Türk otomotiv sektöründe nötr duruş sürüyor

Kurdaki oynaklığa ve artan kredi faiz oranlarının talep üzerinde yarattığı baskıya rağmen, Türk otomotiv sektörü için ‘nötr’ duruş devam ediyor. Sektörle ilgili beklenti ve öngörülerin yer aldığı raporda 2014’te hafif araç sektöründe yüzde 5 büyüme olması öngörülüyor. 2014 yılında hafif ticari araçlardaki toparlanmanın yüzde 8 oranında yükselerek, binek araçlarındaki yüzde 4 oranının üzerinde seyretmesi bekleniyor.

Orta ve Doğu Avrupa’nın önde gelen finansal kuruluşlarından Erste Grup kurdaki oynaklığa ve artan kredi faiz oranlarının talep üzerinde yarattığı baskıya rağmen, Türk otomotiv sektörü için ‘nötr’ duruşunu devam ettirdiğini açıkladı.  Erste Grup tarafından hazırlanan Türkiye Otomotiv Sektörü raporuna göre, iç piyasada, araba satışları toplam pazarın yüzde 77’sini oluşturarak neredeyse son 20 senedeki en yüksek seviyeye erişti, ilk 8 ayda, binek araç piyasası bir önceki yıla göre yüzde 21 artışla güçlü bir performans sergiledi. Raporda ayrıca Türkiye’deki şirketlerin, Ar-Ge alanında ciddi bir ilerleme kaydettiği ve diğer OEM montajcılarından farklılaştığına dikkat çekilerek, Ar-Ge yatırımları hızlandıkça, daha çok aracın Türk şirketler tarafından geliştirilmesinin ve tasarlanmasının beklendiği ifade edildi.

Erste Group yayınladığı raporda, ayrıca fiyat indirimleri yoluyla rekabetin ve kampanyaların kar marjları üzerinde baskı yaratmasının beklendiğini vurguladı. Erste Securities İstanbul Analisti İlknur Ünsal  “Vergi sisteminde veya destek mekanizmalarında yapısal değişiklikler olmaması kaydıyla, hafif araç talebinin önümüzdeki beş yıl için ortalama 900 bin adet olmasını bekliyoruz, ki bu oran son on yılın (2001 krizinden sonraki dönem) ortalamasından yaklaşık %35 daha yüksek bir seviyeyi işaret ediyor. Bu ve diğer veriler ışığında Türkiye’deki talebin genel durumu daha gelişmiş pazarlardaki görünümden daha iyi olacağını öngörüyoruz” dedi.

Erste’nin Türkiye’nin Otomotiv Sektörü Raporu’nda en beğendiği hisse olarak güçlü ve muhafazakar iş modeli ile düşük ithalat payı nedeniyle Tofaş’ı işaret edilirken, Doğuş Otomotiv için ‘biriktir’ tavsiyesini korudu. Erste, Ford Otosan için ise tavsiyesinin ‘tut’ olarak belirlendiğini vurguladı.

İhracat hacimleri artacak

Coğrafi avantaj, itibar, görece ucuz ancak iyi eğitimli işgücü ve yüksek kaliteli üretim tesisleri gibi avantajların Türkiye’ye olan ilgiyi artıracağı belirtilen raporda, 2002-2012 arasında Batı Avrupa’daki kapasite 3 milyon adet düşerken, aynı dönemde Orta Avrupa ve Türkiye’deki kapasitenin de 3 milyon adet artış gösterdiğine dikkat çekiliyor. Otomotiv ihracatında birinci pazarımız olan Avrupa Birliği ülkelerinde yaşlanan nüfus ve azalan yeni sürücü havuzu Avrupalı üreticileri kapasite kesintileri ve pazar çeşitlendirmesine yöneltirken, Türkiye’nin büyük hacimli üretimde ön plana çıkması ve ihracat hacimlerinin artması bekleniyor.

2014’de hafif araç sektöründe %5 büyüme

2013 yılının değişen makro dinamikler yüzünden normal bir yılın tam tersi olabileceğine dikkat çekilen rapora göre,  yeni model yılının Ocak 2014’te başlayacak olması, daha önceki dönemlerde çok karlı olan yılın son aylarındaki talebin ileri kaymasına neden olabileceğine dikkat çekiliyor. Ana ihracat pazarlarındaki yavaş ancak sürdürülebilir toparlanmanın da, 2013’ün ikinci yarısından itibaren şirketlerin ihracat hacimlerine yansıması bekleniyor. Sektörün, döviz kurlarındaki hızlı değişimi sindirdiği kaydedilen raporda, 2014’te hafif araç sektöründe yüzde 5 büyüme olacağı tahminine yer veriliyor. Yine 2014 yılı için hafif ticari araçlardaki toparlanmanın da, 2013 yılına oranla yüzde 8 oranında yükselerek, binek araçlarındaki yüzde 4 oranın üzerinde seyretmesi beklendiği öngörüsüne yer veriliyor.

Türkiye Otomotiv Sektörü Raporu’ndan çarpıcı bulgular:

>>  Türk otomotiv pazarı, son 10 yıl içerisinde yüzde 16 yıllık bileşik büyüme oranı sağlarken, tüketici hassasiyeti, faiz ve döviz kurlarındaki değişimler ve vergi önlemleri gibi hükümet inisiyatiflerinden dolayı yıllık olarak ciddi dalgalanmalar gösterdi.

>>  Nüfusun düşük araç sahibi olma oranının yükselen gelir seviyesi, daha düşük maliyetli finansman koşulları, şehirleşme hızı ve ortalama yaşı 30 olan genç nüfus gibi faktörler sayesinde artması muhtemel.

>>  Türkiye’deki hafif araç pazarı, yılın ilk sekiz ayında bir önceki yıla göre yüzde 12 büyüyerek, 518 bin adede ulaştı; bu oran ağırlıklı olarak binek araçlarındaki yüksek satışla elde edilirken, hafif ticari araç talebi düşük kaldı.

>>  Olumlu kredi oranları ve istikrarlı bir kur oranı yılın ilk yarısındaki talebi arttırırken, ardından yaşanan dalgalanmalar tüketicilerin taleplerini ertelemesine neden oldu. Ekonomik faaliyetlerdeki durgunluk ve giriş seviyesinde binek araçlarına doğru kaymanın devam etmesi, ticari araç piyasasında gerilemeye neden oldu.

>>  Piyasada araba satışları yüzde 77 oranına ulaşarak, neredeyse son 20 senedeki en yüksek seviyeye erişti.

>>  İlk sekiz ayda, binek araç piyasası bir önceki yıla göre yüzde 21 artışla güçlü bir performans sergiledi. Türk tüketicilerin ithal modellere olan güçlü eğilimleri, bu modellerin toplamda yüzde 78 paya ulaşmasını sağladı..

>>  Pazardaki en büyük üç oyuncu (Renault, VW, Fiat), araç pazarının yüzde 37’sine sahip; bu da, segmentte düşük konsantrasyon ve yüksek rekabet olduğunu gösteriyor.

>>  Türk Lirasının konvertibl dövize karşı değer kaybetmesinin fiyatlar ve finansman maliyetleri üzerindeki etkileri dolayısıyla, yılın geri kalanında iç pazarın zorlu bir dönemden geçmesini bekliyoruz.

>>  Araç alımlarının üçte ikisinin banka kredisiyle finanse edildiği düşünüldüğünde, finansman maliyetlerinin araç satın alımları üzerindeki etkisi önem taşıyacak. 2012 mali yılında bu oran yüzde 58’di.

>>  Türk şirketler, ARGE alanında ciddi bir ilerleme kaydederek, diğer OEM montajcılarından farklılaştı. ARGE yatırımları hızlandıkça, daha çok aracın Türk şirketler tarafından geliştirilmesini ve hatta tasarlanmasını bekliyoruz.

>>  Ülkelerin çoğunda satış rakamları arttığı için kısa süre önce açıklanan Temmuz rakamları umut vericiydi. İngiltere (+%13 y/y) ve İspanya (+%15 y/y) gibi ülkelerdeki sonuçlar özellikle dikkat çekiciydi. Toplam pazar, 2007’de ulaşılan 18 milyon adetlik zirve noktasından 14 milyona geriledi. Bu durum, talepte toparlanma yaşandığında bir çıkış potansiyelinin var olması anlamına geliyor. Ancak, satışlar 18 milyon seviyesindeyken dâhi bir sorun olan fazla kapasite, problem yaratmaya devam ediyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın