Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, Sosyal Güvenlik Müfettişleri Derneği Genel Başkanı Sadettin Orhan ve beraberindeki heyeti kabul etti. Türker, “Sağlık yatırımları özel bir fondan karşılanmalı, hastaya fatura edilmemeli” dedi.

DSP Başkanı Türker’in konuşması şöyle:

“Sosyal Güvenlik Kurumu Türkiye?de yeni bir kurum. Tek çatı anlayışı uzun süre tartışıldı. Aslında ilk ciddi sosyal güvenlik reformu, 1999 yılındaki deprem döneminde gerçekleştirildi. O zaman muhalefet çok eleştirmişti. Sonradan bir tek çatı anlayışıyla yapılan sosyal güvenlik reformunun ikinci adımı, çok fazla eleştirilmedi. İkinci reformda, dünyadaki kriterlere göre çok daha ileri kriterler ortaya konuldu. Kemerler daha fazla sıkıldı. 1999 reformunda daraltmadan şemsiyeyi genişleterek ama aktüeryal dengeyi kurarak bir reform amaçlanmıştı.

Şu anda dünyada yaşanan kriz, sosyal güvenlik şemsiyesini daraltarak çözülmeye çalışılıyor. Gerek Yunanistan?da gerek İtalya?da açıklanan yeni reformla ilgili önlemlerde, sosyal güvenlik şemsiyesindeki olanaklar daraltılmış oluyor. Örneğin İtalya?da kadınların 60 olan emeklilik yaşı 62?ye, erkeklerinki 65?ten 66?ya çıkarılıyor ve ilk kez Avrupa Birliği bünyesinde, Euro bölgesinde sosyal güvenlik kaçaklarını vergi kaçaklarını önleyebilmek amacıyla özel bir düzenlemeye gidilmiş bulunuluyor. Bunun ilk uygulaması şu anda Yunanistan?da başladı. Onun için de piyasadaki mali müşavirlerden yararlanılarak özel bir denetim mekanizması oluşturuldu, aynı mekanizmanın sosyal güvenlik sisteminde de oluşturulması düşünülüyor. Bu da gösteriyor ki dünya, sosyal güvenlik harcamalarını karşılayabilmek için yeni arayışlara gidecek.

Bizim ülke olarak almamız gereken önlem, kendi sorunlarına çözüm arayan gelişmiş ülkelerin, sorunların çözümündeki maliyetin bir kısmını Türkiye?ye aktarmalarının önüne geçmektir. Bunun için de özellikle sosyal güvenlik şemsiyesinin hem sağlam işletilmesi hem de bu konudaki denetim mekanizmasının, gerek özel sektörde gerekse devlet bünyesinde daha sıkı kurallara bağlanması gerekiyor.

Sosyal Güvenlik Müfettişleri Derneği, başka adlar altında olsa da geçmişten gelen önemli bir deneyim ve birikime sahiptir. Emekli Sandığı?nda Emekli Sandığı müfettişleri, SSK?da Sosyal Sigorta müfettişleri, Bağ-Kur?da  Bağ-Kur müfettişlerinin, iş müfettişlerinin oluşturduğu bir denetim deneyimi var. Bu denetim deneyiminin sonuçları ne kadar etkin olursa, sosyal güvenlikten yararlananlara yüklenen maliyetin de o kadar azalması sağlanmış olur.

Rahmetli Bülent Ecevit döneminde sosyal güvenlikteki kaçaklarını yakalayabilmek için ciddi bir kampanya başlatılmış, bu konuda sendikalarla ciddi bir işbirliği içinde çalışılmıştı. Bu bağlamda sizin çalışmalarınızın çok faydalı olacağını düşünüyorum.

Türkiye, eğer sosyal güvenlik harcamalarını kontrol altına alıp sosyal güvenlik gelirlerindeki kaçakları yakalayabilirse, batılı ülkelerden farklı olarak sosyal güvenlik sistemini çok iyi çalışır hale getirebilir. Ama ne yazık ki Türkiye?de özellikle sağlık alanında sosyal güvenlik harcamaları, istismar nedeniyle kontrol edilemiyor. İlaçların belli bir standartta olmaması, yazılan reçetelerdeki maliyetlerin kontrol edilmemesi, sağlık hizmetlerindeki teknik hizmetlerden yararlanmanın maliyetinin yüksekliği bunlara etkendir. Sonuçta bu giderler devlet tarafından finanse ediliyor. Ama bunun da belli bir sürece bağlanması gerekiyor ve sosyal güvenliğin, sağlık harcamaları bakımından yeniden bir planlamaya ihtiyacı var. Planlamanın oluşumunda inşallah sosyal güvenlik müfettişleri, yalnız gelir kısmından değil, gider açısından da fonksiyonel hale getirilirler ki Türkiye?de maliyetler azalır.

Sağlık hizmetlerinde kamu yararı ve kamusal davranış çok önemlidir. Bu konuda ciddi bir etik oluşturmak gerekiyor. Hem ilacı muayene ederek yazan doktorun yaklaşımı, hem satın alınan tesislerin maliyetinin yansıtılması önemli konulardır. Bunlar için çok daha efektif, etkileyici tedbirler almak gerekir. Mesela bir hastane büyük bir yatırım yapıp bir cihaz alıyorsa, o cihazın maliyetinin ayrı bir hesaptan karşılanması ve desteklenmesi gerekir. O cihazın maliyetinin sosyal güvenlik hizmetlerine yansıtılmaması gerekir. Çünkü o zaman yansıtma  süreklilik kazanıyor ve ona göre maliyet artıyor. Onun için o tür cihazların özel bir fondan teşvik edilmesi, sıfır amortismanla devredilmesi gerekir ki o bedeller sürekli her bir hastaya ayrı ayrı yansıtılmasın, olay amacından sapmasın.

İster piyasa eliyle ister kamu eliyle sağlansın, özellikle teknolojiye dayalı sağlık yatırımlarının, bir özel fon tarafından teşvik edilerek, her bir muayeneye veya her bir tedaviye yansıtılmasının önüne geçilirse, sosyal güvenlik maliyetleri ciddi bir şekilde indirilmiş olur. Çünkü sağlık hizmeti yalnız kar amaçlı değil, bir de kamu yönü olan bir alandır ve burada kuşkusuz çalışanların emeklerinin, birikimlerinin karşılığı ödenmelidir. Ama şu sıralarda en önemli maliyet ithal edilen ya da Türkiye?de üretilen, teknolojisi yüksek, maliyeti de ciddi bir oranda artıran yatırımlardır. Bunların ayrı bir yerden fonlanması, bu fonlamanın karşılığının başka şekilde karşılanması, her bir tedaviye yansıtılmasının önüne geçilmesi lazım. Eğer bu sağlanabilirse, sosyal güvenlik hizmetlerindeki aşırı maliyet ve aşırı açık, ciddi bir şekilde kontrol altına alınmış olur.

İkinci bir husus da, sosyal güvenlik hizmetleriyle ilgilidir. Bugüne kadar ihmal edilen emekli aylıklarıyla ilgili İntibak Yasası?nın çıkarılması gerekiyor. Eğer İntibak Yasası çıkarılırsa ve gerekli bir satın alma gücü yaratılırsa hem ekonomi canlanır, hem de sosyal güvenlik kendi içinde tutarlı hale gelmiş olur.

Ama bunlar yapılmaz ve sağlık hizmetlerindeki kontrol de sağlanmazsa, tabi dünyadaki gelişmede de kamu gideri olarak önemli bir yer tutan sosyal güvenlik sistemi, yine reformlar gerektirecek. Oysa bu reformların artık durması gerekir. Vatandaşın bu saatten itibaren her bir reformda kaybı var. Artık reformların bir getirisi yok. Bu konuda sosyal güvenlik müfettişlerinin önemli bir rolü var. Bu rol yadsınamaz. Onun için sosyal güvenlik müfettişlerinin de hem daha etkin hale getirilmesini sağlayacak projeler geliştirilmeli hem de onların özlük ve sosyal haklarının bulundukları konuma göre düzeltilmesi gerekir.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın