Türkiye, bilimsel araştırmaların geliştirilmesi için hayata geçirilen çerçeve programlar aracılığıyla Avrupa’da birçok proje gerçekleştiriyor. 1998-2002 yılları yürütülen 5. Çerçeve Programı’ndan 2007-2013 yıllarındaki 7. Çerçeve Programı’na kadar geçen sürede Türkiye’nin özellikle nanoteknoloji alanında diğer alanlara göre daha çok proje gerçekleştirdiği görülüyor.
Hohenheim Üniversitesi ve Avusturya Teknoloji Enstitüsü araştırmacılarının çalışmalarına göre son üç çerçeve programında Avrupa’da geliştirilen her 100 nanoteknoloji projesinden 7’sinde Türkiye’nin imzası bulunuyor. Bu alanda Türkiye en fazla Alman kurumları ile ortak projeler gerçekleştirdi. Türkiye’nin bu çerçeve programlarında Avrupa’da yaptığı nanoteknoloji projelerinin yüzde 12’si Almanya ile yapıldı. Almanya sadece nanoteknoloji alanında değil, bilişim ve biyoteknoloji konusunda da Türkiye’nin Avrupa’daki en yakın ortağı konumunda. Türkiye’nin koordinatör ülke, Almanya’nın da katılımcı ülke olduğu projeler arasında üç boyutlu görüntü veren telefonlar, Robo-Partner isimli robotlar ve elektrikli arabalar için sürüş programları yer alıyor.
Kültürel yakınlık bilim ortaklığı da getirdi
İki ülke arasındaki bilim ortaklığı konusunda çalışmalar yapan Hohenheim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Andreas Pyka, Türklerin Almanya’ya göçü ile başlayan sosyal ve kültürel ilişkilerin ortak bilimsel çalışmalar için önemli bir zemin yarattığı görüşünde. Almanya’daki kalabalık Türk toplumunun Türkiye’de Alman yapımı ürünlere ilgi yaratılmasında önemli rol oynadığını söyleyen Prof. Pyka, bu doğrultuda birçok Alman şirketinin Türkiye’de teknoloji yatırımlarına ağırlık verdiğini belirtiyor.
Türkiye’de Bosch ve Daimler gibi Alman şirketlerinin en aktif patent üreticileri arasında yer aldığını anlatan Pyka, Almanya’daki birçok patentte de Almanya’daki Türklerin imzası olduğunu vurguluyor. Bununla birlikte Almanya ile hiçbir bağlantısı olmayan başarılı Türk akademisyenlerin de Almanya’daki kurumları seçtiği görülüyor. Max-Planck ve Fraunhofer Enstitüsü gibi Alman bilim kurumları Avrupa’da öne çıkan kurumlar olduğu için Türkler tarafından da daha çok tercih ediliyor. Bu durum da iki ülke arasındaki ortak projelerin artmasının bir başka nedeni olarak öne çıkıyor.
“İşbirliği artacak”
Prof. Dr. Andreas Pyka, Almanya ile Türkiye arasındaki bilimsel ortaklığın gelecekte de artarak devam edeceğini dile getirdi:
“İlk olarak hem Alman hem de Türk hükümeti Ar-Ge yatırımlarının ve uluslararası Ar-Ge işbirliklerinin artırılmasının öneminin farkında. İkinci olarak Türkiye’de üniversiteleşmenin artması önemli. Böylelikle daha çok insan öğrenci ve sonrasında araştırmacı olacak. Bununla birlikte Türkiye’de Koç ve Sabancı gibi uluslararası bilimsel ortaklığa önem veren yeni üniversiteler var. Aynı zamanda ODTÜ ve İzmir’deki köklü üniversitelerde de bu alandaki yoğunlaşma artıyor. Sonuç olarak ortaklık artacaktır. Ama bu durumun Türkiye’nin ekonomik durumuna ve özel ve kamu üniversitelerinin Ar-Ge çalışmalarına yapacağı yatırımlara bağlı olduğunu da söylemek gerekiyor.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.