Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Müdürü Derya Gürerk, Kamunun katılım bankacılığı kurmayı düşündüğünü belirterek, “Güçlü sermayenin sektörümüze gelmesi anlamında bunu destekliyoruz. Duyumlarımız, Körfez’in de ilgilendiği yönünde…” dedi.
Gürerk, kamudan veya dışardan, güçlü sermayenin gelmesini 2 senedir söylediğini ifade ederek, bu durumda kendileri için rekabetin artacağı hatta sektördeki paylarının azalacağı fakat kazançlarının büyüyeceği değerlendirmesinde bulundu.
Gürerk, sürdürülebilir kalkınmanın, “insan”, “sosyal durum-çevre” ve “ekonominin sürekli olarak gelişmeye devam etmesi” şeklinde 3 tane önemli ayağı bulunduğunu belirterek, girişimcilerin desteklenmesi için finans sektörünün önemli olduğunu söyledi.
Türkiye’nin tasarruf düzeyi nedeniyle sermayesi az bir ülke olduğuna dikkati çeken Gürerk, yurtdışından sermaye akışlarına ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.
Gürerk, fonların sermaye kimliğiyle gelmesini istediklerini belirterek, “Türkiye gibi tasarrufu limitli olduğu için sermayesi limitli olan ve büyüme hızı, tasarruf artış hızından daha büyük olan ülkelerde böyle bir açık var. Bu açığın bulunması, yeni kaynakların ekonomiye kazandırılması konusunda finans sektörü, çok önemli bir rol üstleniyor” dedi.
Fed’in varlık alımını azaltmasıyla Körfez ülkelerinden Türkiye’ye bir fon akışı olacağı öngörüsünde bulunan Gürerk, son dönemde özellikle Körfez ülkelerinin Türkiye’yle ilgilendiği bilgisini verdi.
Türkiye’nin istikrarının ve yatırım yapılabilir derecesinin devam ettirmesinin önemini vurgulayan Gürerk, istikrar olduğu sürece, potansiyel büyümenin yakalanacağına, sermaye ve fon akışlarının devam edeceğine inandığını söyledi.
Gürerk, Avrupa’nın finans sisteminin hep böyle güçlü kalamayacağı ve mevcut sistem çatırdarsa ne olacağı hakkında şu açıklamalarda bulundu:
“Yunanistan bir şekilde ayağa kalkacak. Önemli olan bu süreci iyi yönetmek ve kullandırılan fonların, sermayenin kalitesi… Yunanistan, İtalya haritadan silinmeyecek. Avrupa’nın bundan sonraki silkinmesi, güç kazanması ilk hamlede bize yarayacak. En yakınlarında biz varız. Bizi biliyorlar, bir sürü yatırımları var. Nereden bakarsanız bakın Türkiye’deki en büyük yatırımlar Avrupa’dan geliyor. Türkiye’nin bu dalgalanmaları nasıl yöneteceği çok önemlidir. Çünkü bunların, Türkiye’den ciddi anlamda fon çıkışı gerektireceğini ben düşünmüyorum. Tv’de son birkaç ayda TL’den dövize dönüldüğüne ve bunun 3/4’lük bir bölümünün şuanda Türk bankalarında bulunduğuna ilişkin bir analiz izledim. Bu kadar yatırımdan sonra bunların çıkışı çok zor…”
Son 1- 2 ay içerisinde 2-3 tane bankaya lisans verildiğini anımsatan Gürerk, bunların dünyanın en büyük bankaları olduğunu ve daha önce Türkiye’deki bankasını kapatıp giden Rabobank’ın dahi geri geldiğini belirtti.
Türkiye bir daha 2001 gibi bir krize girmeyecek
Derya Gürerk, Türkiye’nin bir daha 2001 gibi bir krize girmeyeceği öngörüsünde bulunarak, savaşın, politik risklerin en büyüğü olduğunu, son günlerde dünya piyasalarının beklentilerle çalıştığını ve negatif anlamdaki beklentilerin de biraz fazla abartıldığını düşündüğünü belirtti.
Türkiye’nin istikrarını koruduğu sürece her zaman başarı hikayesi olmaya devam edeceğinin altını çizen Gürerk, şunları kaydetti:
“Şu anda Körfez’de ciddi anlamda yatırım peşinde koşan işadamlarımız var. Suudi Arabistan’la ticaret hacmimiz 8 milyar dolar oldu. Bu 8 milyar doların 1,5 milyar doları petrol. Petrolde o kadar artış yok, sanayide var. Mal, hizmet alım satımında Körfez’de ciddi bir etkileşim içerisindeyiz. Bu piyasalar daha önce bu kadar açık değildi. Daha çok başındayız, bölgedeki rahatsızlık, bizim sadece hamlelerimizi geciktiriyor. Zaman etkisi, zamandan kaynaklanan maliyeti var. Aksi halde gidişat olarak baktığınız zaman ihracat pazarlarını çeşitlendirmek anlamında çok önemli bir açılım sağlandı. Komşudaki savaşın bitmesi hepimizin lehine. İki ülkenin karşılıklı iş hacmini tekrar yakalayabilmesi açısından önemli görüyoruz.”
Gürerk, katılım bankalarının 10 yıldır bir atılım içerisinde olduğuna işaret ederek, geçen yıl 20’nin üzerinde yeni ürün geliştirdiklerini ve İslami Bankacılık dünyasında olmayan bir ürüne sahip olduklarını açıkladı.
“Finansör Kart” denilen ürünün, harcarken “debit kart”, uygulamada ise “kredi kartı” gibi çalıştığını belirten Gürerk, yaratıcı, yenilikçi ürünlere sahip olduklarını ve böyle şeylere yatırım yapmaya devam edeceklerini söyledi.
Gürerk, yatırımcı olarak, insanlara sermaye koymaları açısından destek vererek, “Sermaye koyun ki güçlü sermaye gelsin. Güçlü sermaye gelirse, katılım bankacılığını hem büyütür hem de ciddi anlamda kazanım sağlar. Bizim sistemimize giren güçlü sermaye pişman olmaz” dedi.
Kamunun katılım bankacılığı kurmayı düşündüğünü ve bunun güçlü sermayenin sektöre girmesi anlamında desteklediklerini dile getiren Gürerk, Körfez’in de Türkiye’yle ilgilendiğini ancak kamunun sektöre girmesinin katılım bankacılığı için çok olumlu olacağını ifade etti.
İlk 6 ayda 1 yıllık hedefimizi yakaladığımız için yılsonu hedefimizi yukarı yönlü revize ettik
Derya Gürerk, bu sene yurtdışı sukuk ihraç etmeyi düşünmedikleri bilgisini vererek, bir dahaki sukuk ihracını 2014 sonu 2015 başı gibi planladıklarını bildirdi.
İlk yarının Türkiye Finans için çok iyi geçtiğini aktaran Gürerk, senelik büyüme hedeflerini ilk 6-7 ayda gerçekleştirdiklerini ve gelecek 6 aylık hedeflerini ise yukarı yönlü revize ettiklerini söyledi.
Ağustos sonu itibariyle yıllık bazda bilançolarının yüzde 40 büyüdüğünü ifade eden Gürerk, “Yıl başından Ağustos sonuna kadar krediler de yüzde 30, mevduatta yüzde 19-20 civarında büyüdük. Bunlar şuanda bankacılık sektörünün çok ötesinde rakamlar. Sermayemiz güçlü, kaynağımız var. 242 şube olduk. ATM’lerimiz 400 civarına çıktı. Şube sayısını biz 13-14 ay içerisinde yüzde 25 arttırdık. 1 yıl içerisinde 50’ye yakın şube açtık. Önümüzdeki dönem bu dağıtım kanallarına daha fazla yatırım yapacağız” diye konuştu.
Gürerk, 3 ayrı yerden yılın katılım bankası seçildiklerini, eleman sayılarını 4 bine çıkardıklarını, fon kullandırmada hem sektörün hem de katılım bankacılığının önünde gittiklerini dile getirerek, hedeflerinin, yıl yüzde 40’larda bitirmek olduğunu açıkladı.
Ekonomide ciddi dalgalanmalar olmadığı sürece, yıl sonu itibariyle yüzde 30-35’ler civarında bir büyüme beklediklerini kaydeden Gürerk, “Yıla yüzde 25’lik büyüme planıyla başladık. İlk 6 ayda 1 yıllık hedefimizi yakaladığımız için yılsonu hedefimizi yukarı yönlü revize ettik” dedi.
“SPK ve İMKB’ye 1 milyar 250 milyon liralık bir şemsiye limit için başvurduk”
Derya Gürerk, özel sektör fimalarına danışmanlık yaptıklarını, Varlık Kiralama Şirketi kurduklarını ve bununla ilgili olarak 4-5 firmaya hizmet verdiklerini anlatarak, ilk 6 aylık süreçte Varlık Kiralama Tebliği’nde bazı değişiklikler olduğunu anlattı.
Son olarak BDDK’dan 1 milyar 250 milyon liralık bir şemsiye limit için onay aldıklarını aktaran Gürerk, ihraç izni için SPK’ya başvuruda bulunmak üzere oldukları bilgisini verdi.
Gürerk, en son SPK’dan çıkan tebliğle ilgili olarak bundan sonra şemsiye limit altında 100-200 milyon gibi yerel sukuklar ihraç etmeyi planladıklarını ve şu anda onun yasal süreci içinde bulunduklarını bildirdi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.