OSMAN ÇAKMAK >> Fındık bahçelerinde zirai ilaçlama her yıl olduğu gibi bu yıl da tartışmaların merkezinde. Geçen sezonun hüsranı henüz hafızalardan silinmemişken, çiftçilerin şimdiden ilaç hesapları yapması düşündürücü. Ancak burada esas mesele, çiftçilerin neyi ne kadar yapması gerektiği konusunda yalnız bırakılması ve denetimsiz bir ilaçlama çılgınlığına sürüklenmesi.
Yanlış Mücadele, Çürük Sonuçlar
Geçtiğimiz yıl kokarca böceğiyle mücadelede çiftçiler adeta ilaç yarışına girdi. “Kim daha çok ilaç atarsa o kazanır” mantığıyla hareket edildi. Ancak sonuç? Fındık randımanı düştü, tüccar çürüğü ayıkladı ve üreticinin zararı cebinden çıktı. Üstelik doğaya verilen tahribat da cabası.
Bu yıl farklı mı olacak? Görünen o ki hayır. Şimdi de sulu ilaçların yetersiz olduğu iddia edilerek, çiftçiye “toz ilaç” öneriliyor. Yeni makinalar, yeni ilaçlar, yeni umutlar… Ama değişmeyen tek şey: Çiftçilerin yönlendirilmeden, kontrolsüz bir şekilde hareket etmeye devam etmesi.
Zehirle Toprak Öldürülüyor
Fındık bahçeleri adeta kimyasal savaş alanına dönmüş durumda. Yüksek dozda kullanılan tarım ilaçları sadece zararlıları değil, toprağı da öldürüyor. Böcekler, kuşlar yok oluyor. Solucanlar bile yaşam alanı bulamıyor. Ve bu zehir döngüsü, sütünden peynirine kadar soframıza kadar ulaşıyor.
Peki çözüm ne? Çiftçi bilinçlendirilmeli, denetlenmeli ve doğru zirai mücadele yöntemleriyle desteklenmeli.
Çiftçiye rehberlik edilmezse, bir yıl kokarca böceğiyle, ertesi yıl başka bir zararlıyla mücadele etmeye devam ederiz. Ama en büyük zararı doğa ve toprağımız görmeye devam eder.
Gelecek nesillere bereketli topraklar bırakmak istiyorsak, bugün harekete geçmek zorundayız!
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.