CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, AKP Hükümetinin geçen hafta “pembe, tutarsız, dayanaksız varsayımlarla” bezeli 9’uncu Orta Vadeli Program’ı (OVP) açıkladığını belirterek, “9. OVP şimdiden ‘fos’ çıktı. AKP ülkeyi okyanusun ortasında, her türlü dış etkiye karşı edilgen, dümensiz ve rotasız bir gemi konumuna sürüklüyor” iddiasında bulundu.

OVP uygulaması AB uyum programlarının bir parçası olarak 2006 yılında gündeme girdiğini belirten Umut Oran yaptığı açıklamada, hükümetin, OVP ile ekonomik hedeflerini ve bu hedeflere nasıl ulaşacağını, araçları ile somut olarak ortaya koyması gerektiğini belirterek, “Ancak AKP’nin yasak savma ve ‘dostlar alışverişte görsün’ anlayışıyla hazırladığı OVP’ler, asıl amaç olan ekonomideki aktörlerin hükümet politikalarını bilerek önünü görmesi işlevini sağlamaktan çok uzakta bulunuyor” dedi.

2006-2013 döneminde açıklanan 8 OVP’nin kağıt üzerinde kaldığını ortaya konulan hedefler ile gerçekleşmeler arasında dağlar kadar fark oluştuğunu savunan Oran, şu değerlendirmelerde bulundu:

“OVP’ler ile ekonomik hedeflerin gerçekçi biçimde önceden belirlenmesi ve uygun araçlarla bu hedeflere ulaşılması şeklindeki işlevi pratikte hiç gerçekleşmedi. Üçer yıllık yapılan OVP’lerde bu döneme ait hedefleri bırakın, birinci yıla ilişkin hedefler bile ıskaladı. Türkiye ekonomisini yönetiyor gözüken kadro, hedefleri değer ya da oran bazında tutturmak bir yana hedeflerin yönünü dahi kestiremedi. ‘Ekonomi hızlanacak’ denilen yılda ekonomik kriz yaşandı, ‘ekonomi yavaşlayacak’ denilen yılda performans öngörülenden daha iyi olabildi. Ya da 2012’deki gibi ‘yumuşak iniş’ denirken, sert bir fren yaşandı.

Oran’ın açıklaması şöyle:

Orta Vadeli Program (OVP) uygulaması Türkiye’nin gündemine AB uyum programlarının bir parçası olarak girdi. Bu kapsamda yerel mevzuata da hükümetin yapması gereken zorunlu bir iş olarak eklenen OVP’ler 2006’dan bu yana her yıl üçer yıllık dönemler için hazırlanarak Bakanlar Kurulu kararı ile Resmi Gazete’de yayımlanıyor. Hükümetin, OVP ile ekonomik hedeflerini ve bu hedeflere nasıl ulaşacağını, araçları ile somut olarak ortaya koyması gerekiyor. Ancak AKP’nin yasak savma ve “dostlar alışverişte görsün” anlayışıyla hazırladığı OVP’ler, asıl amaç olan ekonomideki aktörlerin hükümet politikalarını bilerek önünü görmesi işlevini sağlamaktan çok uzakta bulunuyor.

2006-2013 döneminde açıklanan 8 OVP kağıt üzerinde kaldı, ortaya konulan hedefler ile gerçekleşmeler arasında dağlar kadar fark oluştu. OVP’ler ile ekonomik hedeflerin gerçekçi biçimde önceden belirlenmesi ve uygun araçlarla bu hedeflere ulaşılması şeklindeki işlevi pratikte hiç gerçekleşmedi. Üçer yıllık yapılan OVP’lerde bu döneme ait hedefleri bırakın, birinci yıla ilişkin hedefler bile ıskaladı. Türkiye ekonomisini yönetiyor gözüken kadro, hedefleri değer ya da oran bazında tutturmak bir yana hedeflerin yönünü dahi kestiremedi. “Ekonomi hızlanacak” denilen yılda ekonomik kriz yaşandı, “ekonomi yavaşlayacak” denilen yılda performans öngörülenden daha iyi olabildi.  Ya da 2012’deki gibi “yumuşak iniş” denirken, sert bir fren yaşandı.

OVP HEDEFLERİ VE GERÇEKLEŞMELER

HEDEFLER(*)

 

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

GSYH Büyümesi (%)

5.0

7,0

5,5

5,0

3,5

4,5

4,0

4,0

GSYH (Milyar TL, Cari Fiyatlarla)

536.3

622,6

719.9

1.109.4

1.029,00

1.215,00

1.426,00

1571

GSYH (Milyar Dolar, Cari Fiyatlarla)

364.9

423,4

482.7

772,7

641

781

822

858

Kişi Başına Milli Gelir (GSYİH, $)

4.981

5.732

6.456

10.689

8.821

10.624

10.973

11.318

İşsizlik Oranı (%)

10.0

10,5

9,6

9,8

14,6

12,0

10,4

8,9

İhracat (FOB) (Milyar $)

84.1

93,1

112,4

149.2

107.5

127

148.5

158

İthalat (CIF) (Milyar $)

122.6

150,3

168,4

234.6

153

199,5

248,7

253

Dış Ticaret Dengesi (Milyar $)

-38.5

-57,2

-56,0

-85,4

-45,5

-72,5

-100,2

-95

Cari İşlemler Dengesi / GSYİH (%)

-4.0

-7.9

-6,4

-6,8

-2,8

-5,4

-8

-7,1

TÜFE Yıl Sonu (%)

5.0

4,0

4,0

7,5

5,3

5,3

5,2

5,3

GERÇEKLEŞMELER(*)

 

 2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013 (**)

GSYH

 6,9

4,7

0,7

-4,8

9,2

8,8

1,6

3,7

GSYH (Milyar TL, Cari Fiyatlarla)

 758,4

843.2

950.5

952.6

1.098.8

1.297.7

1.416.8

740.1

GSYH (Milyar $, Cari Fiyatlarla)

 530,6

648,8

742,1

616,7

731,6

774,0

786.3

408.4

Kişi Başı Milli Gelir (GSYH, $)

 7.643

9.240

10.438

8 559

10.022

10.469

10.504

İşsizlik Oranı (%)

 10,2

10,3

11,0

14,0

11,9

9,8

9,2

8,8

İhracat (FOB) (Milyar $)

 85.5

107,3

132,0

102,1

113,9

134,9

152.6

99.4

İthalat (CIF) (Milyar $)

139.6

170,1

202,0

140,9

185,5

240,8

236.5

167.0

Dış Ticaret Dengesi (Milyar $)

 -54.1

-62,8

-69,9

-38,8

-71,7

-105,9

-84.0

-67.6

Cari İşlemler Dengesi / GSYH (%)

 -6,1

-5,9

-5,6

-2,2

-6,4

-10,0

-6.2

-8,8

TÜFE Yıl Sonu (%)

9,7

8,4

10,1

6,5

6,4

10,5

6,2

7,9

(*): Üçer yıllık yapılan OVP’lerin ilk yılına ilişkin hedefler ve gerçekleşmeler.

(**): GSYH-Büyüme verileri ilk 6 ay, işsizlik Haziran sonu, dış ticaret sekiz aylık, cari açık/GSYH verisi 6 aylık açığın, 6 aylık GSYH’ya oranı, enflasyon Eylül sonu itibariyle yıllık…

9. OVP şimdiden “fos” çıktı…

Bugüne kadarki 8 OVP’lik başarısız deneyimin ardından AKP hükümeti geçen hafta pembe, tutarsız, dayanaksız varsayımlarla bezeli 9’uncu OVP’yi açıkladı. Önceki pratik, yine “dostlar alışverişte görsün” misali hazırlanan bu OVP’nin de kağıt üzerinde kalacağını, ekonomideki aktörlerin önünü görmesini sağlayacak bir pusula, Türkiye ekonomisinin emin elde olduğuna ilişkin bir gösterge olmayacağını ortaya koyuyor. Ekonomideki aktörleri tedirgin eden bu denli küresel olumsuzluk varken, hükümetin tamamen hayali ve iş olsun diye üretilmiş bazı sözde hedeflerle doldurduğu yeni OVP, AKP’nin ekonomi yönetimindeki basiretsizliğini, konuya ne kadar gayriciddi baktığını gösteriyor.

Absürt kur hedefi…

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan  “Türkiye’nin herhangi bir resmi kur hedefi yok” açıklamasında bulunurken, açıklanan 2014-2016 dönemine ilişkin yeni OVP’de yer alan milli gelir hedefleri, dolar için bu yılın tümünde 1.89 TL, 2014 yılında ise 1.98 TL’lik ortalama kur öngörüsüne işaret ediyor. Oysa Fed’in parasal sıkılaştırma politikasının daha adının duyulması üzerine yükselen dolarda yeni denge fiyatı 2 TL dolayında oluştu. İzleyen dönemde de en iyimser koşullarda bile bunun altına inmesi mümkün gözükmüyor.

Yeni OVP’de bu yılın tamamında cari fiyatlarla 1 trilyon 519 milyar lira (823 milyar dolar) düzeyinde beklenen cari fiyatlarla milli gelirin, 2014 yılında 1 trilyon 719 milyar TL’ye (867 milyar dolara) yükselmesi öngörülüyor. Cari fiyatlarla GSYH’nin 2015’te 1 trilyon 895 milyar TL (928 milyar dolar) ve 2016 yılında 2 trilyon 95 milyar lira (996 milyar dolar) olması bekleniyor.

2013-2015 Orta Vadeli Programı’nda 2013 büyüme hedefi yüzde 4 olarak öngörülürken ortalama dolar kuru 1.83 TL olarak varsayılmıştı. Mayıs ayında FED’in tahvil alımlarını azaltacağına ilişkin demeçleri üzerine geçici olarak Türkiye’ye park etmiş sıcak para kımıldadı ve yavaş yavaş ülkeyi terk etmeye başladı. TL de Mayıs ayında 1.80 TL basamağında bulunan dolar önce 1.90 TL, oradan da 2 TL basamağına sıçradı.

Fed’in parasal sıkılaştırmada rötar yapmasına rağmen doların 2 TL’ye yapışıp kalması Türkiye’nin yüksek kırılganlığından kaynaklanıyor. Cari açığının milli gelire oranı, dış borç yükü, kısa vadeli dış borçların resmi rezervlere oranı gibi göstergeler üstünden bakıldığında, Türkiye bu süreçte en kırılgan ülke konumunda bulunuyor.

Düşük büyüme hedefi bile tutturulamıyor…

Bu yıl başlangıçta yüzde 4 olarak hedeflenen sabit fiyatlarla GSYH büyüme oranı, ilk yarıda yüzde 3.7 olarak gerçekleşti. Yeni OVP’de bu yılın tümündeki büyüme oranı aşağı doğru revize edilerek yüzde 3.6’ya çekildi. Yeni OVP’de 2014 yılı için yüzde 4 oranında, 2015 ve 2016 yılları için ise aynı oranda olmak üzere yüzde 5’lik düşük büyüme oranları hedeflendi.

GSYH’de üç yıllık dönem için öngörülen mütevazı performansta, büyümenin lokomotifi konumunda olan özel tüketimde beklenen seyir etkili oldu. Özel tüketim bu yıl yüzde 3.8, 2014’te yüzde 3.2, 2015’te yüzde 3.8, 2016’da yüzde 3.5 artması bekleniyor. Toplam sabit sermaye yatırımlarının ise bu yıl yüzde 3.1, gelecek yıl yüzde 3.6’lık düşük artışların ardından, son iki yılda sırasıyla yüzde 8.6 ve yüzde 8.1 artması hayal ediliyor. Geçen yıl yüzde 1.8 gerileyen toplam yurt içi talebin, bu yılın tümünde yüzde 5.1 artması bekleniyor. Ancak toplam yurt içi talepteki artışın gelecek yıl yüzde 3.2’ye düşeceği, izleyen yıl yüzde 5, OVP döneminin son yılı olan 2016’da da yüzde 4.8 olacağı öngörülüyor.

Bu yıl için öngörülen milli gelir hedefinin aşağı doğru revize edilmesi paralelinde, kişi başına GSYH hedefi de aşağı çekildi. Bu yıl başlangıçta 11 bin 318 dolar olarak öngörülen kişi başı milli gelir 10 bin 818 dolara revize edildi. OVP’de kişi başına milli gelir 2014 yılı için 11 bin 277 dolar, 2015’te 11 bin 927 ve 2016 yılında 12 bin 670 dolar olarak öngörüldü.

Enflasyonda hedef aşılacak…

2013 yılı için başlangıçta öngörülen enflasyon hedefi yukarı doğru revize edildi. TÜFE bazında yüzde 5.3 olan 2013 sonu enflasyon hedefi yüzde 6.8’e revize edildi. Ancak gidişat daha yüksek düzeylere tırmanma ihtimalini de gösteriyor. OVP’de, 2014 yılı için yüzde 5.3, izleyen iki yıl için ise aynı oranda olmak üzere yüzde 5’er oranında iyimser enflasyon hedeflerine yer verildi.

İhracatta hedefin tutmayacağı kesinleşti

2013 yılı diş ticaret hedeflerinin tutmayacağı netleşti. Başlangıçta 158 milyar dolar olarak öngörülen ihracat hedefi, OVP’de 153.5 milyar dolara çekildi.  Başlangıçta 253 milyar dolar olarak hedeflenen ithalatın da 251.5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edildi. Buna göre 95 milyar dolar olarak hedeflenen dış ticaret açığının 98 milyar dolara çıkacağı öngörüldü. Ancak dış ticarette yılbaşından bu yana olan seyir dikkate alındığında bu hedef de iyimser kalıyor, açığın 100 milyar doları fazlasıyla aşması güçlü bir olasılık.

Normal koşullarda 2 TL’lik dolar kuru ihracata doping etkisi yapması gerekirken, ihracatçının aleyhine işliyor. Sanayide had safhaya varan ithal girdiği bağımlılığı, ihraç ürünlerinin büyük ölçüde ithal dış girdi ile yapılması, tersine maliyet artışı ve rekabet gücünün zayıflamasına yol açıyor.

Cari açık hedefi gerçekçi değil

Yeni OVP’de; 2011 yılında 75.1 milyar dolarla tarihi rekorunu kıran, 2012’de ise ekonomideki sert fren nedeniyle 47.8 milyar dolara gerileyen cari işlemler açığının bu yılın tümünde 58.8 milyar dolar olacağı tahmin edildi. Cari açığın bu yılın ilk sekiz ayında 44.3 milyar, Ağustos sonu itibariyle son bir yılda 56.7 milyar dolar olduğu varsayıldığında, yapılan bu revizyon da iyimser kalıyor. Cari açığın bu yıl 60 milyar doları fazlasıyla aşacağı görülüyor. Buna rağmen OVP’de cari açığın gelecek yıl 55.5 milyar dolara, izleyen iki yılda ise 55 milyar dolara gerilemesi öngörülüyor. Cari açığın milli gelire oranında bu yıl öngörülen yüzde 7.1’lik hedef değiştirilmezken, izleyen üç yılda sırasıyla yüzde 6.4, yüzde 5.9 ve yüzde 5.5’lik hayali hedefler açıklandı.

İşsizlik projeksiyonları hayali

Başlangıçta bu yılın ortalamasında yüzde 8.9 olarak öngörülen işsizlik oranı yüzde 9.5’e yükseltildi. İşsizlik oranının 2014’te yüzde 9.4, 2015 yılında yüzde 9.2 ve 2016 yılında yüzde 8.9 olacağı öngörüldü.

Bu yıl en son Temmuz sonu itibariyle açıklanan işsizlik oranı yüzde 9.3 olurken, mevsim etkisinden arındırılmış oranın yüzde 10.1’le çift haneli olduğu görülüyor. Yıllar itibariyle yaz aylarında düşüşe geçen işsizlik oranı, özellikle son çeyrekte yeniden yükseliyor. Bu yılın tümünde işsizlik oranının çift haneli düzeylerde gerçekleşmesi güçlü bir olasılığı oluşturuyor. Öte yandan umudu kalmadığı için iş aramayı bırakan ya da anket döneminde iş kanallarını kullanmayan 2 milyonun üzerindeki kişi ile birlikte geniş tanımlı işsiz sayısı 5 milyona yaklaşıyor, işsizlik oranı da yüzde 15.7’ye ulaşıyor.

Üç ay önce açıklanan 5 yıllık planla bile tutarsız

AKP’nin açıkladığı yeni OVP, daha üç ay önce açıkladığı 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı hedef ve projeksiyonları ile bile tutarsızlık oluşturuyor. 10. Kalkınma Planı’nda 2014-2018 dönemi için hedeflenen ortalama yüzde 5.5’lik büyüme hedefine karşılık, yeni OVP’de bu dönemin ilk üç yılında ortalama yüzde 4.7 büyüme öngörülüyor. Bu durumda Türkiye’nin 10. plan hedeflerini yakalayabilmesi için 2017-2018 döneminde ortalama yüzde 6.7 büyümesi gerekiyor. Ancak böyle bir büyüme hızının yakalanmasını sağlayacak bir politika ortada gözükmüyor.

OVP’de işsizliğin 2016 yılında yüzde 8.9’a çekilmesi hayal edilirken, bu öngörü  5 yıllık planda 2018 için öngörülen yüzde 7.2’lik işsizlik oranı hedefiyle de uyuşmuyor.

Yeni OVP,  önceliklerinin enflasyonu düşürmek, kamu maliyesinde güçlü duruş ile büyüme ve istihdam artışını sürdürmek ve cari açığı azaltmak olduğunu, yurt içi tasarrufları artıracaklarını, verimlilik artışını devam ettireceklerini ve mevcut kaynakları üretken yatırımlara yönlendirileceğini söyleyen Babacan’ı desteklemiyor. Türkiye’nin yüksek büyüme hızlarını yakalaması, iç tasarruflarını artırması için daha çok vatandaşını işgücü piyasasına çekmesi ve bunlara iş vermesi gerekiyor.

AKP’nin sıcak parasız büyüme modeli yok

AKP’nin ekonomi modeli, “tatlı kar” ortamının çektiği yoğun “sıcak para” ve borçla tüketime özendirilen halkın harcama artışı sayesinde ülkeye yaşatılan sanal bir büyüme, suni canlılık ve ödünç refaha dayanıyordu. AKP iktidarı boyunca Türkiye yoğun sıcak para gelişi sayesinde kağıt üzerinde, sanal büyüme kaydetti. Bu sayede AKP, yıllarca hiçbir köklü reform ve yapısal iyileştirme çabasına girmeden ekonomiyi bu araçlarla kolayca “idare etti”. 2008-2009 küresel krizi ve Türkiye ekonomisinde daralma yılı olan 2012 dışında bu modelle ekonomiyi canlı tutmayı başardı.

Parasal sıkılaştırma AKP’yi bitirecek…

Bu yıl da tüm gelişmekte olan ekonomiler, küresel para otoritelerinin “parasal sıkılaştırma” uygulamasına gidip gitmeme kararının gölgesi altında bulunuyor. ABD Merkez Bankası Fed’in piyasaya pompaladığı para miktarını kısmaya başlaması, gelişmekte olan ülkelere fon akışlarını azaltacak, hatta bu ülkelerden sermaye çıkışı yaşanacak. Bu gelişme 2013’ün son çeyreğinde beklenirken, Fed’in ertelemesiyle 2014 yılına kaydı.

Hal böyleyken, yeni OVP’de eskiden olduğu gibi büyümenin finansmanında yine umut dış kaynak (ağırlıkla sıcak para) girişine bağlanmış gözüküyor. Sıcak para gelmediğinde ise önceki dönemlerdeki sahte büyümeye bile hasret kalacağız, kolaycılığı tercih eden AKP’nin de oyunu bozulacak. Yeni OVP de AKP’nin sıcak para dışında bir oyun planı olmadığını gösteriyor. Oysa önümüzdeki süreçte dış kaynak girişinin durması, hatta çıkış yaşanması güçlü bir olasılık. Tüm oyun planını sıcak para girişi üzerine kuran AKP, Fed’in parasal sıkılaştırma uygulamasını fiilen hayata geçirmesi durumunda, ekonomi gemisini hangi rotada yüzdüreceğini bilmiyor. 

Sıcak para ile kağıt üzerinde büyüme, sanal kalkınma ve ödünç bir refah artışıyla yıllardır milleti kandırıp oy alan AKP’nin “plansız ekonomi” anlayışı halkı perişan ediyor…

Fed’in beklenen parasal sıkılaştırma politikası ile küresel alanda yeni bir finansal iklime geçilirken, AKP’nin ekonomideki basiretsizliği, tutarsızlığı, politikasızlığı ve ilkesizliği devam ediyor.

AKP ülkeyi okyanusun ortasında, her türlü dış etkiye karşı edilgen, dümensiz ve rotasız bir gemi konumuna sürüklüyor… 


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın