TUĞÇE ALTINSOY >> AKADEMİSYEN borsasındaki rekabet büyüyor. Öğretim üyeleri için istihdam ve transfer fırsatları tavan yapmış durumda. Özellikle profesör transferlerinde son dönemde beyin avcılarından (head hunter) sıklıkla yararlanılıyor. Bu konuda planlarını öğrenmek istediğimiz özel üniversiteler açıklama yapmaktan kaçınsa da pek çok İK uzmanı ve beyin avcısı şu sıralar özel eğitim kurumlarının sıkı bir hazırlık içinde olduğunu doğruluyor.

İşe alımların iş dünyasından daha farklı işlediği akademik dünyada, akademisyenler, kendi profesyonel alanlarına ilişkin duyuruların yapıldığı ve ilanların yer aldığı çeşitli internet siteleri veya dergileri takip ediyor. Aynı zamanda akademik dünyada ?iletişim ağı? (network) de önemli bir yer tutuyor. Kendi alanlarına ilişkin konferans, seminer, panel gibi etkinliklere katılımın da işe girme süreçlerinde etkili yöntemler olduğunu belirtelim…

MARKA DEĞERİ ETKİLİ

Yine de son dönemde devreye beyin avcılarının da girdiğini göz ardı etmemek gerekiyor. Kurumların beklentilerini detaylı şekilde öğrenen beyin avcıları hedeflenen akademisyenlerle karşılıklı görüşmeler düzenliyor. Bu görüşmelerde akademisyenin beklentilerinin, kurumun sunduklarıyla eşleşip eşleşmediği kontrol ediyor. Eşleşiyorsa kurumla ilgili detaylı bilgi sunulup tarafların bir araya gelmeleri sağlanıyor.

Sektördeki özel eğitim kurumları arasında çok geniş ücret bandı söz konusu. Ancak genel olarak asistanların 1.500-2.000, öğretim üyelerinin 2.000-5.000, yardımcı doçentlerin 4.000-7.000, profesörlerin de 5.000-8.000 TL arasında net maaş aldığını söylemek mümkün. Bu arada profesörlerin maaşlarının, üstlendiği diğer idari pozisyonlara ve marka değerine göre yükseldiğini belirtelim…

YAN HAKLAR DA VERİLİYOR

NBS International İş Geliştirme Müdürü Volkan Sorarlı?ya göre özellikle vakıf üniversitelerinin ve eğitim firmalarının sayılarının artması, üniversitelerin sürekli eğitim merkezleriyle sertifika programları hazırlaması akademisyenler için çok alternatifli istihdam fırsatları yaratıyor.

Yetenekli akademisyenlerin son dönemde beyin avcılarının hedefinde olduğunu gözlemlediklerini belirten Sorarlı, özellikle kurumlar arasındaki transferlerde İK firmalarından yararlanıldığını anlatıyor. Bununla birlikte yetenekli akademisyen istihdam etmek isteyen kurumların özellikle araba, ev ve kreş yardımı, spor kulübü üyeliği gibi destekler içeren yan haklar paketini genişletmeye başladıklarını vurguluyor.

Volkan Sorarlı, istihdamdaki hareketlilikte özel eğitim kurumlarının sayısındaki artışın doğrudan etkisi olduğunu da kaydediyor. Özel eğitim kurumları arasındaki kıyasıya rekabetle birlikte insan kaynaklarına ve dolayısıyla fark yaratan kişilere ihtiyacın arttığı söyleyen Sorarlı, ?Yeni dönemde öğrencilerin de bilinçlenmesiyle büyük kampüslerin yanı sıra fark yaratan akademisyenler için yeni fırsatlar olacak? diyor.

?BEYİN GÖÇÜ VAR?

Egon Zehnder International Yönetici Ortağı Murat Yeşildere ise farklı görüşte. Yeşildere?ye göre, akademisyen transferlerinde beyin avcısı firmalar istisnai durumlar haricinde pek kullanılmıyor. Daha ziyade ulusal ya da uluslararası basına verilen ilanların, informal network?lerin ve referansların etkili olduğunu anlatan Yeşildere, ?Türkiye?deki üniversite sayısı 170?e dayanınca akademisyenler için de rekabet arttı. Mevcut akademisyenlerin ücret ve şartları yukarı doğru giderken, tersine beyin göçü için yurtdışı pazarına da bakılıyor? diyor.

DOKTORASI VAR İŞİ YOK

HRM Danışmanlık Özel Projeler Sorumlusu Elif Ejdar Özel de devlet üniversitelerinde yaşanan kadro problemine dikkat çekiyor. Kadro sıkıntısı nedeniyle doktora programlarını tamamlayan genç akademisyenlerin iş güvencesinin çok sınırlı olduğuna değinen Özel, buna karşılık yeni açılan özel ve vakıf üniversitelerinin yeni istihdam olanakları yarattığını belirtiyor. Ücret açısından daha avantajlı olması özel üniversitelere ilgiyi artırıyor.

Elif Ejdar Özel, bilimsel projeler ve düşünce örgütlerinin Avrupa Birliği fonuyla yürüttüğü projelerin de akademisyenler için proje bazlı çalışma imkanı yarattığını vurguluyor. Yurtdışında özellikle Amerika ve İngiltere?deki üniversitelerin bu konuda İK ve beyin avcısı firmalarından destek aldıklarını anlatan Elif Ejdar Özel, sözlerini şöyle sürdürüyor:

?Hatta sırf bu alanda faaliyet gösteren danışmanlık firmaları var. Türkiye?de ise ağırlıklı kişisel bağlantılar ve akademik bilinirlikle doçent ve profesör transferleri gerçekleştiriliyor. Ayrıca medya bilinirliği, alınmış ödüller, fonlandırılmış projeler ve mezun olunan okulun isim değeri de bu atamalarda etkili oluyor. Araştırma görevlisi kadroları içinse YÖK? ün belirlediği kriterlerin ve koşulların takip edilmesi gerekiyor. Ancak Türkiye için aynı durum söz konusu değil.?

KİŞİSEL BAĞLANTILARA DİKKAT

İK uzmanları özellikle profesör transferlerinde kişisel bağlantıların etkili olduğunu düşünüyor. Özel?in verdiği bilgilere göre süreç şöyle ilerliyor: Öncellikle bölümde hangi alanda uzmanlığa sahip akademisyene ihtiyaç olduğu tespit ediliyor. Ardından bu alanı doldurabilecek ve okul değiştirmeyi düşünebilecek adaylarla kişisel bağlantılar kurularak temasa geçiliyor.

Peki özel ve vakıf üniversitelerinin sayısında yaşanan artışın akademisyen istihdamında etkisi nedir? Elif Ejdar Özel?e göre bu artış istihdamda ciddi bir rahatlama sağlayamamış durumda. Evet, son yıllarda yeni açılan üniversitelerin kadro sayısını artırdığı bir gerçek. Ancak hem yurtdışında pazarın küçülmesiyle Türkiye?ye dönmeyi düşünmediği halde dönmek zorunda kalan genç akademisyenlerin sayısı arttı. Hem de Türkiye?deki ekonomik krizle birlikte doktora yapmayı işsiz kaldığı süreyi değerlendirmek için seçenek olarak görenlerin sayısı yükseldi. Dolayısıyla taleple birlikte arz da büyüdüğü için yeni açılan okullar iş arayanlar açısından ciddi bir rahatlama sağlayamadı.

Sosyal bilimlerde fırsat var

Üniversitelerin sağladığı akademisyen istihdamında ciddi bir yeri olan Koç Üniversitesi?nde şu anda 400?e yakın akademisyen görev yapıyor. Üniversiteden yapılan açıklamada, Türkiye?de çok sayıda vakıf üniversitesi olduğu için özellikle sosyal bilimler alanında istihdam fırsatları bulunduğuna dikkat çekiliyor.

Anadolu?da birçok yeni üniversitenin açılması da akademisyenler için iş imkanı yaratıyor. Ancak yine de özellikle yurtdışında doktora yapmış akademisyenlerin İstanbul ve büyük şehirleri tercih ettiği bir gerçek.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın