Türkiye bal ve diğer arı ürünleri sektörünün lideri Balparmak, 4 yıl süren yoğun çalışmaları sonucu bilim dünyasına kazandırdığı  yeni C4 analiz metodu ile Türkiye’nin bal ihracatının yaklaşık yüzde 30 artacağını öngörüyor.  8. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi’nde gazetecilere konuşan Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, çam balının Türkiye’ye özgü ve çok değerli bir salgı balı olduğunu vurgulayarak, balda geliştirdikleri yeni metodun Avrupa’da da uygulamaya alındığını söyledi. 

Türkiye’nin lider bal markası Balparmak’ın da katılımıyla gerçekleşen 8. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi’ne katılan bilim insanları, arıcı birlikleri, otoriteler ve kamu kuruluşları, arı ürünleri sektöründeki çalışmaları ve gelişmeleri tüm dünya arıcılık sektörü ile paylaştı. 

Kongrede iki önemli bilimsel sunum yapan Balparmak AR-GE Merkezi yöneticileri, geliştirdikleri yeni analiz metodlarıyla Türkiye’nin bal ihracatını artırmayı hedefliyor. Gelecek yıl 45. kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanan Balparmak, AR-GE merkezinde dört yıllık çalışma ile geliştirdiği yeni C4 analiz metodu, Avrupa’nın Türk çam balına olan bakışını değiştirdi. Bugüne kadar AR-GE merkezine 10 milyon doları aşan yatırım yapan markanın, bir salgı balı olan çam balının, çiçek balı analiz yöntemiyle incelenemeyeceği gerçeğinden yola çıkarak geliştirdiği yeni C4 analiz metodu, uluslararası hakemli dergilerde yayınlanmış ve dünya genelinde laboratuvarlarca kabul görmüştür. Baldaki taklit ve tağşişle mücadelede önemli bir araç olan bu yöntem, Türkiye’nin çam balı ihracatını yaklaşık yüzde 30 artırma potansiyeline sahiptir. AR-GE’ye yapılan yatırımlar ve yoğun çalışmalarla  geliştirilen yeni C4 analiz metodu, TSE standartlarına dahil edilerek resmileşmiş ve ülkemizin çam balı ihracatında yeni bir dönemin kapılarını açmıştır.

Bu yöntem sayesinde Türkiye’nin bal ihracatının yaklaşık yüzde 30 artacağını öngören Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, “Dünya çam balı üretiminin yüzde 95’i Türkiye’deki kızılçam ormanlarında yaşayan Anadolu Bal Arısı tarafından üretiliyor. Çam balı bir salgı balı çeşididir ve özel bir analiz metodu gerektirir. Uluslararası ticarette, tüm gıda ürünleri gümrüklerde analizlere tabi tutulur. Avrupa’daki laboratuvarlarda ise çam balı için ‘çiçek balı’ analizi kullanılıyordu. Avrupa’nın uyguladığı bu metod farklılığı nedeniyle Türkiye’nin ihraç ettiği çam balları gümrüklerden geri dönüyordu. Biz AR-GE’mize yaptığımız yatırım ve 4 yıl süren yoğun bilimsel çalışmalarımız sayesinde çam balına özgü olan bu yeni C4 analiz metodunugeliştirdik ve ülkemizin çam balı ihracatının önünü açtık” dedi. 

Balparmak AR-GE Merkezi Avrupa’nın birinci sırasında bulunan 4 eşdeğer laboratuvarlarından biri

Türkiye’nin Avrupa’ya yönelik bal ihracatında yaklaşık yüzde 90’lık bir paya sahip olduğunu söyleyen Altıparmak, “Biz Balparmak olarak AR-GE merkezimize 10 milyon doların üzerinde yatırım yaptık. Türkiye’de bal ve diğer arı ürünleri alanında ilk ve gıda alanında TÜRKAK tarafından akredite sekizinci AR-GE merkeziyiz. Hatta tüm dünyada bal paketleme şirketleri arasında bu kadar gelişmiş başka bir merkez yok. 20 kişilik, çoğu doktora ve masterlı bir ekibimiz var. Bu merkez, aynı zamanda Avrupa’nın birinci sırada bulunan dört eşdeğer  laboratuvarından biridir” şeklinde konuştu. 

Sektörün en büyük sorunu piyasada olan hileli ballar

İhracatta katma değer yaratmayı hedeflediklerini söyleyen Özen Altıparmak, “İhracatımızı fason üretim yerine kendi markamızı büyütecek şekilde kurguluyoruz ve cirodaki payını yüzde 15’lere çıkarmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. “Sektörümüzün yaşadığı en büyük problem, piyasada taklit ve tağşişli olarak nitelediğimiz ve bal olarak satılan hileli ürünler. Bugün kilosu 70-80 liradan bal benzeri ürünler satılıyor. Doğal balın arıcıdaki fiyatı bile bu rakamın çok üstündedir” diyen Altıparmak, “Paketleme şirketleri olarak hileleri yakalamak için analiz tekniklerimizi geliştiriyoruz. Balparmak olarak elimizdeki bilgileri, sektör paydaşları, bakanlıklarımız ve dünya laboratuvarlarıyla paylaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

Yeni cihazla 25 dakikada tüm hileler  tespit ediliyor

Sektörün gelişimi ve tüketicinin korunması için AR-GE yatırımlarına sürekli devam eden Balparmak’ın Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak sözlerine şöyle devam etti: ‘’2022 yılında laboratuvarımıza kazandırdığımız yeni bir cihaz ile 25 dakikada bala çok benzeyen hileli ürünlerin içindeki tüm hile unsurlarını tespit edebiliyoruz. tahlil İleri AR-GE yatırımlarımız ve uzmanlığımız sayesinde bir ürünü 833 ayrı parametrede tahlil edebiliyoruz. Geliştirdiğimiz yeni analiz metotları hakemli dergilerde yayımlanıyor ve dünya laboratuvarları bu metotları alıp kullanıyor. Bu gerek sektörümüz gerekse ülkemiz adına çok önemli bir gelişme. Euromonitor verilerine göre dünyanın ilk 10 bal paketleme firmasından biriyiz. Bu da bize sektörün gelişimi ve tüketicinin korunması  açısından sorumluluk veriyor.” 

Türkiye’de 4 milyon adet arılı kovan var, gerçek bal rekoltesi 60—70 bin ton civarında

Son yıllardaki orman yangınları nedeniyle çam balında yüzde 20 civarında rekolte düşüklüğü yaşandığını kaydeden Altıparmak, “Nielsen verileri ve sektör tecrübeme göre, Türkiye’de 4 milyon adet arılı kovan bulunuyor. Kovan başı ortalama 15 kilogram verimlilikle 60-70 bin ton civarında gerçek bal rekoltesi olduğunu tahmin ediyorum. Türkiye’de arıcı yaş ortalaması 55’i buldu. Gençler ve kadınlar sektöre kazandırılmalı.  Bunun için 2015 yılından bu yana çalışıyoruz. Balparmak Arıcılık Akademisi çatısı altında daha kaliteli ve verimli arı ürünleri üretilmesini destekleyen eğitimler veriyoruz. 2025 yılında da Arıcılık Akademimiz yine güzel projelere imza atacak. Arıcılık mesleğinin gençleşmesi ve sürdürülebilirliği için en önemli adımlardan biri, kadınları ve gençleri mesleğe kazandırmaktır. Biz de bu nedenle, kadınlara ve gençlere pozitif ayrımcılık yaparak onların sektöre katılımını destekliyoruz.” dedi. 

“Şeffaflığa inanıyoruz, Balparmak Kampüsümüz herkese açık”

İstanbul Çekmeköy’de 44 bin metrekare alan üzerine kurulu Balparmak Kampüsü’e gelen ön numunelere yapılan doğallık testleri sonucunda yaklaşık yüzde 40’ını geri çevirmek zorunda kaldıklarını söyleyen Altıparmak, “Doğal bala ulaşmak için gelen her parti ürünün tamamına bakmak zorundayız. Ben şeffaflığa önem veriyorum. Rakiplerimizi biz meslektaş olarak görüyoruz. Bütün bilgi birikimimizi paylaşmaya hazır olduğumuzu her fırsatta dile getiriyorum. Çünkü biz Balparmak olarak tek başımıza sektörü düzeltemeyiz, bütün paydaşların aynı bilgi düzeyinde olması lazım ki, piyasadaki sahtecilerle topyekün mücadele edebilelim. Balparmak kampüsümüz herkese açık, tüketicilerimizden sanayicilere kadar kampüsümüzü görmek isteyen herkesi bekliyoruz” şeklinde konuştu. 


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın