RAHİME BAŞ UÇAR >> Türkiye, Japonya gibi depremle yaşamaya alışamadı. Ancak her deprem felaketi bize de yeni şeyler öğretiyor. Van depremi de anlaşılan bu konuda önemli bir milat olacak…
Bu miladın adı kentsel dönüşüm. Gerçi kentsel dönüşüm dışında da önemli konular var ve daha önce bazı önemli adımlar atıldı. Örneğin, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı?nın 3030 sayılı kanun kapsamı dışında kalan belediyelere yönelik TİP İmar Yönetmeliği?nde üç yıl önce yapılan değişik de bu felaketlerden alınan bir ders niteliğindeydi.
19 Ağustos 2008 tarihli Resmi Gazete?de yayınlanan bu değişiklikle, deprem bölgesi olsun olmasın yapılarda yer inceleme (zemin etüdü) çalışması zorunluluğu getirilmişti. Zeminin tüm fiziki özelliklerini belirleyen bu çalışmaların jeofizik mühendislerince yapılması gerektiği de vurgulanmıştı. Ancak buna rağmen birçok ilde halen bu çalışmalar yapılmıyor.
?UYARI DİKKATE ALINMADI?
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği?ne bağlı Jeofizik Mühendisleri Odası Birliği, defalarca bu çalışmaları yapmayan illerin belediyelerini uyarmış. Ancak anlaşılan umduğu sonucu alamamış. Oda yönetimi, şimdi aralarında Ankara, Erzurum, Tokat, Bolu, Konya, Kütahya ve Şanlıurfa?nın da bulunduğu belediyelere dava açmaya hazırlanıyor. Jeofizik Mühendisleri Odası Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, gelinen noktayı şöyle anlatıyor:
?Geçen hafta Jeofizik Mühendisleri Odası yönetimi bir karar aldı. Buna göre, artık davalar seri olarak açılmaya başlanacak. 2008 yılından bu yana belediyeleri sürekli uyarıyoruz. Bize ?yapacağız, edeceğiz, kararı yazdık, meclisten geçireceğiz? gibi mazeretler sunuyorlar. Bu mazeretlerle bugüne kadar gelindi. Nihayetinde en son Van depreminde de 644 vatandaşımız canını yitirdi. Şimdi odamız, bu belediyelere cinayete teşebbüs, ülke varlığını yok etmek gibi gerekçelerle suç duyurusunda bulunacak.?
ANKARA DA KARA LİSTEDE
Prof. Dr. Ahmet Ercan?ın yaptığı araştırmaya göre, Türkiye?de jeofizik çalışmaları yapılmayan illerde, ağırlıklı olarak cumhuriyet döneminde yaşanan depremlerde yaklaşık 187 bin yapı yıkıldı. Yine sadece bu şehirlerde ölen insan sayısı 60 bini geçti. Halen bu olaylardan ders alınmadığını belirten Ercan, şu değerlendirmeyi yapıyor:
?Yerin deprem sırasındaki davranışlarının bulunması için yer inceleme çalışmaları yapılması gerekiyor. Bu yönetmeliklerimize göre zorunlu. Bu konularda sorumlu mühendis de jeofizik mühendisidir. Ancak yüzde 95?i deprem bölgesi olan Türkiye?nin 35 ilinde jeofizik çalışmaları hep göz ardı edildi. Bu illerde jeofizik çalışma olmadan yapılan yapıların deprem güvenliği yok. Bu illerin başında de ne yazık ki başkent Ankara geliyor. Yaptığım çalışmaya göre Ankara?da beklenen deprem büyüklüğü 7. Van bu çalışmalara ancak bir yıl önce başlamıştı. Son bir yıldan önceki hiçbir yapı jeofizik hizmet almadı. Yıkımın yüzde 20?si de bu nedenle oldu.?
ZEMİN ETÜDÜ NASIL YAPILIR?
Peki jeofizik çalışmalar nasıl yapılıyor? Diyelim ki bir sanayi sitesi ya da toplu konut projesi yapılmasına karar verildi. Öncelikle yapılması gereken bir jeofizik mühendisine gitmek ve harita üzerinden uygun yeri belirlemek olmalı. Bunun için de belirlenen inşaat alanının kırıklardan uzak olması gerekiyor.
Harita üzerinden ön seçim yapıldıktan sonra olası proje alanında jeofizik ölçülerin alınması gerekiyor. Jeofizik mühendisinin sorumluluğunda yapılan çalışmalarda birçok faktör gözden geçiriliyor. Örneğin, olası yerden diri kırıkların geçip geçmediğine bakılıyor. Geçiyorsa bu diri kırıkların üretebileceği en büyük depremin ne olduğu, bu büyük depremi karşılayabilecek yapı özelliklerinin ne olması gerektiği saptanıyor. Hatta bu çalışmalarda bir sanayi tesisinin inşaatının oturuş yönü bile saptanıyor. Ne şekilde kurulursa depreme daha dayanıklı olup olmayacağı ortaya konuyor. Uzmanlar, yerin taşıma gücünü yani yapıların yerin içine batıp batmayacağına bile bakıyor. Yapının bir deprem anında ne kadar hoplayacağı da araştırılan unsurlar arasında…
Tüm bu çalışmaların sonunda zeminin proje için uygun olup olmayacağı saptanıyor. Bütün bunlar yapılaşma jeofiziği çalışmaları içinde değerlendiriliyor. Yapılaşma jeofiziği çalışmalarının ücretinin 100-200 metrekarelik bir arazi için 3 ila 5 bin TL arasında değiştiğini belirtelim.
YAPINIZ NE KADAR SAĞLAM?
İstanbul gibi deprem olasılığıyla yaşayan birçok ilde yeni yapılan yapıların zemininin ve yapının sağlam olması yetmiyor. İnsanlar mevcut yapılarının depreme dayanıp dayanamayacağını da merak ediyor. Bu konu da yapı jeofiziğinin ilgi alanına giriyor. Mevcut yapının temel derinliği doğru mu; yapı gereçleri, örneğin kullanılan betonun niteliği yeterli mi gibi sorulara yanıt aranıyor.
Prof. Dr. Ahmet Ercan, yapı jeofiziğini Türkiye?ye getiren isim olarak biliniyor. Ercan?a göre, tüm çalışmalarda ultrason, duvar manyometresi, titreşimcik ölçüsü, yapı radarı gibi aletler kullanılıyor. Bu çalışmalarda statik durumu incelemek üzere mutlaka bir inşaat mühendisi yer alıyor. Bu tür çalışmaların ücreti ise metrekare başına 5 ila 7 TL arasında değişiyor.
Aslında İstanbul?da bazı belediyeler bu konuda hizmet veriyor. Ancak bu konuda Profesör Ercan?ın bir itirazı var: ?Yapı jeofiziği İstanbul?un tamamında yapılmak zorunda. Bazı belediyeler bu konuda hizmet veriyor ama dediğimi yapmıyorlar. Onlar sadece taşıyıcılardan karot (sertleşmiş betondan örnek) alıp betonun niteliğine bakıyorlar. Son bilimsel çalışmalar karot alarak yapılan çalışmaların yapıyı yıprattığını söylüyor. Oysa bunların ancak jeofizik çalışmalarla yapıyı delmeden kırmadan yapılması gerekiyor.?
Modern aletler kullanılarak yapılan yapı jeofiziği çalışmaları 100 metrekarelik bir konut için 1-2 saatte tamamlanabiliyor.
?İstanbul depremi 2045?te olabilir?
Prof. Dr. Ahmet Ercan, İstanbul?da 7.5 büyüklüğündeki depreme dayanıklı konut stoğunun sadece yüzde 2 olduğuna dikkat çekiyor. Bu yüzden tüm İstanbulluların yapılarının dayanıklılığını ölçtürmesi gerektiğine inanıyor. Ercan, Van Erciş depreminin büyüklüğünü yıllarca önce 7.3 olarak tahmin ederek, bunu Para dergisi için hazırladığı harita çalışmasında kamuoyuna duyurmuştu.
Prof. Dr. Ercan?a İstanbulluların merak ettiği deprem tahminlerini de soruyoruz. Öngörüleri şöyle: ?İstanbul depremi ikiye bölerek yapacak. Biri 6.4-6.7 büyüklüğünde, Küçükçekmece önünde olacak. Diğeri ise Marmara Ereğlisi önünde 7-7.2 olacak. Tek başına bir deprem olsaydı 7.3?ün yıkımı daha fazla olurdu. İstanbul?daki yapıların 7.5?lik depremi karşılayacak şekilde olması gerekiyor. Bunun anlamı ise yapınızı güçlendirecek ya da yeniden yapacaksanız 7.5?a göre yapın demek.
Halen İstanbul?un bu büyüklükteki bir depreme dayanıklı konut stoğu sadece yüzde 2. Deprem için en olası yıl 2045. Daha da gecikebilir. 2033?te olursa benim için şaşırtıcı olur. Gecikirse de 2075?e kadar mutlaka olur.?
Para Dergisi
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.