAL >> Geleneksel ürünlerimiz nohut, fasulye, kırmızı ve yeşil mercimek alanında bir zamanlar tadıyla, kalitesiyle dünyanın önemli üreticilerindendik. Hatta 1980’li yıllarda 300 bin tonun üzerinde fasulye ihracatı yapılıyordu. Bugün ise bırakın ihracatı içerideki üretim kendimize bile yetmiyor. Üretim alanları giderek daraldı, çiftçi neredeyse bu ürünlere küstü. Hal böyle olunca da fasulyeyi Çin’den, Kanada’dan, Arjantin’den ithal eder hale geldik. 1980’li yıllarda 1 milyon 760 bin dekar alanda fasulye üretimi yapılırken, 2012 sonunda bu rakam 930 bin dekar olarak gerçekleşti. 400 bin ton seviyesindeki üretim de 170 bin tona düştü.

Haliyle bu ürünlerin üretimi düştükçe benzer ürünler de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Ancak son zamanlarda 50 yıl öncesinde özellikle Güneydoğu Anadolu bölgemizde yaygın olarak çorbası yapılan maş fasulyesi (cin börülcesi) son günlerde her restoranda karşımıza çıkmaya başladı. Sağlıklı beslenme uzmanlarının tavsiye ettiği ürünlerin başında gelen maş fasulyesi artık aktarlardan çıkıp, market raflarında boy göstermeye başladı. Biz de maş fasulyesinin Türkiye’de üretilmesi mümkün mü, nerelerde yetiştirilebilir, ne tür yemekleri yapılır sorularının yanıtlarını araştırdık. Bu araştırmamız sırasında piyasadaki ilgiyi görünce üreticiler için ciddi bir kazanç kapısı olmaya aday olduğunu keşfettik…

“GENÇ NESİL KEŞFETTİ”

Maş fasulyesi aslında Türkiye’nin geleneksel ürünlerinden birisi. Kuru fasulyenin aksine yeşil ve yuvarlak bir şekli var. Üretim miktarı çok az. Ayrı bir istatistik verisi tutulmadığı için net rakam bilinmiyor. Ancak tahminlere göre Anadolu’da yaklaşık 2 bin ton civarında bir üretim var. Özellikle Güneydoğu mutfağında yaygın olarak çorbası yapılıyor. Üretim ise Güneydoğu dışında Akdeniz ve Ege Bölgeleri’nde yapılıyor.

Güneydoğu Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı ve Batallı Tarım Ürünleri’nin sahibi Şahin Batallı, maş fasulyesinin üretiminin şu sıralar yetersiz olduğunu söylüyor. Tüketim talebinin ağırlıklı olarak ithal ürünlerle giderildiğini söyleyen Batallı, “Yeni nesil bu ürünü fazla bilmiyor. Bizim nesil çok iyi bilir. 50 yıl önce çok yaygın olarak kullanılırdı. Özellikle Ramazan aylarının en önemli çorbasıydı. Zamanla maş fasulyesine ilgi azaldı. Sağlıklı beslenme uzmanlarının tavsiyesiyle birlikte genç nesil maş fasulyesini yeniden keşfetti” diyor. Batallı, maş fasulyesi üretiminin Gaziantep’te bin ton civarında olduğunu belirterek, “Talep artıyor. Üretici yetiştirirse bu ürünün pazarda şansı var. Para da kazanırlar. Üreticinin maş fasulyesini listelerine almalarını öneririm” diyor.

“ALIM GARANTİSİ BİLE VERİRİM”

Bakliyat denince ilk akla gelen isimlerden biri hiç kuşkusuz Reis markasıyla bilinen Mehmet Reis. Maş fasulyesinin son dönemlerde ciddi talep aldığını belirten Reis’e göre bu ürünün şansı oldukça yüksek. Tecrübeli hububatçıya göre bu ürüne yatırım yapan kazanır. Mehmet Reis maş fasulyesinin yıldızının daha da parlayacağını belirterek şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Maş fasulyesi az da olsa Gaziantep, Diyarbakır, Adıyaman başta olmak üzere Güneydoğu bölgesinde üretiliyor. Toroslar’daki köylerde de üretim mevcut. Ancak geniş çaplı bir üretim yok. Ağırlıklı olarak Peru, Madagaskar, Arjantin gibi ülkelerden ithal ediliyor. Son dönemlerde tüketim talebi artıyor. Sadece maş fasulyesine değil, börülce, barbunya fasulye gibi ürünlere de talep artıyor.” Sağlıklı beslenme bilinci arttıkça bu tür ürünlere talebin de arttığını söyleyen Reis, maş fasulyesinin tıpkı fasulye gibi her bölgede yetişebilen bir ürün olduğuna dikkat çekiyor. Bu işin ticaretini yapan biri olarak ithal etmek yerine yerli üretimi tercih edeceğini söyleyen Reis, ithalatı mecburen yaptıklarını ifade ediyor.

Bu noktada Mehmet Reis’in söyledikleri önemli: “Çiftçiler maş fasulyesi üretsin ben alım garantisi bile veririm. Sadece ben değil, sektörde bakliyat ticareti yapan herkes yerli üretimi tercih eder. Yıldızı giderek parlayan maş fasulyesinin üretimini şiddetle tavsiye ediyorum. Üretici için yeni ve güzel bir kazanç kapısı olur. Yalnız biraz emek istiyor. Köylerde yaşayan vatandaşlarımızın yeni nesli ikna etmesi lazım. Bu ürünlerden para kazanabilirler. Çocuklarını şehre üç kuruşa çalışmaya göndermesinler. Maş fasulyesi başta olmak üzere bir çok alternatif ürün var. Gelecek tarımda.”

PEK ÇOK ÜLKEDEN İTHAL EDİLİYOR

Sade Organik Ürünler, maş fasulyesini ithal eden şirketlerden biri. Firmanın yetkililerinden Ziraat Mühendisi Emine Yazgan, tüketicinin maş fasulyesine olan talebinin son dönemlerde hızla arttığını söylüyor. Yazgan, “Protein yönünden zengin olmasının yanı sıra potasyum, magnezyum, fosfor ve kalsiyum içeriğinin de yüksek olması insanların ilgisini çekiyor” diyor. Türkiye’de yeterince üretim olmadığı için ithalat yaptıklarını söyleyen Yazgan, “Daha çok Hindistan, Pakistan, Çin, Tayland, Filipinler, Kamboçya gibi Uzakdoğu ve Afrika ülkelerinde yetiştiriliyor. Sıcak ve kuru iklime ihtiyaç duyan bir bitki. Biz birçok ülkeden ithalat yaptık. Son olarak Peru’dan gelen ürünü satıyoruz” diyor.

MARKALI RESTORANLARIN TERCİHİ

Maş fasulyesi, bu aralar hangi restorana, hangi otele gitsek karşımıza çıkıyor. Sofraların vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Özellikle de salata çeşitlerinin sayısı giderek artıyor. Mehmet Reis, maş fasulyesinin sadece market raflarında değil, artık beş yıldızlı oteller, markalı restoranlar dahil çok geniş bir alanda ilgi gördüğünü söylüyor. Maş fasulyesinin fiyatıyla ilgili de bilgi veren Reis, “İthalatçıya maliyeti 4 TL seviyesinde. Perakende noktalarında ise 6-7 TL seviyesinde satılıyor” diyor.

Ekim dönemi ve maliyeti

Maş fasulyesinin yetişme şartları fasulye ile aynı. Ekimi nisan ve mayıs aylarında yapılıyor. İkincil ürün olarak ekim yapılan bölgelerde ise temmuz ayında ekim yapılıyor. Nisanda ekimi yapılan maş fasulyenin hasadı temmuz ağustosta, temmuzda ekimi yapılan ürünün hasadı ise ekim, kasım aylarında gerçekleşiyor. Ilık iklimlerin bitkisi olduğu için donlardan çok etkileniyor. İlkbahar ve sonbahar arasındaki dönemde rahatlıkla yetiştirilebiliyor. Bu özelliğiyle hemen hemen tüm bölgelerimize rahatlıkla uyum sağlayabilecek bir ürün. Erzincan, Erzurum İspir, Konya, Niğde, Nevşehir, Çumra, Denizli, Tokat, Adana gibi fasulye üretim merkezlerinde rahatlıkla yetiştirilebilir.

Bir dekar bahçenin toplam maliyeti ise 500 TL’yi geçmiyor. Bir dekardan 250 kilo civarında ürün elde ediliyor. İthalatçı bu ürünü 4 TL’ye mal ediyor. İç piyasada üreticinin 3 TL’ye satabileceği söyleniyor. Nitekim üretim bölgelerinde bu fiyatlar konuşuluyor. Dolayısıyla karlı bir ürün.

Para Dergisi

 

sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın