haber1-5

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu tarafından “Yüzüncü Yıla 10 Kala” temasıyla Antalya’da düzenlenen TGDF Gıda Kongresi 2013, gıda ve içecek sektöründen yerli ve yabancı yaklaşık 700 sektör temsilcisini buluşturdu. Kongrenin açılışında konuşan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, enformatik kirlilikle insanların yedikleriyle içtikleriyle kavgalı hale getirildiğini, milyonlarca insanın emeğine de açıkça hakaret edildiğini söyledi.

TGDF Gıda  Kongresi 2013, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Sağlık Bakan Yardımcısı Agâh Kafkas ve TGDF Başkanı Şemsi Kopuz’un açılış konuşmalarıyla başladı. Gecede ilk konuşmayı yapan TGDF Başkanı Kopuz, ikincisi düzenlenen Gıda Kongresi’nin temasını “Yüzüncü Yıla On Kala” olarak belirlediklerinin altını çizerek, Türkiye’nin tarım ve gıdada 2023 hedeflerine dikkat çekti. 2023 yılı ve sonrasında dünyanın geleceğine ilişkin projeksiyonlar yapıldığını vurgulayan Kopuz, artan nüfusla birlikte gıda, içecek ve daha fazla üretmek için enerji ihtiyacının artacağını kaydetti. Kopuz, şöyle devam etti:

“Yeni bir dünya düzenine doğru gidiyoruz. Bu nedenle atacağımız adımlar çok önemli. Yeni dünyada nasıl konumlanacağız? 2023 hedeflerini gerçekleştirebilecek miyiz? Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girebilecek miyiz?

2 trilyon dolar gayri safi milli hasıla, 500 milyar dolar ihracat, kişi başına 20 bin dolar gelir seviyesi, 150 milyar dolar tarımsal hasıla, 40 milyar dolar gıda ve içecek ihracatı. Bu hedeflere ulaşmak imkansız değil. Ama zor olduğunu da kabul etmemiz lazım. İçinde bulunduğumuz durumu iyi değerlendirmeli, doğru tespitler yapmalı ve gereken adımları cesaretle atmalıyız. Bu hedefleri gerçekleştirmek istiyorsak, sanayimizin önünde duran sorunları da 2023 hedeflerimiz doğrultusunda ivedilikle çözmeye başlamalıyız.”

Gıda ve beslenme konusunda yaratılan bilgi kirliliğine dikkat çeken TGDF Başkanı Şemsi Kopuz, “Kafanızı nereye çevirseniz gıda ve beslenme hakkında konuşan birilerini görüyorsunuz. Medya mensubu arkadaşlardan bilhassa rica ediyorum. Gıda ve beslenme son derece önemli ve kişiye özel kavramlar. Bu konularda kamuoyuna dönük çalışmalarınızda haber kaynağınızı mutlaka sorgulayın. Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı’dan onaylı ve kayıtlı işletmeler aynı zamanda denetlenen işletmelerdir. Her fırsatta “denetim yok”,  “denetim yapılmıyor” gibi iddialar kurumların ve sektörün çabalarını görmemezlikten gelmek demektir.” diye konuştu.

Ürün Doğrulama ve Takip Sistemine de değinen Kopuz, “Federasyonumuz Gıda Güvenliği adına atılacak tüm adımların arkasındadır ve desteklemektedir. Bu çerçevede getirilecek yeni sistem konusunda Bakanlığımızla görüşlerimizi paylaştık. Çekincelerimizi ve uygulamada yaşanabilecek sıkıntıları aktardık. İnanıyorum ki başta Sayın Bakanımız olmak üzere Bakanlığımızın tüm yöneticileri görüşlerimizi dikkate alacak ve olası sorunları bertaraf etme yolunda adım atacaklardır.” dedi.

Kopuz, konuşmasının sonunda sektörün gelecek yol haritasını oluşturmak amacıyla düzenledikleri kongrenin katılımcılarına teşekkür etti.

“Kongreden mutlu oldum”

Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas da, 17 yıl gıda sanayinde çalışmış birisi olarak Gıda Kongresi’nden duyduğu mutluluğu dile getirdi. “Önceki yıllarda bir araya geldiğimiz zaman geleceğimiz ne olacak diye konuşulurdu. Şimdi 2023 hedeflerimizi konuşuyoruz.” Diyen Kafkas, şunları söyledi:

“Türkiye gıda sanayinin hiçbir mazereti kalmamıştır. Türkiye’nin artık üretimin önünü açan bir gıda tarım bakanlığı var. Bu ülkede üretiyor olmak artık bir yük değil, prestij haline geldi. Bugün artık birçok ülkede bir ürünün Türkiye’de üretilmiş olması, o ürüne prestji kazandırmaktadır. Dünya markaları artık Türkiye’yi bölgenin yönetim ve üretim merkezi haline getirmeye başladı. Gıda sanayi türkiye’nin bu yapısından yararlanmalıdır.

Türkiye emin adımlarla yürüyor. 10 yıl önce gıdada ihracatımızı 5 kat artacak deseydik, kim inanırdı. Yeter ki biz inanalım, bunu 4 kat daha arttırabiliriz. 10 yılda imkansızlıkları başarıp, muasır medeniyet seviyesi dediğimiz o gelişmiş ülkelerin seviyesine ulaşma başarısını, tarım ve gıdadaki başarılarımızda da perçinlemiş durumdayız.”

Gündemdeki kıdem tazminatı konusundaki tartışmalara da değinen Kafkas, günümüzde diğer faktörler gibi insan kalitesinin de verimliliğin temel parametrelerinden birisi olduğunu, kıdem tazminatı yükü endişesiyle insan kalitesi ve verimlilik konusunda sıkıntı yaşandığını kaydetti.

Açılış toplantısında katılımcılara hitap eden Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker de, Cumhuriyetin 100. Yılı olan 2023’ün çok anlamlı bir tarih, bir kilometre taşı olduğunu söyledi. Cumhuriyetin 90 yıllık tarihinde çok önemli kazanımlar elde edildiğini vurgulayan Eker, TGDF’nin düzenlediği Gıda Kongresi’nde gıda sektörü açısından 2023 hedeflerine nasıl ulaşılacağı sorusuna cevap aranacağını, sorular ve çözümlerin tartışılacağını belirterek, kongreyi düzenleyenlere teşekkür etti.

Tarım varken gıdanın değerinin hiç düşünülmediğini, ancak yokluğunda arandığını hatırlatan Bakan Eker, şöyle devam etti:

“Eğer tarımınız sıkıntılıysa, dolapta yiyecek, kilerde erzak, market raflarında yiyecek yoksa o zaman o ülkede insanların felaketin en büyüğü ile karşı karşıyadır. Tarih bunun çok acımasız örnekleriyle dolu. İşte bunun için gıda sanayinin herhangi bir aşamasında herhangi bir faaliyeti yürüten herkes, bu kutlu, insanlık için önemli bir hizmetin yürütücüsüdür, icracısıdır.

Dünyada 21 yüzyıl için üç mücadele alanı belirlendi; enerji su ve gıda. Eğer suyun %75’inin gıda amaçlı tarımsal faaliyet için kullanıldığını dikkate alırsak bu başlık sayısı ikiye iner. Bu kadar stratejik, bu kadar önemli gıda ve enerji.

Bakıyoruz dünyada hala 1 milyar insan aç. Öte yandan 3.1 milyar ton gıda israf ediliyor. Varlıktan ve tokluktan veya yanlış beslenmeden dünyanın bir kesimi muzdarip, aklın gereğinin yerine getirilememesinden, merhamet noksanlığı, sevgi eksikliğinden dünyanın bir kısmı da aç. Böyle bir çelişki ile, paradigma ile karşı karşıyayız.

Bu açıdan bizim ulusal ölçekte hamdolsun bir problem yok, küresel ölçekte gıda güvenliğini temin etmek için ülkelerin bir kısmı başka ülkelerden arazi kiralamak suretiyle tarım yapıyor. Dünyada 203 milyon hektar tarım alanı, uluslararası şirketlerce satın alınmış ve kiralanmış durumda. Kiralanan bu arazilerin %70’i 11 ülkede bulunuyor. Ve ne hazindir ki bu ülkelerin 7’si dünyada en fazla açlık sorunu yaşayan Afrika kıtasındadır.

Türkiye temel gıda maddeleri açısından, tahıl, şeker, süt ve et ürün grupları itibariyle, -yağda ihtiyacın bir kısmı ithal ediliyor- ihtiyacının üzerinde üretime sahip. 2023’e baktığımızda, önümüzdeki 10 yılda yürürlüğe konulacak projeler, nüfus artış projeksiyonlarını da dikkate alarak ihtiyacımızı büyük ölçüde karşılıyor.

Ülkemiz  tarım sektörü itibariyle 75 milyonun insanının, 30 milyon turistin gıda ihtiyacını karşılıyor, üstüne de 15 milyar doları sadece gıda olmak üzere 16 milyar dolar da ihracat yapıyor.”

Türkiye’nin bu yıl tarımsal üretimde birbiri ardına cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdığının altını çizen Bakan Eker, bunun, gıda sanayine katkı sağlayanların, tüm Türkiye’nin başarısı olduğunu kaydetti. 62 milyar dolar tarımsal hasıla ile Avrupa’nın birinci, dünyanın 7. ülkesi konumundaki Türkiye’nin uyguladığı modelin başka ülkelere de örnek teşkil ettiğini belirten Eker, TGDF Başkanı Kopuz’un bilgi kirliliği sözlerine dikkat çekti. Eker, şunları söyledi:

“Enformatik kirlilik”

“Ben enformatik kirlilik diyeceğim. Bana göre doğru tabiri o. Çağın gerçekte önemli sorunlarından birisi. Çünkü ortalıkta kaynağı bilinmeyen, kimin tarafından söylendiği bilinmeyen, hiçbir analize tabi tutulmayan iddialar uçuşuyor. Ağzı olan herkes bilmediği her konuda konuyor. Bu sadece gıda ile ilgili değil. Milyonlarca insanın emeğine açıkça hakaret ediliyor. Hiçbir gerçekliği olmayan ifadelerle bunlar konuşuluyor. Uzmanlarına kimse sormuyor, çünkü uzmanın söyleyeceği işe gelmiyor. İlla farklı bir şey söylenecek ki dikkat çeksin.

Maalesef birçok kanalda, herkes müşteri kitlesi gibi bakıyor, oralara koşturuyor. Bu enformatik kirlilik sayın Milli Eğitim Bakanımızın tabiriyle enformatik cehalete dönüşüyor. İnsanlar yanlış bilgilerle bunları duyduğunda teyit edemiyor, doğrusunu da bilmiyor, zihninde başka türlü tasavvurlar oluşuyor. İnsan yedikleriyle içtikleriyle kavgalı hale geldi. İşin böyle de acı bir tarafı var.”

Eskiden insanların gıdalarını doğadan topladıklarını ya da aileleri için üretim yaptıklarını, ancak insanların artık başkaları için ürettiklerini, bu durumun da güvenli gıda üretimini gündeme getirdiğini vurgulayan Eker, şunları kaydetti:

“Gıdanın temini, tedariki kadar modern insanın hayatında en önemli olan gıdanın güvenilir, sağlıklı olması. Yediğini içtiğini güvenli tüketmek istiyor. Denetim mekanizmasındaki tezimiz daha çok denetim, daha az ceza. Tüketicileri olabildiğince bunun içine almaya çalıştık.

Biz zaman içerisine getirdiğimiz uygulamalarda paydaşlarımızın taleplerini hep dikkate aldık. Onların bakış açısının da önemli olduğunu düşünüyoruz. Herkesin bir penceresi var ama bütün pencerelerin bakış açısından oluşan bir de Türkiye’nin penceresi olmalıdır. Üreticisiyle tüketicisiyle sanayicisiyle ortak penceremiz, paydamız nedir? Onlarla, partnerlerimizle ortak hareket ediyoruz. Türkiye penceresinden dikkate almak durumundayız.”

Bakan Eker’e konuşmasının ardından TGDF Başkanı Şemsi Kopuz tarafından adına dikilen ağaca ilişkin sertifika takdim edildi. Açılış toplantısı, toplu fotoğraf çekimi ile tamamlandı.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın