CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, hükümetin TBMM’ye sunduğu yeni yasa tasarısıyla nişasta bazlı şeker (NBŞ) üretim kotasının Avrupa’da örneği görülmedik biçimde zaten yüksek olan bugünkü durumundan çok daha yukarıya belirsiz miktarda üretim artışını sağlayacak şekilde düzenleme öngörmesini eleştirdi. NBŞ’nin yol açtığı sağlık zararlarına ve toplamda 8 milyon kişiyi ve 3 milyar doları bulan büyüklüğüne rağmen bu alandaki insanların 1-2 çok uluslu şirkete kurban edileceğini, früktoz nedeniyle büyük sağlık sorunlarına yol açılacağı uyarısını içeren Oran’ın açıklaması şöyle:
AKP hükümeti, çok uluslu bir iki firmanın daha çok para kazanması uğruna, Türkiye?de şeker pancarı ve pancar şekeri üretimine dayalı 8 milyonu aşkın insanı doyuran koca bir sektörü hedef aldı. AKP, ülke ekonomisi aleyhine ve milyonlarca insanın sağlığını tehlikeye düşürecek nitelikte bir ?ihanet düzenlemesi?ne imza attı. AKP?nin çıkarmaya hazırlandığı yeni yasa, çok uluslu firmaların kâr hırsı uğruna, pancar çiftçisi, şeker sanayii ve ülke ekonomisine darbe indirdiği gibi milyonlarca insanın sağlığını da tehlikeye atıyor.
AKP hükümeti tarafından TBMM?ye gönderilen 27 maddelik yeni tasarıda ağırlıklı olarak gıda sanayiinde kullanılan nişasta bazlı şeker (NBŞ) lehine çeşitli düzenlemeler yer alıyor. İnsan sağlığı üzerinde yarattığı ciddi tehlike nedeniyle bütün ülkelerde aşırı sınırlanan NBŞ kullanımının önü AKP?nin düzenlemesiyle alabildiğine açılıyor. Tasarının ?kotalar ve kotaların tespiti? başlıklı 3?üncü maddesi aynen yasalaşırsa, mevcut kanunda pancar şekerinin yurt içinde üretilerek piyasaya arz edilen A kotasının yüzde 10?u kadar olan nişasta bazlı şekerin kotası yüzde 15?e yükselecek. Eski yasada Bakanlar Kurulu?nu bu oranı yüzde 50 artırma veya azaltma yetkisi bulunurken, yeni düzenlemede azaltma yetkisi kaldırıldı. Mevcut kanunda yüzde 10?luk sınırlama sadece nişasta bazlı şeker için yer alıyor, yeni düzenlemede ise kota, sakaroz ve nişasta bazlı şekerler için toplam yüzde 15 olarak belirlendi. En vahimi Bakanlar Kurulu?na, arz açığı bulunması durumunda kotayı bu arz eksikliğini giderecek kadar artırabilme yetkisi veriliyor. Bu ucu açık yetkiyle Bakanlar Kurulu, arz eksikliğini gerekçe göstererek pancar dışındaki şekerler için, ilgili pazarlama yılıyla sınırlı olmak üzere istediği kadar kota belirleyebilecek.
Nişasta Bazlı Şeker nedir? (NBŞ)
Mısırdan elde edilen şekere bu ad veriliyor. Büyük bir oranı vücutta früktoza dönüşüyor. Früktoz ise hiç de masum olmayan bir şeker cinsi? Çünkü insülin direncini tetikleyerek aşırı şişmanlığa yol açıyor, kandaki yağ değerlerini artırıyor. Türkiye?de nişasta bazlı şeker kullanımı, zaten halk sağlığını tehdit edecek kadar yüksek boyutlarda bulunuyor.
Tasarıda ?suçluların telaşı? sırıtıyor?
Kamuoyunda NBŞ olarak bilinmeye başlayan ve GDO gibi tepki gören nişasta bazlı şekerler, tasarıda, ?diğer şekerler? gibi belirsiz bir kavramın arkasına saklanıyor. Şeker tanımı bilinçli olarak bulanıklaştırılmaya çalışılıyor. Kimyasal bir dizi sürecin ürünü olan NBŞ?nin kullanımı, son dönemde kamuoyu farkındalığı ile azalmaya başlamıştı. Basit bir kavramsal tercihin çok ötesinde AKP?nin, halk sağlığını tehdit eden bu ürünlerin tüketimini artırmak için tasarıya bu yanıltıcı ifadeyi koyduğu anlaşılıyor. Bu ifade, AKP?nin işlediği suçu kamuoyunun algısından kaçırma niyetini de ele veriyor.
Kota zaten aşırı yüksek
Avrupa?da ciddi kotalar uygulanan nişasta bazlı şekerin kullanımı yüzde 1?ler dolayında tutulurken bizde halen yüzde 10-15 olarak uygulanan kota insan sağlığını tehdit edecek boyutlarda bulunuyor. Avrupa Birliği (AB) ortalamasında NBŞ için yüzde 2?lik kota bulunuyor. Şeker pancarından şeker üretiminde birinci ve ikinci sırayı paylaşan ülkelerden Fransa?da bu oran sadece yüzde 0.42, Almanya?da da yüzde 0.89 düzeyinde. Türkiye?de 2001 yılında çıkarılan Şeker Yasası ile bu kota yüzde 10 olarak belirlenmiş ve Bakanlar Kurulu?na bu miktarı yüzde 50 artırma ve azaltma yetkisi verilmişti. Bakanlar Kurulu da bu yetkiye dayanarak NBŞ kotasını derhal yüzde 50 artırarak yüzde 15?e çıkarmıştı. Şimdi bu da yetmemiş gibi kota doğrudan yüzde 15?e çıkarılıp üstüne bir de Bakanlar Kurulu?na ucu açık biçimde bunu artırabilme yetkisi veriliyor.
Şeker pancarında durum
Ekilen alan (Dekar) | Üretim (Ton) | Verim (Kg/Dekar) | |
2000 | 4.100.230 | 18.821.033 | 4.590 |
2001 | 3.587.630 | 12.632.522 | 3.521 |
2002 | 3.724.680 | 16.523.166 | 4.436 |
2003 | 3.153.030 | 12.622.934 | 4.003 |
2004 | 3.153.440 | 13.517.241 | 4.287 |
2005 | 3.358.120 | 15.181.247 | 4.521 |
2006 | 3.256.995 | 14.452.162 | 4.437 |
2007 | 3.002.421 | 12.414.715 | 4.135 |
2008 | 3.219.806 | 15.488.332 | 4.810 |
2009 | 3.244.428 | 17.274.674 | 5.324 |
2010 | 3.291.669 | 17.942.112 | 5.451 |
2011 | 2.972.648 | 16.126.489 | 5.425 |
2012 | 2.813.918 | 15.000.000 | 5.331 |
Kaynak: TÜİK
2000?li yıllardan itibaren artan NBŞ kullanımı ile pancar ekim alanlarında daralma, üretimde düşüş yaşandığı görülüyor. Ancak artan teknolojik imkânlarla dekar başına verimin de arttığı dikkati çekiyor.
Bugün yapılanın tam aksine, NBŞ kotasının artırılması değil yüzde 1?ler dolayına çekilmesine ve bunun kullanımının da gıda dışı sektörlerle sınırlanmasına ihtiyaç bulunuyor.
Yılda 1-1.5 milyon ton mısır ithalatı
NBŞ üretiminde ana hammadde mısır… Türkiye?nin yıllık mısır üretimi 2 milyon ton ve tüketimi ise 3 milyon ton civarında. Yani Türkiye mısır açığını kapatmak için her yıl 1-1.5 milyon ton mısır ithal etmek zorunda. Bu ithalatın büyük bölümü de Arjantin ve ABD gibi transgenik mısır üreten ülkelerden yapılıyor. AB ülkelerinde transgenik ürünler üzerinde hassasiyetle durulurken ülkemizde bu konu gündeme dahi gelemiyor. Türkiye bu konuda da adeta ?kobay ülke? konumunda…
Mısırda dış ticaret (Milyon $)
İhracat | İthalat | Denge | |
2005 | 22,3 | 47,3 | -25,0 |
2006 | 36,0 | 12,7 | 23,2 |
2007 | 12,5 | 269,3 | -256,9 |
2008 | 24,9 | 381,9 | -357,0 |
2009 | 81,3 | 135,1 | -53,8 |
2010 | 26,0 | 124,2 | -98,2 |
2011 | 27,9 | 136,1 | -108,2 |
2012 | 33,8 | 245,9 | -212,1 |
Ülkeye ekonomik ihanet
AKP?nin bu akıl almaz düzenlemesi, şeker fabrikalarında çalışanlar, pancar üretiminde çalışan tarım işçileri ve üretici ailelerle birlikte 8 milyonu aşkın insanı doyuran büyük bir sektörü hedef alıyor. Türkiye?de şeker pancarı tarımı ve pancar şekeri üretimi, ülke ekonomisi açısından büyük önem taşıyor. Şeker pancarı sanayi, yılda yaklaşık 3 milyar dolar katma değer yaratıyor. AKP?nin hazırladığı Şeker Kanunu Tasarısı ise büyük sermayeli bir iki firmanın daha çok para kazanması uğruna, pancar çiftçisini, ülke ekonomisini ve milyonlarca tüketicinin sağlığını tehlikeye atıyor. Bir avuç NBŞ lobisinin etkisiyle kaleme alınan bu tasarı yasalaştığında milyonların umudunu bağladığı pancar tarımı karanlığa gömülecek. NBŞ kotasındaki artırımın, şeker pancarı ve pancar şekeri üretimi sektöründe yol açacağı olumsuz etkiyle milli gelir açısından önemli bir katma değer kaybına yol açacağı belirtiliyor.
AKP, halkın gazozuna ilaç atıyor!…
Gazozdan çikolataya ve hamur tatlılarına kadar uzanan geniş bir yelpazede birçok şekerli üründe kullanılan NBŞ?ler bir yandan önemli bir geçim kaynağı olan şeker pancarı tarımının gerilemesine neden olurken, aynı zamanda toplum sağlığını da ciddi bizimde olumsuz etkiliyor. Mısırdan elde edilen früktoz insan metabolizması için uygun bir şeker türü değil ve birçok yönden sağlığı bozuyor. Bu tür şekerler insülin salgısını etkiliyor, ?doyum hissi? oluşmasını engellediği için tüketimi artırıyor. Vücuda alınan früktoz hızla trigliseride çevriliyor, iç organlarda ve yağ dokusunda depolanıyor. Mısır şurubundan elde edilen yüksek früktoz içerikli şeker, iç organlar ve karın içi yağlanmasının en önemli nedeni. Bu yağlanmanın, ?metabolik sendrom? olarak bilinen tablonun oluşmasına ciddi katkısı bulunuyor. Buna bağlı olarak siroz, karaciğer kanseri, karaciğer ameliyatı ve nakli gereken hasta sayısı da artıyor. Araştırmalar, doğal olmayan şekerlerin tüketimi ile pankreas kanseri arasında sıkı ilişki bulunduğunu gösteriyor.
Bu arada NBŞ kotasının yükseltilmesi, beraberinde mısır ithalatını da artıracak. Bu da GDO?lu mısırların ithali riskini de beraberinde getiriyor. İnsan sağlığına büyük zararı bulunan nişasta bazlı şekerlerin bir de GDO?lu mısırdan üretilmesi durumunda bu olumsuz etki katlanıyor.
Bu taşın altından da Cargill çıktı?
Türkiye?de nişasta bazlı şeker sektöründe Cargill, Amylum, Pendik Nişasta (Cargill+Ülker), Sunar ve Tat olmak üzere 5 şirket faaliyet gösteriyor. Cargill 1997 yılında Pendik Nişasta?da yüzde 50 paya sahip şirketin hisselerini alarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan?ın Cola Turka dolayısıyla yakın ilişki içinde olduğu diğer hissedar Ülker grubuyla yarı yarıya ortak oldu. Türkiye?de NBŞ sektörünün 935 bin ton olan kurulu kapasitesinin 440 bin tonluk kısmı Cargill?e ait bulunuyor. DPT raporlarında 2005 yılı için NBŞ hedefinin 430 bin ton olarak belirlenmesine karşın Cargill?in kurulu kapasitesi tek başına bu hedefi aştı.
Hedefler belliyken kapasiteyi bu hedeflerin kat kat üzerinde artırmanın amacı nedir?
Yanıt açık; Türkiye yüzde 65?lik Ortadoğu şeker pazarını elinde tutuyor, Cargill?in hedefi de bu doğal şeker pazarını NBŞ pazarına dönüştürmek. Yoksa, kendi ülkesinde yüzde 2 olan NBŞ kotasını Türkiye?de önce yüzde 10?dan yüzde 15?e çıkarma, sonra da ucu açık yetkiyle bunu istendiği kadar artırmaya yönelik düzenlemenin lobisini yapar mıydı?
Pancar tarımına darbe vurmak ülkeye ihanettir!…
Şeker üretiminde kendine yetebilen ülkelerden biri olan Türkiye?de kurulu şeker fabrikalarının kapasitesi 2.5 milyon ton, şeker tüketimimiz ise 2.0 milyon ton dolayında bulunuyor. Türkiye, pancardan şeker üretiminde Avrupa ülkeleri arasında Fransa ve Almanya?dan sonra üçüncü sırada geliyor. Birinci sıradaki Fransa üretiminin tamamını şeker pancarından sağlıyor, bu ülkede NBŞ üretimi yok. İkinci sıradaki Almanya?nın ise NBŞ üretimi, toplam şeker üretiminin sadece yüzde 2.5?i kadar. Polonya, NBŞ için yüzde 3.9 kota uygularken, İngiltere üretimini tamamen şeker pancarından elde ediyor. Yani Avrupa şeker pancarına sahip çıkıyor ve üreticisini korumak için NBŞ kotalarını düşük tutuyor.
Türk şeker pancarı sektörünün tümüyle ulusal olduğu için üretilen katma değer de ülke içinde kalıyor. Oysa ülke mısırda dışa bağımlı, başka bir deyişle yapılan dışalım ile yurt dışına kaynak aktarılıyor. NBŞ sanayi piyasasının yüzde 75?ine çokuluslu şirketler egemen, üretilen katma değer de bunlara transfer ediliyor.
Şeker pancarı tarımının faydaları saymakla bitmez:
>> Türkiye?de yaklaşık 500 bin çiftçi ailesi şeker pancarı tarımı ile uğraşıyor. Hane halkı bazında bu sayı yaklaşık 2.5 milyon kişiye karşılık geliyor.
>> Sektör, kırsal kesimde ayçiçeği tarımına göre 4.4 kat, buğday tarımına göre 18 kat daha fazla istihdam yaratıyor.
>> Şeker fabrikalarında yaklaşık 30 bin kişi çalışıyor.
>> Şeker pancarı tarımı, sağladığı yüksek istihdamla köyden kente göçün hızını kesiyor.
>> Şeker pancarı çiftçisi devlete hiç yük olmadan 170 bin hektar kıraç tarım arazisini tamamen kendi yatırımı ile sulu tarıma kazandırmış durumda. Devletin bu kazancının parasal karşılığı 340 milyon dolar…
>> Şeker pancarı üretimi için ton başına yapılan harcama buğdaydan 3.7 kat, ayçiçeğinden 7 kat daha düşük. Buna karşın şeker pancarında, birim alanda buğdaydan 3.3 kat, ayçiçeğinden 2 kat daha fazla katma değer yaratılıyor.
>> Şeker pancarı tarımı buğdaydan 1.5 kat, ayçiçeğinden 1.9 kat daha fazla makine kullanımına olanak sağlıyor.
>> Şeker pancarının baş, yaprak, posa ve melası ucuz hayvan yemi olarak kullanılıyor.
>> Şeker pancarının fabrikada işlenmesi sonucu elde edilen melas, maya sanayiinin ana hammaddesini oluşturuyor. Melastan üretilen maya 80 ülkeye ihraç edilerek döviz girdisi sağlanıyor.
>> 1 dekar şeker pancarı, taşımacılık sektörüne 5.7 ton yük sağlıyor. Türkşeker, 2000 yılında taşımacılık sektörüne 15 milyon ton yük sağlayarak 57 trilyon TL ödeme yaptı.
>> Şeker pancarı, kendinden sonra ekilen üründe verim artışı sağlıyor.
>> 1 dekar şeker pancarının fotosentez sonucu havaya verdiği oksijen ormandan 3 kat daha fazla ve 6 kişinin 1 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde.
Amaç özelleştirmelerle sektörü yabancı kartellere terk etmek
AKP?nin hazırladığı tasarıda, Şeker Kurumu lağvedilerek, onun yerine piyasayı düzenleyip denetleyecek bir kurum ihdas ediliyor. Düzenleme bütün olarak sektörün liberalizasyonuna yönelik esasları düzenlerken bir yandan da AKP, 26 şeker fabrikasının özelleştirilmesi sürecine hız verdi. Bütün bunlardan anlaşılan o ki AKP, şeker pancarı ve pancar şekeri üretimiyle ilgili faaliyetlerden geçimini sağlayan milyonlarca yurttaşın durumunu dikkate almadan, sektörü tamamen Cargill vb. çok uluslu şirketlerin istediği gibi at koşturacağı bir ?piyasa? haline getirmeye hazırlanıyor.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.