Şuranın açılışında konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, tüm Türkiye’nin iftihar duyması gereken bir tablo olduğunu belirterek, “Bugün bu salonda reel sektörlerimize yön veren, ekonominin büyümesini, istihdamı, ihracatı ve yatırımı sağlayan, ülkemizin önce gelen tüccarları, sanayicileri, yöneticileri ve müteşebbisleri var. Karşımızda, tüm Türkiye’nin iftihar duyması gereken bir tablo var. Etrafımızdaki ülkelerin hemen hepsinde şirketler zordayken, devlet yardımlarıyla ayakta kalırken, işte bu camia Türkiye’nin küresel krizi arkasında bırakmasını sağladı. Yatırımda, üretimde, istihdamda ve ihracatta kriz öncesi seviyeleri çoktan geride bıraktık” dedi.
Hedeflerinin, bu performansı daha da artırarak devam ettirmek olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “2023 yılında Türkiye’nin adını dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına yazdırmak istiyoruz. Milli markalarımızla dünyanın her köşesinde var olmak, bayrağımızı taşımak istiyoruz. Dünyada her evde, Türkiye’de üretilmiş bir ürün kullanılmasını istiyoruz. Biz bunları başaracağımıza inanıyoruz” şeklinde konuştu.
Hedeflerimizin üzerine çıktık
2002 yılında TOBB Genel Kurulu’nda Türk özel sektörü olarak hedefler koyduklarını hatırlatan TOBB Başkanı şunları kaydetti: “2010 yılında ihracatımız 100 milyar doları aşacak, kişi başına gelirimiz 10 bin dolara ulaşacak. O gün ilk bizim dile getirdiğimiz bu hedefleri ulaşılmaz bulanlar oldu.
Oysa biz Türk girişimcileri, kendi gücümüzü biliyorduk. Sonuçta her iki hedefimize de ulaşmakla kalmadık, bunların üzerine çıktık. İşte bu salondaki insanlar ve onların temsil ettiği bu büyük camia, bizim girişimci ruhumuzu tüm dünyaya gösterdi. Yürekten inanıyorum, bu müteşebbis insanlarımızın dinamizmi, Türkiye’yi çok daha ileri noktalara taşıyacaktır”.
İki temel yaklaşım
“2023 hedeflerine koşarken iki temel yaklaşımı benimsemeliyiz” diyen Hisarcıklıoğlu, “Birincisi, yüksek istihdam üreten geleneksel sektörlerimizi muhafaza etmeliyiz. İnşaat, tekstil-konfeksiyon, demir-çelik, perakende, turizm, gıda ve daha pek çok geleneksel sektörümüz bizim için vazgeçilmezlerdir. Ancak odaklanmamız gereken nokta, bu sektörlerde bir üst üretim zincirine çıkmak olmalı.
İkinci temel yaklaşım, geleceğin sektörlerinde, mesela bio-teknoloji, nano-teknoloji, yapay zeka alanlarında var olmaktır. Böylece teknoloji ithal edip tüketen, değil, üretip, ihraç eden ülke haline gelmektir. Zira bakın dünyaya. Bildiğimiz, alıştığımız küresel sistem değişiyor. Güçlü bildiğimiz ekonomiler sallanıyor, güçlü görünen yapılar yıkılıyor” dedi.
“Bu süreci iyi değerlendirmeliyiz”
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Batıdaki ülkeler ekonomik krizlerle boğuşurken, güneyde ve doğudaki ülkelerde siyasi krizler yaşandığını vurgulayarak, herkesin kendi sorunlarına odaklandığı bu süreci iyi değerlendirmek gerektiğini söyledi.
Yepyeni bir fırsat penceresi aralandığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, “Batımızda en büyük tüketim pazarı Avrupa var. Doğumuzda en büyük üretim pazarı Asya var. Kuzey ve güneyimizdeyse devasa enerji kaynakları var. Biz bunların tam ortasındayız. Önümüzdeki yepyeni bir fırsat penceresi aralanıyor. Bu coğrafi avantajı; güçlü fiziki ve beşeri altyapıyla, iş ve yatırım dostu mevzuatıyla, dinamik müteşebbisleriyle birleştirdiğimizi bir düşünün şimdi. İş dünyası olarak, kamu olarak ortak akılla ve birlikte çalışarak, bu sancılı sürecin sonunda kazanan oluruz” şeklinde konuştu.
“Sorunları dile getirmekle kalmadık, çözüm önerilerimizi paylaştık”
“İşte bizler burada, bunu sağlamak için toplandık” diyen TOBB Başkanı şöyle devam etti: “60 sektörü kapsayan, sorunlar ve çözüm önerileri raporumuz, Türkiye’de başka örneği bulunmayan bir çalışmadır. Atlantik ile Pasifik arasındaki iş dünyasının oluşturduğu her uluslararası kurumun yönetiminde yer alan biri olarak, şunu rahatlıkla iddia edebilirim ki, bu çalışmanın dünyada benzeri yoktur.
Sadece sorunları dile getirmekle kalmadık, çözüm önerilerimizi paylaştık ve ilgili kurumları belirledik. Bu toplantının ardından, her bir kamu kurumu bazında ayrıca derlenmiş olan 60 sektörün sorunları ve önerileri, bu kurumlara ayrı ayrı gönderilecek. Bu benzersiz çalışmada emeği geçen sektör meclislerimizin kıymetli başkanlarını ve meclis üyelerimizi yürekten tebrik ediyorum.
Zaman zaman şunu görüyorum. Yurtdışı kuruluşların hazırladığı pek çok yüzeysel ve Türkiye’nin gerçekleriyle uyuşmayan raporlara pek itibar ediyoruz. Asıl masamızın üzerinde durması gereken, burada dile getirilen çok önemli sorunlardan hangisini çözebiliriz diye her gün dikkate almamız gereken çalışma işte budur. İnşallah bu çalışma, sadece özel sektörümüz için değil, kamu idaremiz için de, daha güçlü bir ekonominin yol haritası olur.
Türk özel sektörünün asli temsil mekanizmaları olan, Odalar, Borsalar ve Sektör Meclisleri olarak, biz bunların takipçisi olacağız”.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.