Dünyanın en büyük hızlı tüketim ürünleri şirketlerinden Unilever’in Dünya Başkanı Paul Polman, Sabancı Üniversitesi tarafından her yıl öğrencileri iş dünyasıyla buluşturmak için düzenlenen 700’ün üzerindeki konferanstan birine, “Creating a Better Future Everyday Made By You” başlıklı konuşmasıyla katıldı.
Dünyanın en büyük hızlı tüketim ürünleri şirketlerinden Unilever’in Dünya Başkanı Paul Polman, Sabancı Üniversitesi tarafından her yıl öğrencileri iş dünyasıyla buluşturmak için düzenlenen 700’ün üzerindeki konferanstan birine, “Creating a Better Future Everyday Made By You” başlıklı konuşmasıyla katıldı.

Dünyanın en büyük hızlı tüketim ürünleri şirketlerinden Unilever’in Dünya Başkanı Paul Polman, Sabancı Üniversitesi tarafından her yıl öğrencileri iş dünyasıyla buluşturmak için düzenlenen 700’ün üzerindeki konferanstan birine, “Creating a Better Future Everyday Made By You” başlıklı konuşmasıyla katıldı.

Unilever Dünya Başkanı Paul Polman’ın verdiği konferansa, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Rektör Prof. Dr. Nihat Berker ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Füsun Ülengin ev sahipliği yaptı.

1000’e yakın üniversite öğrencisi katıldığı konferansın açılışında konuşan Prof. Dr. Füsun Ülengin, sürdürülebilir büyümeye olan ilginin artışından duyulan mutluluğu dile getirdi. Son yıllarda özel sektörün de sürdürülebilirlik konusunu stratejik olarak ele aldığını belirten Ülengin, Unilever’in de sürdürülebilirlik için yenilikçilik alanında lider olduğunun altını çizdi.

Sabancı Üniversitesi’nin de benzer vizyonla 2012 yılında Türkiye’de ilk kez Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen ‘Üniversitelerarası Yenilikçilik ve Girişimcilik Endeksi’nde birinci* olduğuna vurgu yapan Ülengin, ardından sözü Unilever Dünya Bakanı Paul Polman’a bıraktı.

Paul Polman, “Hızla globalleşen dünyada gittikçe daha bağımlı hale gelen finansal yapı, gelişen teknoloji ve ekonomik sistemler yönetimi daha karmaşık bir dünya yarattı. Bizi hızla değişen, kararsız, karmaşık ve anlaşılması güç bir gelecek bekliyor. Dünyanın dengesinin bozulduğu çok açık. Hepimiz sorumluluk alarak, dünyayı değiştirmek için çalışmalıyız” diye konuştu.

Polman hızlı globalleşmenin doğurduğu sonuçlar nedeniyle kapitalizmin daha adaletli ve daha sürdürülebilir bir türüne geçiş yapılması gerektiğini vurguladı ve başarılı büyümenin sırrının burada yattığını kaydetti.

“Karşılaştığımız sosyal ve çevresel meseleler her zamankinden daha zorlu. Nüfus hızla artıyor, iklim artan bir hızla değişiyor, su kaynakları yok oluyor. 1 milyar insan açlık çekiyor, başka 1 milyar insansa bolluk içinde yaşıyor ve her yıl 1 milyardan fazla çocuk bağırsak hastalıkları yüzünden yaşamını kaybediyor” diyerek sözlerine devam eden Polman, gençleri sürdürülebilir yaşamı yaygınlaştırmak için destek vermeye çağırdı:

“Bugünkü durumu daha iyi hale getirmek, ister işletme, ister hükümet, ister sivil toplum örgütü olalım, bugünün liderleri olarak bizim, geleceğin liderleri olarak da sizin sorumluluğunuzda bulunuyor.  Daha iyi bir dünya yaratmak için bugünden daha uygun bir zaman yok! Bu bizim görevimiz. Bizim sorumluluğumuz.”

Sürdürülebilirlik hem karlı olabilecek, hem de doğaya ve insanlığa pozitif geri dönüş sağlayabilecek bir iş modeli…

Unilever olarak, global değişime öncü olmak için ara vermeden çalıştıklarını ifade eden Paul Polman, “Ancak bu değişimi tek başına başarmamız mümkün değil.   Bu nedenle, STK’lar, hükümet, özel sektör, üniversitelerle gerçekleştireceğimiz işbirlikleri bizim için çok önem taşıyor“ diye konuştu.

Polman sözlerine şöyle devam etti: “Unilever olarak, urumsal hedefimiz işimizi iki kat büyütürken, çevresel ayak izimizi yarı yarıya indirmek ve pozitif sosyal etkimizi artırmak olarak belirledik. Sürdürülebilir Yaşam Planımız sayesinde geride bıraktığımız 4 yılda işimizi %30 oranında büyütürken; atıklarımız ile enerji ve su tüketimimizi azaltmayı başardık.  Sağlık ve hijyen kampanyalarımız ile, çeyrek milyar insanın yaşamlarına dokunduk.  Artık, hammaddelerimizin üçte birinden fazlasını sürdürülebilir kaynaklardan tedarik ediyoruz.  450,000 küçük çiftçinin sürdürülebilir tarım eğitimi almasına destek olduk.  Böylece, sürdürülebilirliğin hem kazandıran, hem de doğaya ve insanlığa çok pozitif geri dönüşler yaptıran bir iş modeli olduğunu kanıtlamış olduk.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın