OSMAN ÇAKMAK

İstanbul, ticaretin ve kültürün kalbinin attığı, her köşesinde ayrı bir hikâye barındıran kadim bir şehir. Bu şehrin tarihine damgasını vuran hanlardan bir kaçından birileri Karadeniz’in bereketli topraklarından dünyaya açılan fındığın İstanbul’daki ticaret merkezi olmuş Sirkeci’deki Nafiz Bey Hanı. Bu tarihi han, yalnızca bir ticaret mekânı değil, aynı zamanda fındık ticaretinin kalbi, dostlukların ve iş birliklerinin merkeziydi. bu hana fındıkçı olupta uğramayan hemen hemen yok gibi. Karadenizli fındıkçıların adeta bir sığınağı olan bu han, Anadolu’nun dört bir yanından gelen ticaret erbabının buluştuğu bir yerdi.

Bu değerli hikâyeyi bize aktaran, fındık sektörünün duayenlerinden Lokman Kondakcı. 1876’dan beri fındık üreten köklü bir ailenin üyesi olan Kondakcı, İstanbul Fındık İhracatçıları Birliği Başkanlığı yaparak sektöre liderlik etmiş, fındığın uluslararası arenada tanınmasında büyük katkılar sağlamış bir isim. Kondakcı, bu hanın fındık tarihi için önemini şu sözlerle anlatıyor:

İstanbul da ticarete 44 yıl evvel Sirkeci’de Nafiz bey Hanında başlamıştım. Bir dönemler fındık ticaretinin merkezi olan bu han kimleri görmedi ? Bugün uğradığımda çok değişmişti, Bu han Ordulu,Giresunlu, Trabzonlu,ve Batı Karadenizli önemli fındıkçıların buluşma noktasıydı.

Nafiz Bey Hanı ve çevresindeki tarihi iş hanları, Karadeniz’den kopup İstanbul’a gelen fındıkçıların bir araya geldiği ve adeta bir dayanışma ağı oluşturduğu yerlerdi. Burada, sektörün öncüsü olmuş pek çok isim yollarını kesiştirdi. O dönemin efsane fındıkçıları olan

Nafiz Bey Hanı

Kamil Furtun ve oğulları, Osman ile Engin, Hüsrev Yürür, Hakkı Uzan, Orhan Özyalçın, Şükrü Bozbağ, Keğam Papken Hekimyan kardeşler, Halit Gürsoy, Sabit Sabır, Ahmet ve Cevat Başkan, Hüseyin Furtun, Mehmet Ali Aydın, Sebattin Köksal, Necati Gürsoy,Emin Alemdağ,Cemal Özcan, Mehmet Özer, sektörün köklü ailelerinden bazıları ve bir çoğunda uğrak yerleri farklı hanlarda da yer alarak sektöre katkı sağlamaya devam etti. Örneğin, bugünün önemli fındık alıcılarından Yavuz Gıda ve Yavuzkan firma Kamil Yavuz, Kenan Yavuz’un amcaları Süleyman Yavuz, bitişikteki Doğubank İş Hanı’nda,Fındık sektörünün önemli isimlerinden Mehmet Gürel ve oğulları, Atabek İş Hanı’nda yer alıyorlardı.

Gurbette bir araya gelen bu aileler, hem dayanışma ruhunu hem de iş birliğini büyüterek Karadeniz’in ürününü dünya pazarına ulaştırdılar.

Bu tarihi mekânların taşıdığı tarih ve anılar hiç solmadı. Nafiz Bey Hanı, de diğerleri bir dönemin fındıkçıları için yalnızca bir iş yeri değil, dostlukların pekiştiği, dayanışmanın büyüdüğü bir yuvaydı.

Son Söz

Lokman Kondakcı’nın hatırlattığı gibi, geçmişin izlerini unutmamak, emek verenleri minnetle anmak hepimizin borcu. Sirkeci’deki Nafiz Bey Hanı, Atabek İş Hanı ve Doğubank Hanı’nda atılan adımlar, bugün Türkiye’nin fındık denilince dünyada ilk akla gelen ülke olmasının temel taşlarını oluşturuyor.

Kalemini fındık kokusuyla yoğuran, dostlukların ve emeğin hikâyesini tarihe kazıyan tüm fındıkçılara selam olsun. Rahmet ve minnetle anıyoruz.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın