Türkiye-Güney Kore serbest ticaret anlaşmasının neler getirdiği ve taraflar arasındaki ticarete etkileri, 17 Mayıs 2013 tarihinde İstanbul TOBB Plaza Konferans Salonu?nda düzenlenen konferansta ele alındı. 1 Mayıs itibarıyla yürürlüğe giren anlaşmanın etkileninin değerlendirildiği konferansta Ekonomi Bakanlığı yetkilileri Pınar Ersen Rousk ve Pınar Aslan, Marmara Üniversitesi ve TEPAV Ticaret Çalışmaları Merkezi uzmanı Dr. Sait Akman?ın moderatörlüğünde konuyla ilgili sunumlarını gerçekleştirdi.

Konferansın açış konuşmaları İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas ve TURKOR (Türkiye-Güney Kore İşadamları Derneği) Başkanı Ufuk Akalın tarafından yapıldı. Kore Cumhuriyeti (Güney Kore) Başkonsolosu Jeon Tae-Dong konferansın kapanış konuşmasını gerçekleştirdi. Başkonsolos serbest ticaret anlaşmasının iki ülke arasındaki mal ve hizmet ticareti ve yatırım ilişkilerine katkı yapacağını belirtti.

Konferansta yapılan sunumlarda aşağıdaki konular ön plana çıktı:

>> 2012 yılında yüzde 3,6 oranında büyüme kaydeden Güney Kore?nin, Türkiye?den sonra OECD?nin en hızlı büyüyen ekonomisi konumunda olduğu göz önünde tutulduğunda, Türkiye ve Güney Kore arasında ticari işbirliğinin güçlenmesi büyük önem teşkil etmektedir.

>> Türkiye ve Güney Kore arasında imzalanıp yürürlüğe giren bu anlaşma Türkiye?nin gelişen ticaret politikasında önemli bir dönüm noktasını teşkil etmektedir.Bu anlaşma ile Türkiye yeni nesil serbest ticaret anlaşmalarının ilkini imzalayarak ticaret politikasını çağdaş gelişmelere uyarlama yönünde önemli bir adım atmıştır.

>> Söz konusu anlaşma mal ticaretinin yanında hizmet ticareti ve yatırımları da kapsamakta, fikri mülkiyet hakları, rekabet, şeffaflık, sürdürülebilir kalkınma konularında işbirliği, tahkim mekanizmasını içeren anlaşmazlıkların halli prosedürü ile ilgili hükümler öngörmektedir.

>> Anlaşma ile karşılıklı olarak pazara giriş avantajı, tarife indirimleri, hizmet ticaretinin gelişmesi, yatırım ve işbirliği imkanları açısından önemli kazanımlar elde edilecektir. Anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle birlikte Kore?nin ülkemizden ithalatının yüzde 84?ünde vergiler sıfırlanırken, Türkiye?nin Kore?den ithalatının yüzde 54?ünde vergiler sıfırlanmaktadır. Bu anlaşma Türkiye?nin imzalayacağı diğer serbest ticaret anlaşmaları için bir model olma niteliği de taşımaktadır.

>> Son yıllarda, Güney Kore, Asya bölgesinde, önemli ve stratejik bir ticari aktöre dönüşmüştür. Nitekim Avrupa Birliği ve ABD?nin yaptığı gibi Türkiye?nin de  Asya eksenine kayan ekonomik güç merkezine yönelik girişimlerde bulunması şarttır.

>> Güney Kore?nin toplam dış ticaret hacmi 2012 yılında 1 trilyon doları aşmıştır. Güney Kore uluslar arası ticarette en dikkat çekici gelişmelerden birini kaydeden bir ülkedir. 1948 yılında toplam ihracatı İngiltere?nin yüzde 0,2?si düzeyindeyken, bugün toplam ihracatta İngiltere?yi geçmiştir. 2011 DTÖ verilerine göre dünyada ihracat sıralamasında yedinci, ithalatta ise dokuzuncu konumdadır.

>> Ayrıca Güney Kore Cumhuriyeti, Türkiye?nin dış ticaretinde oran olarak en fazla açık verilen ülkelerden biri olması açısından da önemlidir. Güney Kore ile Türkiye arasında toplam dış ticaret hacmi 2012 yılında 6 milyar dolara ulaşmıştır. 2012 yılında, Türkiye Güney Kore?ye 485 milyon dolar değerinde ihracatta bulunurken, Güney Kore?den 5,6 milyar dolar değerinde ithalat gerçekleştirmiştir.  Türkiye?nin Güney Kore ile dış ticaret açığı ise, 2011 yılında 5,8 milyar dolar seviyesine yükselmiş, 2012 yılında ise dış ticaret açığı 5,1 milyar dolara gerilemiştir.  Serbest ticaret anlaşmasının sağlayacağı avantajlar ile dış ticaret açığının Türkiye lehine gelişme göstermesi de beklenmektedir.

>> Türkiye ve Güney Kore arasında bir serbest ticaret anlaşmasının imzalanması Dünya Ticaret Örgütü çerçevesinde çok taraflı ticaret müzakerelerinin ilerlememesi ve ikili ve bölgesel serbest ticaret anlaşmalarının önemli derecede ivme kazanmasına da dayanmaktadır. Bu anlaşmalar çerçevesinde artık sadece gümrük vergilerinin kaldırılması hedeflenilmemektedir. Ticari ortaklar seçiminde, dikkate alınan en önemli hususlar arasında ticari ortağın pazar potansiyeli ve ticari ortağının ithalatında uyguladığı tarife dışı engeller ve diğer koruma önlemleri yer almaktadır.

>> Yeni nesil serbest ticaret anlaşmalarıyla, önemli düzeydeki vergi ve tarife dışı engellerin kaldırılmasının yanı sıra hizmetlerin serbestleştirilmesi ve yatırım ortamının iyileştirilmesi öngörülmektedir. Bunlara ek olarak, söz konusu yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları, rekabet politikası, devlet yardımları, fikri mülkiyet ve kamu alımlarına ilişkin kuralların belirlemesinin yanı sıra ticari korunma kurallarını (anti damping/ anti sübvansiyon), ticari teknik engellere, sağlık ve bitki sağlığına, sürdürülebilir kalkınma, çevre ve işçilerin haklarının korunmasına ilişkin önlemleri de kapsamaktadır.

>> İmzalanan ilk yeni nesil serbest ticaret anlaşmasının aslında Avrupa Birliği ve Güney Kore arasında gerçekleştiğini söylemek mümkündür. Güney Kore ile AB arasında 6 Ekim 2010 tarihinde imzalanan ve 1 Temmuz 2011 tarihinden beri yürürlükte olan Serbest Ticaret Anlaşması, Avrupa Birliği?nin şu ana kadar akdettiği en önemli ve en kapsamlı ikili ticari anlaşma niteliğini taşımaktadır.

>> Güney Kore AB?nin 8’inci ithalat ve 10uncu ihracat ortağı konumunda iken, AB Güney Kore?nin ithalat ve ihracat açısından 3’üncü ortağı konumundadır.

>> Avrupa Birliği?nin yürüttüğü ticaret politikası kapsamında yeni nesil serbest ticaret anlaşmalarına odaklanması ise, Gümrük Birliği?nden dolayı Türkiye?yi de yakından ilgilendirmektedir. Bilindiği üzere,  Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki Gümrük Birliği?ni tesis eden 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi kararının 16?ncı maddesince, Türkiye, Avrupa Birliği?nin tüm tercihli ticaret anlaşmalarına (serbest ticaret anlaşmaları da dâhil olmak üzere) ve gümrük politikasına uyum sağlamakla yükümlüdür. Bu nedenle Türkiye?nin de Avrupa Birliği?nin ticari anlaşmalar imzaladığı üçüncü ülkeler ile anlaşma imzalaması gerekmektedir.

>> Avrupa Birliği?nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları 27 Üye Devletin ve Türkiye?nin oluşturduğu gümrük alanını kapsarken, Türkiye ticari anlaşmalarının yapıldığı karar mekanizmasına ve sürecine dâhil edilmemektedir. Günümüzde, 1996 yılında beri Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği oluşturmuş tek aday ülke olup, halen AB üyesi olmaması nedeniyle, Avrupa Birliği?nin üçüncü ülkeler ile yürüttüğü müzakereler sürecinde Türkiye?nin de görüşmelerde yer almasına izin verilmemektedir.

>> Kuşkusuz, bu durum Türkiye?nin aleyhine işlemekte ve Türkiye için haksız bir rekabet ortamı oluşturmaktadır: Avrupa Birliği?nin serbest ticaret anlaşmaları imzaladığı üçüncü ülkeler, gümrük birliği sayesinde, AB pazarından girerek Türkiye?nin pazarına gümrüksüz erişebilmektedirler. Diğer yandan, üçüncü ülkelerin imzaladığı anlaşma Türkiye?yi kapsamadığı için, söz konusu ülkelerin Avrupa Birliği?ne yönelik verdikleri tavizler, Türkiye?ye tanınmamaktadır. Netice itibariyle, söz konusu üçüncü ülkelerin malları Türkiye?nin pazarına ek bir gümrük ödemeden girebilirken o ülkelere giren Türk mallarına halen yüksek tarifeler uygulanmaktadır. Durum böyle iken, AB?nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı bazı ülkeler, Türkiye ile de benzer bir anlaşma imzalamakta ticari çıkar görmemekte ve müzakereleri başlatmaya yanaşmamaktadırlar.

>> Böyle bir durumun oluşmasını önleyebilmek için, Avrupa Birliği üçüncü ülkeler ile müzakere sürecine girdiğinde, Türkiye?nin de bu süreçte ve karar alma mekanizmasında yer alması ve Avrupa Birliği ile ortak bir pozisyon oluşturması gerekmektedir. Bir diğer çözüm ise, Türkiye?nin de Avrupa Birliği ve üçüncü ülkeler arasında oluşturulan anlaşmaya benzer ancak Türkiye?nin ticari menfaatlerini dikkate alan bir anlaşmanın paralel olarak müzakere edilmesidir. Ayrıca Türkiye?nin ticaret sapmasına uğramaması için, söz konusu anlaşmaların aynı zamanda yürürlüğe girmesi büyük önem teşkil etmektedir.

>> Güney Kore örneğinde ise, Türkiye?nin aleyhine oluşan bu durumun önüne geçmek için, Avrupa Birliği, imzaladığı anlaşmada ilk defa bir ?Türkiye maddesi? ekleyerek Güney Kore hükümetinin Türkiye ile müzakerelere başlatmaya davet etmiştir. Ancak bu maddenin hiçbir yasal bağlayıcı niteliği yoktur. Her ne kadar, Güney Kore Türkiye ile bir anlaşma imzaladıysa da, Avrupa Birliği ile paralel bir süreç yaşanmamıştır. 6 Ekim 2010 tarihinde imzalanan Güney Kore ? Avrupa Birliği serbest ticaret anlaşması 1 Temmuz 2011 tarihinde yürürlüğe girerken, Türkiye Güney Kore ile anlaşmasını 1 Ağustos 2012 tarihinde imzalanmış ve anlaşma AB-Güney Kore anlaşmasından 22 ay sonra 1 Mayıs 2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın