Türkiye’nin AB’ye uyum sürecinde hayata geçirilen en önemli uygulamalardan biri de binalar için getirilen “Enerji Kimlik Belgesi” alma zorunluluğu… Artık ev alırken, satarken ya da kiralarken sadece konumuna, manzarasına, oda sayısına değil kimlik belgesine de bakılıyor. Binaların ne kadar enerji harcadığını gösteren Enerji Kimlik Belgesi aynı zamanda sınıfını da belirliyor. Enerji Kimlik Belgesi ile binalar da aynen beyaz eşyalar gibi A’dan G’ye kadar sınıflandırılıyor. En üst sınıfı simgeleyen A grubunda bir eve sahip olmanın ilk şartı ise binanın ısıtma ve soğutma giderlerini yüzde 50’ye kadar düşüren ısı yalıtımına sahip olmasından geçiyor.
1 Ocak 2011’de yürürlüğe giren “Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği” gereğince; yeni inşa edilen binalar için Enerji Kimlik Belgesi alınması zorunlu oldu. Mevcut binaların ise 2017 yılına kadar bu belgeyi alması gerekiyor. Enerji tüketiminin yüzde 34’ünün binalarda kullanıldığı ve bu enerjinin de yüzde 80’inin ısıtma ve soğutma amaçlı kullanıldığı düşünüldüğünde uygulamanın gerekliliği bir kez daha ortaya çıkıyor. Çünkü ısı yalıtımı ile enerjiden yüzde 50 tasarruf sağlamak mümkün. Enerji Kimlik Belgesi ile yeni inşa edilen binaların yalıtımsız olması tamamen engellenirken, mevcut binaların da bir an önce yalıtım yaptırması mesajı veriliyor.
Enerji Kimlik Belgesi; binaların enerji ihtiyacı, enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri, ısıtma ve soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeriyor. Ekonomik yönünün yanı sıra çevreci boyutu da olan belge ile konutların yıllık karbondioksit emisyon salınımları da ölçülüyor. Enerji Kimlik Belgesi ile konutlar da aynen beyaz eşyalar gibi A’dan G’ye kadar sınıflandırılıyor. A sınıfı, tasarruflu ve SEG (Sera Gazları Emisyonu Göstergesi) emisyonu düşük konutları; G sınıfı ise enerji israf eden ve SEG emisyonu yüksek konutları işaret ediyor. Örneğin; daha fazla enerji tüketimi ve enerji giderine sahip G sınıfı bir ev buna bağlı olarak daha fazla vergi ödeyecek. Konut ve işyeri satın alma ve kiralamada öncelikli kriterler arasında yer alan enerji maliyetlerini düşürmek ve mevcut binalarda değer kaybı yaşamamak için bir an önce ısı yalıtımı yaptırılması gerekiyor.
Blue’Safe Mavi Kale iş ortaklarından Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “Avrupa ülkelerinde sürdürülebilirliğin olmazsa olmaz koşullarından biri olan binalarda ısı yalıtımı uygulamasının önemi AB uyum süreci ile birlikte ülkemizde de daha iyi anlaşılmaya başlandı. Sektörümüz için en olumlu katkıyı sağlayan uygulama ise binaların enerji harcama niteliğini gösteren Enerji Kimlik Belgesi zorunluluğu oldu. Binanın görünen bir yerine asılacak olan bu belge binanın enerji etiketi niteliği taşıyor. Enerji Kimlik Belgesi’nin zorunlu olmasıyla birlikte binanın harcadığı enerji miktarı evlerin satılmasında veya kiralanmasında belirleyici etken oldu. Buna bağlı olarak konutunun değerini artırmak isteyen herkes binasını A enerji sınıfına taşımaya çalışıyor. Bir binanın A enerji sınıfında yer alabilmesinin ilk şartı ise ısı yalıtımından geçiyor. Çünkü konutlarda kullanılan enerjinin yüzde 80’i ısıtma amaçlı tüketiliyor. Standartlara uygun, kaliteli bir ısı yalıtımıyla ısınmak için harcanan bu enerjiden yüzde 50 tasarruf sağlanabiliyor” dedi.
Blue’Safe Mavi Kale iş ortaklarından Mardav Genel Müdürü Levent Pelesen, “ Tüm yasal düzenlemelere rağmen ülkemizdeki 19 milyon konutun yüzde 85’inde maalesef hala ısı yalıtımı yok. Avrupa standartlarına uygun, enerji tasarruflu ve A enerji sınıfı binalara sahip olabilmek için ise önümüzde kentsel dönüşüm gibi çok önemli bir fırsat var. Eğer elimizdeki bu fırsatı iyi değerlendirerek yeniden inşa edilecek tüm binalara CE ve ETAG belgelerine sahip, Avrupa standartlarına uygun ürünlerle ısı yalıtımı yaptırırsak ülke ekonomimize her yıl 9 milyar 265 milyon dolar katkıda bulunabiliriz. Isı yalıtımı ile ülke ekonomisi ve çevre kirliliğini önlemeye sağlayacağımız katkının yanında binamızın değerini de yükseltmiş oluyoruz” dedi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.