BÜLENT EKİMCİ >> İSTANBUL’un en eski semtlerinden biri olan Gedikpaşa da kentsel dönüşüme girdi. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’e göre, kentsel dönüşüm projesi hayata geçtikten sonra Gedikpaşa İstanbul’un en güzel yerlerinden biri olacak. 40 yıldır ayakkabı imalatçılarını barındıran semt, önümüzdeki yıllarda daha çok turistlere ev sahipliği yapacak.
Ayakkabı imalatı yapan atölyelerin bir kısmı Gedikpaşa’yı terk etmiş durumda. Alt katlarında sadece dükkanların açık kaldığı binaların, eskiden atölye olarak kullanılan üst katları ise boşalmış. Anıtlar Kurulu’nun gözetiminde yürütülen kentsel dönüşüm projesinin ardından binaların sadece giriş katları değil tamamı değerlenecek. Mimar Gökhan Avcıoğlu’nun çizdiği “Gedikpaşa Kentsel Yenileme Projesi”, İngiliz mimarlık dergisi Architectural Review ve Fransa’nın Cannes şehrinde organize edilen emlak fuarı MIPIM işbirliği ile düzenlenen yarışmada birinci seçildi.
İMALATHANELER TAŞINACAK
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ne sunulan raporda, Gedikpaşa’da bulunan binaların şehrin gelişimine ayak uyduramadığı, sahipsiz kaldığı, yıprandığı, yıkıldığı ve köhne bir hal aldığı belirtilmişti. Gedikpaşa 2011 Ocak’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından “kentsel yenileme alanı” ilan edildi ve tarihi yapıların korunması amacıyla bölgedeki imalathanelerin taşınmasına karar verildi.
Gedikpaşa’da görüştüğümüz esnafın çoğu belediyenin artık ruhsat vermediğini söylüyor. Geçici ruhsatlarla işlerini yürüten esnafa, zabıtalar tarafından işyerlerini terk ederken zorluk çıkartmamaları için kağıt imzalatılmış. Esnaflar da bölgedeki değişimin farkında. “Binaların çoğu harap halde” diyorlar ve Gedikpaşa’nın turizm bölgesi olacağına kesin gözüyle bakıyorlar. Ancak hepsinin ortak görüşü, binaların hepsinin yıkılıp yeniden inşa edilmesi gerektiği yönünde. İmalathaneler taşınsa da binaların alt katlarındaki ayakkabı ve çanta dükkanlarının açık kalacağını düşünüyorlar.
YATIRIMCININ İLGİSİ YOĞUN
Gedikpaşa’da imalathanelerin yerini çok sayıda butik otel, alışveriş ve ticaret merkezi ile turistik mekan alacak. Semtteki hak sahipleriyle birlikte yürütülecek proje ile birlikte bölgedeki tarihi doku da korunacak. İstanbul’un bu tarihi bölgesi şimdiden yavaş yavaş değişmeye başlamış. Binaların bir kısmı el değiştirmiş. El değiştiren binaların bazıları butik otel olmuş.
Turizm merkezi olacağını duyan yatırımcılar da bölgeye akın etmiş. 5-10 yıl önce 500 bin TL’ye satılamayan 4-5 katlı İşhanları bugün 2-2.5 milyon TL’ye el değiştiriyor. 60 metrekare taban oturumu olan bir bina için mal sahibinin en az 2 milyon TL istediği söyleniyor.
Gedikpaşa’da geçen yıl yükseköğrenim erkek öğrenci yurdu açan bir girişimci aynı binayı geçtiğimiz aylarda 3 milyon TL’ye başka bir yatırımcıya satmış. 2 milyon TL’ye satılan bir başka bina ise butik otel yapmak için yıkılmış ve inşaat halen devam ediyor.
BİNA TOPLAYANLAR VAR
Kapalıçarşı’da Tosun Kuyumculuk’un sahibi Erdal Tosun’un 60-70 milyon TL harcayarak Gedikpaşa’da 19 binayı satın aldığı söyleniyor. Şanlıurfa İşhanı ve Cami Sokağı’ndaki Atalay Han, Erdal Tosun’un aldığı binalar arasında bulunuyor. Gedikpaşa’da Sayeban Otel İstanbul’u açan kişi ise Hacı Ahmet Özhasır.
“İKİ ÜÇ YILA KALMAZ DEĞİŞİR”
Ayakkabı ve çantacıları ile ünlü semtte, Gedikpaşa Konağı ve Sayeban Otel İstanbul isimleriyle açılan iki butik otel hizmet vermeye başlamış bile. Otel olarak hizmet vermesine rağmen daha tabela asmayan binalar da var. Gedikpaşa Caddesi’nin girişinde ise sağlı sollu lokantalar açılmış. Ciğercisinden kebapçısına, balık lokantasından köftecisine, börekçisinden tanınmış fast-food zincirine kadar birçok işyerini yan yana görmek mümkün.
Gedikpaşa Caddesi ve caddeye bağlanan ara sokaklarda, ayakkabıcı ve çanta imalatçıları ile imalatçılara mal satan dericisinden bıçakçısına, kalıpçısından makinecisine kadar daha birçok işyerini görmek mümkün. Sokak başlarında yığılmış kutuların içindeki malları hamallar dükkanlara taşıyorlar hızlı hızlı. Her hanın altında bir çay ocağı var. İşyeri olan ve çalışan herkes kabullenmiş Gedikpaşa’dan gideceğini. Hep bir ağızdan şöyle diyorlar: “Bizi buralarda tutmazlar artık. Göreceksiniz iki üç yıl içinde tamamen değişecek buralar.”
İstanbul’un en eski semtlerinden
İstanbul’un Fatih İlçesi’nde Mimar Hayrettin Mahallesi’nin ana caddesi Gedikpaşa, adını Fatih Sultan Mehmet (1451-1481) döneminde sadrazamlık da yapan Kaptan-ı Derya Gedik Ahmed Paşa’nın yaptırdığı çifte hamamdan alır. Bizans’ın ünlü Kadırga Limanı’nın hemen kuzeyinde yer alan Gedikpaşa’nın çok eskiden beri meskun bir yer olduğu çevresindeki Bizans kalıntılarından da anlaşılır. İstanbul’un fethinden sonra Türklerin ilk yerleştiği yerler arasındadır. 15 ve 16’ıncı yüzyıllarda çoğunlukla Rum ve Ermenilerin oturduğu semtte, Surp Asdvadzadzin Patriklik Kilisesi de fetihten sonra Ermenilere tahsis edilen eski bir Bizans kilisesidir. İstanbul’un pek çok yerinde olduğu gibi bitişik düzende ahşap evlerden meydana gelen Gedikpaşa, tarihte büyük yangınlara sahne oldu. Nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu semtte, 1859’da inşa edilen Gedikpaşa Tiyatrosu’nda Türk asıllı oyuncular sahneye çıkardı. Gedikpaşa Caddesi, Cumhuriyet’in ilanından sonra Tiyatro Caddesi olarak da anılmaya başladı.1980’lerde semtindeki evler yerlerini yavaş yavaş işyerlerine bıraktı. Gedikpaşa Caddesi’ne paralel olan Saray İçi Sokak’taki, Surp Ohannes Ermeni Kilisesi ile yanındaki Mesropyan Okulu (taş bina) bile kunduracı hanına çevrildi. Semtte yoğunlaşan kundura imalatçıları ile işkoluna malzeme sağlayan işyerlerinin sayıları binleri buldu.
Para Dergisi
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.