HÜSNÜ ÖZYEĞİN >> Kırsal kalkınma son yıllarda önemsenmeye başlamıştır. Bunun bir nedeni de dünyada en yoksul 4  insandan 3?ünün kırsal alanlarda yaşıyor olmasıdır.

>> Türkiye?de kalkınma tartışmalarının içinde kırsal alanlar genelde yer almıyor. Bunun çeşitli nedenleri var. Ancak önemli bir nedeni de gerek planlayıcılar, gerek karar vericiler gerek sivil toplum örgütleri olarak kent merkezli olmamız, kentlerde yaşıyor olmamız ve hızla kentleşen bir nüfusa sahip olmamız.  Bu nedenle Türkiye?de kalkınma çalışmalarında Cumhuriyet?in kuruluşundan beri bir ?kent ayrımcılığı? yapılmıştır.

>> Halbuki eşitsiz kalkınma ve dengesiz büyüme tüm dünyada olduğu gibi Türkiye?de de en çok kırsal alanları etkilemektedir. 2009  TÜİK Yoksulluk Çalışması Sonuçları şöyledir:

  1. Türkiye?de yoksulluk oranı yüzde 18.08?dir. Yani Türkiye?de 12 milyon 751 bin kişi yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.
  2. Kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk riski kentsel yerlerde yaşayanlardan kat kat fazladır: Türkiye?de kentsel yoksulluk yüzde  8,86 iken kırsal yoksulluk yüzde  38,69?tur. Türkiye?de kentsel yoksulluk azalırken, kırsal yoksulluk artmaktadır.
  3. En yüksek yoksulluk riskine sahip olan tarım sektörü çalışanlarıdır: 2009 yılında tarım sektöründe çalışanların yoksulluk oranı yüzde 33.01 olmuştur. Bu rakam sanayi sektörü çalışanlarında yüzde 9.63, hizmet sektörü çalışanlarında yüzde 7.16?dır.

>> Tüm bu gerçekler 2006 yılında ülkemizi saran kuş gribi ile kirsal alanda yaşanan yoksulluğun daha farklı biçimde resimlenmesine sebep olmuş ve eşim Ayşen Özyeğin?i Diyarbakır ?ın Eğil  ilçesinde kırsal kalkınma alanında pilot çalışma başlatmaya sevk etmiştir. Eğil ilçesinde gerçekleşen başarılı çalışmalar ile Özyeğin Vakfı bu alana yoğunlaşmaya karar vermiş ve Nurcan Baysal?ın direktörlüğünde kapsamlı bir kalkınma programı tasarlamıştır.

>> Kırsal kalkınma yolculuğumuzu ilk günden beri katılımcı bir şekilde, bu alandaki gerek kamu gerek sivil toplum çalışanları ile birlikte götürdük. Özyeğin Vakfının bu alanda nasıl bir rol alması gerektiği burada bulunan çoğunuzun katıldığı Haziran 2008 tarihinde İstanbul?da düzenlediğimiz strateji geliştirme toplantılarında belirlendi. Bu toplantıya katılan bu alanda deneyimli sivil toplum liderleri ve kamu temsilcilerinin ısrarla belirttiği bir husus şu idi:

?Özyeğin Vakfı bir yandan yoksul kırsal sahalarda kalkınma konusunda model geliştirmeli, yani saha uygulamaları yapmalı, öte yandan bu alanda politika geliştirmeli, politikaları yönlendirmeye çalışmalı ve bunu Özyeğin Üniversitesi aracılığıyla zamanla akademik olarak desteklemeli.?

>> Bugün bu toplantı 3 yıl önce sizlerle beraber karar verdiğimiz Vakıf vizyonumuzun politika geliştirme ve politikaları yönlendirme amacına hizmet ediyor. Bu toplantı ile sadece kamu-özel sektör ve sivil toplumun işbirliği yapacağı bir platform oluşturmayı değil aynı zamanda kamunun bu alandaki politikalarında sivil toplum, saha uygulayıcıları olarak söz söylemek ve sözlerimizin bu politikalara yansıtılmasını amaçlıyoruz.

>> 3 yıl içinde Özyeğin Vakfı bu alanda hızlı bir yol aldı. Şu an Tatvan ve Kilis?te yaklaşık 4000 kişilik bir nüfusa hitap eden 2 kırsal kalkınma programı yürütüyoruz. Her 2 ilde ofislerimiz ve ekiplerimiz var. Kavar?da bir yandan dikilen 10:000 ceviz fidanı ile Kavarlı çocukların gelecekleri garanti altına alınmaya çalışılırken, öte yandan Kavar halkı ile kurduğumuz süt toplama merkezi aracılığıyla ilk defa çiğ süt para ediyor. Bir yandan Kavarlı çocukların okula gitmesi için 10 derslikli bir okul inşa ettik, öte yandan Kavarlı kadınların gelir alanlarını kurduğumuz seralar, arıcılık çalışmaları ile yaygınlaştırmaya çalışıyoruz.

>> Detayları konferansta dinleyeceksiniz ama şunu söylemek isterim: Sadece 2 yılda verilere baktığımızda Kavar?da bulunan yüzde 20?lik en fakir kesimin çalışma oranında yüzde 51.1 lik bir artış görüyoruz. Meyvecilik ve hayvancılıkta teknoloji kullanımı yine en fakir yüzde 20lik kesimde yüzde 15lerden yüzde 60 lara 2 yılda çıkarılmış durumda. Hastanede yapılan doğumlar AÇEV?in desteği ile verilen  kadın eğitimleri sayesinde 2 yılda 2 katına çıkmış durumda.

>> 5 yıl içinde Türkiye?nin en yoksul, 90?larda  boşaltılmış olma vesilesiyle en dezavantajlı köylerinden biri olan Tatvan Kavar köylerinde Türkiye?nin gelişmiş birçok bölgesindeki köylerde dahi ulaşılması belki de güç olan Milenyum Kalkınma Hedeflerine ulaşmış olmak hayal olmayacak sanırım.

>> Bu sadece 2 yıllık veriler bize entegre, yoksuldan yana, hak temelli programların yoksul kırsal alanlarda etkisinin gücünü gösteriyor.

>> Tüm bu çalışmalarımızın hepsini kamu, özel ve sivil toplum sektörünün işbirliği ile gerçekleştirdik. Faaliyetlerimizi başta Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı?nın hem merkez hemde yerel ekipleri ile yakın temas ve istişare ile gerçekleştirdir. Bu vesile ile Sayın Bakanım Mehdi Eker?e destekleri için teşekkür ediyorum.

>> Ancak tabi Türkiye?de 40 bin köy var. Bizler STK?lar olarak ancak modelleri kurup yol gösterici olabiliriz, kalkınma devletin asli sorumluluklarından biridir. Bu anlamda Kalkınma Bakanlığı?nın kurulmasını çok önemli bir gelişme olarak görüyorum.

>> Türkiye ve Dünyada geçerli bir eğilim vardır. Sivil toplum kuruluşları  genellikle kırsal kalkınma alanına girmezler , ancak dışsal faktörlerle kırsalda çalışmalara başlarlar. Deprem, afet gibi olaylar kırsal kalkınmayı tetikler. Çoğu zaman fon bittiğinde iş de biter. Nitekim Van depremi bize tekrar kırsalın ne kadar ihmal edildiğini, afet zamanlarında dahi önceliğin kentlere verildiğini gösterdi. Deprem vesilesi ile afet bölgesine giren birçok yeni sivil toplum kuruluşu olacaktır. Bunların Kalkınma ve Tarım Bakanlıkları aracılığıyla kırsalda iyi yönlendirilmeleri hayati önem taşımaktadır. Nitekim biz Özyeğin ailesi olarak Bölgede ofislerimiz ve ekiplerimizin olmasının verdiği güçle hemen depremin olduğu gün kırsal alanlardaki köylere ulaşabildik, yardımları bizzat kendimiz dağıtabildik. Ancak bu alanların bundan sonra iyi planlanması için kamu-özel sektör ve sivil toplum işbirliğine ihtiyaç var.

Bu yazı, 17 Kasım 2011 tarihinde Kırsalda Umut Var: Kırsal Kalkınma Alanında Deneyimler ve Yeni Yaklaşımlar Konferansı’nda Hüsnü M. Özyeğin Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin’in yaptığı konuşma notlarını oluşturmaktadır.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın