fft2mm3994646

Memorial Hizmet Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Op. Dr. Deniz Kaya, yüzün ön kısmındaki ağrıların sinüzit habercisi olabileceğini belirtti.

Memorial Sağlık Grubu’ndan yapılan açıklamada Op. Dr. Kaya, sinüzit ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Sinüslerin yüz kemikleri içerisinde bulunan içi hava dolu hücreler olduğunu kaydeden Dr. Kaya, sinüzit ağrılarının nedenlerini şu şekilde açıkladı:

“İçlerinde burnu nemlendirmeye yönelik ‘mukus’ denilen salgılar üretilir. İnce bir kanalla burun içine açılırlar ve bu salgılar burun içine direne edilir. Nezle gibi burun içinde bir enfeksiyon oluştuğunda burun içi ödemlenir ve şişer. Bu durum mukusun burun içine geçişine engel olup, sinüs içinde birikmesine ve sinüs içerisi basınç artışına yol açar. Sinüs içerisi artmış basınç da baş ağrısına neden olabilir.”

Bütün baş ağrılarının sinüzit belirtisi olmadığını da belirten Kaya, “Bazen migren ve gerilim tipi nörolojik baş ağrıları sinüzit ağrılarını taklit etmektedir. Genellikle yüzün ön kısmında (yanaklar, alın ve göz arkalarında) bu ağrı hissedilmektedir. Bu tip baş ağrıları sabahları şiddetli olup gün içi azalma eğilimi göstermektedir. Baş hareketleriyle özellikle başı öne eğmekle artış daha fazla olmaktadır ve ısı değişiminde (sıcak ortamdan soğuk ortama geçildiğinde) ağrının şiddeti değişiklik gösterebilmektedir” bilgisini verdi.

Tedavi edilmediğinde akut sinüzitlerin daha ciddi tablolara yol açabileceğine dikkati çeken Kaya, “Örneğin astım atakları tetiklenebilir. Uygun tedavi edilmediklerinde ise kronik sinüzite, enfeksiyonun beyin zarlarına ulaşmasıyla menenjite, iltihabi durum göze ulaştığında görme problemlerine, göz hareket bozukluklarına ve özellikle çocuklarda ortaya çıkan orta kulak iltihaplarına neden olabilmektedir” uyarısında bulundu.

“Üst solunum yolları enfeksiyonları azaltıldığında sinüzit gelişim riski de azalır”

Grip ve nezle gibi üst solunum yolları enfeksiyonlarından korunarak, sinüzitin gelişim riskinin azaltılacağını belirten Kaya, “Bu nedenle grip şikayetleri olan insanlarla yakın temastan uzak durmak, sık sık el yıkamaya özen göstermek sinüzit gelişim riskini azaltmaktadır. Altta yatan alerjik problemler varsa tedavi edilmesi gerekmektedir. Burun içini tahriş eden sigara gibi kimyasallardan uzak durmak enfeksiyon riskini azaltmaktadır. Oda havasını buhar makinaları kullanarak nemlendirmek sinüzit gelişimini engellemede yardımcı olmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

“Tedavide burun temizliği önemli”

Op. Dr. Kaya, sinüzitin tedavisine ilişkin ise şunları kaydetti:

“Tedavideki en önemli noktalardan birisi burun temizliğidir. Bu maksatla burun temizleme solüsyonları ve okyanus suları kullanılması çok faydalıdır. Tedaviye yardımcı olması açısından burun açıcı sprey ve hap şeklinde ilaçlar doktorlar tarafından önerilmektedir. Her sinüzit enfeksiyonunda antibiyotik kullanılmamaktadır. Virüs ve mantarlara bağlı sinüzitlerde antibiyotikler etkisiz kalmaktadır. Bakterilere bağlı gelişen sinüzitlerin de büyük kısmı antibiyotik kullanmadan vücut direnci ile ortadan kalkmaktadır. Enfeksiyon şiddetli ve uzun süreli ise antibiyotik kullanımı önerilmektedir. Altta yatan alerjik problemler varsa tedavi edilmesi gerekmektedir.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın