Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, “Bankacılığın minumum yüzde 15 özvarlık getirisine ihtiyacı var. Aksi halde çok övündüğümüz ve krizlerden bizi kurtardığını yetkili ağızlardan da beyan ettiğimiz bankacılığın ileriye doğru ufkunun çok da parlak olmadığını söylemem gerekir” dedi.
Ateş, Deloitte Türkiye Bankacılık Liderler Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, kendileri için 2013 yılının ilk 6 ayının “gündüz”, ikinci 6 ayının ise “gece” gibi olduğunu söyledi.
Her ülkede ekonomi ile bankacılıkla kıyaslandığında bankacılığın çok daha “galebe çaldığını” vurgulayan Ateş, kredilerde 10 ayda yüzde 24’lük büyüme yaşandığını, 2012 yılının tamamında ise bu rakamın yüzde 16 olduğunu anımsattı.
Ateş, sektörün aktif kalitesinin bozulmadığına işarete ederek, “Problemli kredi yüzde 2,8, Güney Afrika’da bu rakam yüzde 4,5, Brezilya yüzde 5,3, Polonya’da ise yüzde 7,7” dedi.
Sektörün yıllık karının geçen yıl 24 milyar lira olduğunu bildiren Ateş, bu yılki karın geçen yılın biraz üzerinde olabileceği ifade etti.
Kredi mevduat oranları yüzde 100’ün üzerine çıktığı için dış fonlamaya olan ihtiyaçlarının arttığını vurgulayan Ateş, 2009’da Türk bankacılık sektörünün 58 milyar dolar dış fonlaması bulunduğunu, ağustos 2013’te ise bu rakamın 112 milyar dolar olduğunu anlattı.
Kar marjlarının daraldığını, yeni regülasyonların geleceğini düşündüklerini bildiren Ateş, “Bankacılığın minumum yüzde 15 özvarlık getirisine ihtiyacı var. Aksi halde çok övündüğümüz ve krizlerden bizi kurtardığını yetkili ağızlardan da beyan ettiğimiz bankacılığı ileriye doğru ufkunun çok da parlak olmadığını söylemem gerekir. Yani karlılıkla bu çok eş anlamlı bir şeydir” şeklinde konuştu.
“Casino banking yapmıyoruz, ihtiyaç bankacılığı yapıyoruz”
Türk bankacılık sektörünün insan kalitesinin çok yüksek ve uygulamalara çabuk adapte olunduğunu belirten Ateş, “Siber saldırılara karşı Türk bankacılık sektörü yeni sistemleri ve mekanizmaları sayesinde çok çabuk devreye sokabilecek durumdadır” dedi.
Türk bankacılık sisteminin denetim ve gözetim mekanizmasının etkinliğinden bahseden Ateş, alınan teminatların takibinin de rahatlıkla yapılabilmesinin önemini vurguladı.
Ateş, “Şirketlerin dövizdeki sert dalgalanmalarına karşı ciddi bir antremanı vardır. Sektörler itibariyle baktığımızda döviz pozisyon açığı bankacılık sektöründe sıfıra yakındır. Hatta ekim itibariyle 1 milyar dolar artıdadır…Toplamda 13 milyar dolarlık bir döviz pozisyon açığı var. Yani birbirini hedge eden ülkenin bütün sektörlerini yan yana getirdiğinizde bir denklik oluşuyor. Bankacılık sektörümüzün verdiği krediler ya döviz kazandırıcı ya da döviz kullanımını azaltan kredilerden oluşmaktadır. Bizler dünyadaki ya da 2001 öncesine göre casino banking yapmıyoruz, ihtiyaç bankacılığı yapıyoruz” değerlenidrmesinde bulundu.
“Düzenlemeler sonrasında pusuda yatan ve kayıtdışı işlem yapan çok ciddi grup var”
Son dönemde yapılan regülasyonlar hakkında değerlendirmelerde bulunan Ateş, bankacılık sektöründe bu yıl 26 milyar lira civarında kar beklediklerini belirtti.
Ateş, bankaların ödediği kurumlar vergisi, yıl içinde hizmet alımı nedeniyle ödenilen katma değer vergisi ve Merkez Bankası nezdinde tutulan karşılıkların maliyetini üst üste koyunca yaklaşık 15 milyar lira tutarında (yıllık karın yüzde 60) bir vergi yükünün bankacılık sektörünün üzerinde olduğunu vurguladı.
Bu yıl kredi kartı harcamalarının 425 milyar lira dolayında olacağını tahmin eden Ateş, regülasyonlar neticesinde ekonomide boşalan alanların başka bir yere kayacağını ve yok olmayacağını söyledi.
Ateş, düzenlemeler sonrasında pusuda yatan ve kayıtdışı işlem yapan çok ciddi grup olduğunu ifade etti.
Türkiye’de bankacılığa bakışı yorumlayan Ateş, “Maalesef bankacılık bir meslek olarak görülmez. ‘Ne yaptı ki, şuradan bastı bir tuşa para gitti Hakkari’ye’ Böyle bir yaklaşım var. Ne kadar kira ödeniyor, ne kadar insan çalıştırılıyor? Bunlara bakılması gerekiyor. Bankacılığa sempatiyle bakmak lazım. Bankacılığa sempati ile bakan ülkeler ancak gelişebiliyor” dedi.
Bugün en büyük yatırımları yabancılar da yapsa, söz konusu bu yatırımları fonlayanın Türk bankaları olduğunu söyleyen Ateş, bankacılığın desteklenmesi gereken ve karlılığı da yalnızca sektör açısından değil, bütün kesimler açısından göz önünde tutulması gereken, kar ettiği zaman da üzünülmemesi gereken bir sektör olduğunu kaydetti.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.