Üç ay önce aldığı karar sonrası, dün TÜGİAD Ankara Başkanlığını Türker Naslı’ya devreden Barış Aydın, kongrede başkanlığa aday olmamasının desteği keseceği anlamına gelmediğini belirterek, “Yine TÜGİAD’ın bir parçası olacağım, buranın başarısı için koşturacağım ve başarılarından gurur duyacağım. Bu çatı altındaki birliktelik bizden sonraki arkadaşlarımıza bırakacağımız en büyük miras olacaktır” dedi.
Sheraton Otel’de düzenlenen genel kurulda konuşan Barış Aydın, TÜGİAD Ankara Şubesi olarak, geçtiğimiz 3 yıl boyunca Türkiye’yi düşünmek ve anlamak açısından her bakımdan bir referans noktası olmaya gayret ettiklerini, bu noktada öncelikle üyelerinin temsil ettiği ekonomik gücün ağırlığı ve önemini herkesin gayet iyi kavradığını kaydetti.
TÜGİAD Ankara Şubesine başkanlık yaptığı bu 3 yılın sonunda pek çok bakımdan gidişatı sağlıklı, doğru yerde duran bir Türkiye’de yaşadıklarına inandığını ifade eden Aydın, “Türkiye’nin özgüveni yerinde, dünyaya meydan okumaya hazır, küresel ekonominin zorlu koşullarında dişe diş mücadele eden müteşebbisleri var. Dünyanın dört bir yanında aslanın ağzındaki işleri kaparken bulundukları yerlerdeki toplumlarla yakın ilişkiler geliştirebiliyorlar. Son 30 yılda artan bir ivmeyle harekete geçen bu çalışma ve iş yapma enerjisi ülkemizin gücünün önemli bir kaynağı” dedi.
Barış Aydın, 7. Olağan Kongrede “Birlikte Yöneteceğiz” sloganıyla yola çıktıklarını, bu süreçte hiçbir üyesinin sözünü yerde bırakmadıklarını belirterek, “Onların yaşadıkları sıkıntıları kendi sıkıntımız, başarılarını ise TÜGİAD’ın başarısı olarak gördük. (Önce TÜGİAD) diyerek çıktığımız bu yolda bizden sonra gelecek arkadaşlarımızın da bu misyonu devam ettirmeleri en büyük arzumdur” dedi.
“Yine TÜGİAD’ın bir parçası olacağım”
Yönetim sürecinde hep üyelerinin yanında olmaya çalıştığını kaydeden Barış Aydın, şunları söyledi:
“Bu bayrağı kutsal bir emanet olarak artık benden sonra gelen kıymetli bir arkadaşıma teslim etmek arzusundayım. Bu kongrede başkan adayı olmayacağım. Başkan adayı olmamam bu kıymetli çatının altından çıktığım anlamına gelmeyecektir. Yine TÜGİAD’ın bir parçası olacağım, buranın başarısı için koşturacağım ve başarılarından gurur duyacağım. Bu çatı altındaki birliktelik bizden sonraki arkadaşlarımıza bırakacağımız en büyük miras olacaktır.”
Barış Aydın, bu süreçte en önemli hassasiyetlerinden birinin de itibar olduğunun altını çizerek, “Para kaybedersiniz çalışır tekrar kazanırsınız.
Hasta olursunuz, ilaç alırsınız, tedavi olursunuz ve iyileşirsiniz. Şifa Allah’tan… Ama itibarınızı kaybederseniz… İşte bunun herzaman çözümü olmayabilir. Hepiniz bilirsiniz ki kurumların da itibarı vardır. Benim her zaman en önemsediğim konulardan biri de bu oldu. Evet TÜGİAD Ankara Şubesinin kurumsal itibarı oldu… Bu konuda kendime düşen noktada, elimden ne geliyorsa ortaya koydum” dedi.
Ayrılık anlarının zor; insanın alıştığından uzaklaşması, kopması, bir dönemin defterini kapatmasının meşakkatli bir iş olduğunu vurgulayan Aydın, şöyle devam etti:
“Belki de en zoru insanın çalışma arkadaşlarından ayrılması. Birlikte görev yapmaktan büyük haz aldığım, kendilerinden çok şeyler öğrendiğim, omuz omuza çalışmaktan kıvanç duyduğum yönetim kurulu üyelerine bu 3 yıl için şükran borçluyum. Et tırnaktan nasıl ayrılmazsa ben de sizlerle ülkemize hizmet yolundan asla ayrılmadım ve ayrılmayacağım. Ben bugüne kadar en samimi şekilde gayretlerini ortaya koyan, her biri kendi alanında başarılı değerli yönetim kurulu üyelerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Varlığıyla, katkılarıyla TÜGİAD’a değer katan tüm üyelerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Her zaman takımın bir parçası olan kıymetli personelimize de ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum. Genel merkezimizle ve diğer şubelerimizle birlikte gerçekleştirilen uyum aslında birçok oluşumun da örneği olduğunu gururla söylemek istiyorum.
Bu başarıda desteğini hiç esirgemeyen başta TÜGİAD Genel Başkanımız kıymetli dostum Ali Yücelen olmak üzere, eskiden görev yapmış tüm şube başkanlarımıza ve yönetim kurulu üyelerime şükranlarımı sunuyorum. Ve tüm bunların yanında, hiçbir zaman benden desteğini esirgemeyen, gecesini gündüzünü, hatta hayatını benim başarıma adayan pek kıymetli eşime ve kızlarıma da teşekkür ediyorum. İyi ki varlar. Sözlerime Yüce Mevlana’nın sözleriyle son vermek sizlere Veda etmek istiyorum. (Dün, dünle beraber gitti cancağazım; bugün yeni şeyler söylemek lazım…)”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.