Ekim ayında imzalanması ve Temmuz 2011 itibarıyla da yürürlüğe girmesi beklenen Avrupa Birliği-Güney Kore Serbest Ticaret Anlaşması, AB?nin gümrük birliği içinde olduğu Türkiye açısından bazı olumsuz sonuçlara yol açacak. İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu, gümrük birliğinin işleyişiyle ilgili sorunların ağırlaşarak sürdüğünü açıkladı. Üç yılı aşkın süredir sorunu dile getirdiklerini hatırlatan Kabaalioğlu açıklamasında, “Ankara Anlaşması ve Katma Protokol uyarınca 1.1.1996 itibarıyla yürürlüğe giren gümrük birliği ile AB gümrük alanı 27 (üye devlet) + 1 (Türkiye) devletin gümrük alanından oluşmaktadır. Bu durum Türkiye?ye AB ortak ticaret politikasına uyum sağlama yükümlülüğü getirdiği gibi AB?yi de ortak ticaret politikasının oluşturulmasında gümrük birliği ortağı Türkiye?nin görüşlerini, ihtiyaçlarını ve yararını dikkate alma yükümlülüğü altına sokmaktadır. Türkiye henüz AB üyesi olmadığından Güney Kore ile imzalanan serbest ticaret anlaşmaları gibi ticaret anlaşmalarının müzakere ve karar sürecinde yer alamamaktadır. Buna karşın bu tür anlaşmalara eklenen bir madde ile söz konusu devletten Türkiye ile de benzer bir anlaşma imzalaması istenmektedir. Ancak bu tür bir madde hiçbir açıdan bağlayıcı olmadığı gibi, AB müzakere pozisyonunun belirlenmesinde ve anlaşmaların müzakeresinde Türkiye?nin durumu dikkate alınmamaktadır” diye uyardı.
“Paralel görüşme formülü gecikmeksizin uygulansın”
Bugüne kadar imzalanan anlaşmalarda olduğu gibi Güney Kore ile de imza aşamasına gelen serbest ticaret anlaşmasının, söz konusu ülke mallarının AB pazarına gümrüksüz ithali ve gümrük birliği nedeniyle Türkiye pazarına da aynı şekilde serbestçe girmesi sonucunu doğuracağını hatırlatan Kabaalioğlu, “Ancak AB ülkeleri Güney Kore pazarına girişte aynı koşullardan yararlanırken, benzer bir anlaşmanın Türkiye ile de imzalanmaması halinde Türk ihracatçısı bu düzenlemenin dışında kalacaktır. Bu da gümrük birliğinin dayandığı ticaret politikasında tam uyum ve tam rekabet ilkelerinin ciddi biçimde ihlali anlamına gelir. Görüldüğü gibi, Avrupa Birliği oldukça ileri bir entegrasyon düzeyini ihtiva eden ve Türkiye?nin üyelik yönündeki kararlılığının nişanesi olan gümrük birliğinin gerektirdiği disiplin ve karşılıklı sorumluluk bilincine uygun hareket etmemektedir. AB, Türkiye?nin bu konudaki haklı hassasiyetini dikkate alarak, bu anlaşmaların müzakere sürecine Türkiye?nin de dolaylı olarak katılımı, AB ile müzakere eden ülkenin aynı anda Türkiye ile de müzakerelere başlaması, müzakerelerin paralel olarak yürütülmesi ve aynı zamanda yürürlüğe girmesi yönünde bir formülü gecikmeksizin uygulamaya koymalıdır” diye bilgi verdi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.