ESİN ÇETİNEL >> 2013 yılı katılım bankaları için adete bir dönüm noktası oldu. Faizsiz bankacılık olarak bilinen katılım bankacılığı sektörü Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın “İki kamu bankası, katılım bankacılığı da yapacak” açıklamalarıyla dikkatleri tekrar üzerine çekti. Körfez bölgesinden bir dizi bankanın katılım bankacılığı lisansı almak için BDDK’ya (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) başvurduğunun dillendirilmesi de bu alana ilgiyi artırdı.

Katılım bankalarındaki bu hareketlenme Türkiye’de faaliyet gösteren mevduat bankalarını da harekete geçirdi. Büyük mevduat bankaları, “Şayet lisans verilirse biz de katılım bankacılığı yapmak isteriz” taleplerini kısık sesle de olsa dillendirmeye başladı. Sonuçta gözler karar verici olan BDDK ve hükümete çevrildi…

Hızlı büyüyor

Son dönemde katılım bankacılığına yönelik artan ilgi çok da tesadüf değil. Sektöre ilişkin rakamlar bu ilgiyi açıkça ortaya koyuyor. Örneğin, Türkiye’de faaliyet gösteren dört katılım bankasının toplam aktifleri 2005 yılından bu yana yıllık ortalama yüzde 32 oranında artarak 70 milyar TL’ye ulaştı. Aynı dönemde bankacılık sektörünün toplam aktif büyümesi ise yüzde 19’larda kaldı. Bu rakamlara göre, son yedi yılda katılım bankaları bankacılık sektörüne göre yüzde 50’yi aşan oranda daha hızlı büyüdü. Söz konusu dönemde katılım bankalarının 290 olan şube sayısı ise bugün 850’yi aştı. Yılsonuna doğru bu rakamın 900’e yaklaşması bekleniyor.

Ancak katılım bankacılığının toplam bankacılık içindeki payı yine de çok düşük seviyelerde. Sektördeki hızlı büyümeye rağmen bugün söz konusu pay yüzde 5.35’lerde bulunuyor. Ancak aynı verinin 2005 yılında sadece yüzde 2.60 olduğunu da hatırlatalım.

Sektör temsilcileri ve analistlere göre, katılım bankacılığındaki hızlı büyüme önümüzdeki dönemde de devam edecek. Beklentiler, söz konusu bankaların pazar payının 10 yıl içinde iki kat artışla yüzde 10’lara yükseleceği yönünde.

50 yıllık geçmişi var

Faizsiz bankacılık yani katılım bankacılığı sadece Türkiye’de değil dünyada da çok hızlı büyüyor. 1963 yılında Mısır’da Ahmed en-Naccar tarafından kurulan ilk katılım bankasından bu güne kadar geçen 50 yılda İslami bankalar toplam 1.5 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştı. Çok sayıda İslami bankacılık merkezi oluştu. İslami finans konusunda en önemli merkez ise Malezya oldu. Bugün Malezya’da İslami bankacılığın payı, genel bankacılık sektörü içinde yüzde 20’lere ulaşmış durumda. 2012 yılının son çeyreğinde dünya genelinde ihraç edilen yaklaşık 130 milyar dolar değerindeki sukuk’un 100 milyar dolarlık kısmı yine Malezya tarafından ihraç edildi.

Bu konuda diğer önemli merkezler ise İran ve Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkeleri… Suudi Arabistan’da İslami bankacılığın payı yüzde 35’ler düzeyinde.

Avrupa’daki en önemli merkez ise İngiltere. Bugün halen 34 milyar dolar değerinde sukuk Londra borsasında işlem görüyor.

Dünyada da hızlı büyüyor

Hal böyle olunca 50 yıllık geçmişi olmasına rağmen global bankacılık ve finans piyasaları içinde önemli paylara ulaşan İslami bankacılığın önümüzdeki dönemde payını daha da artırması bekleniyor. Bu nedenle halen 1.3 trilyon dolar büyüklüğe ulaşan İslami varlıkların yılsonunda 1.8 trilyon dolara, 2015 yılında ise 2 trilyon dolara ulaşacağı hesaplanıyor. Dünya genelinde 130 milyar dolar büyüklüğe ulaşan sukuk ihraçlarının ise 2015 yılında 200 milyar dolar seviyesine çıkacağı tahmin ediliyor.

Para Dergisi


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın