DİA Yazılım Genel Müdürü Suha Onay, üretken yapay zekanın gelecekteki potansiyel kullanım alanlarının oldukça geniş olduğunu belirterek, özellikle içerik üretimi, medya, tasarım, yazılım geliştirme, sağlık ve eğitim gibi sektörlerde büyük bir etki yaratacağını açıkladı.

Üretken yapay zekanın her geçen gün hızla geliştiğinin altını çizen DİA Yazılım Genel Müdürü Suha Onay, “Üretken yapay zekanın gelecekteki potansiyel kullanım alanları oldukça geniş ve çeşitli. Özellikle içerik üretimi, medya, tasarım, yazılım geliştirme, sağlık ve eğitim gibi sektörlerde büyük bir etki yaratması bekleniyor. Üretken yapay zeka, reklamcılıkta kişiselleştirilmiş kampanyalar yaratmaktan, film ve oyun endüstrisinde yeni senaryolar ve görseller oluşturmaya kadar pek çok alanda kullanılabilir. Öte yandan mühendislik ve ürün tasarımında da yenilikçi çözümler sunma potansiyeline sahip. Eğitim ve araştırma alanında, bu teknoloji öğrencilere kişiselleştirilmiş öğrenme materyalleri sağlama ve araştırmacılar için yeni veri analizi yöntemleri geliştirme konusunda büyük bir avantaj sunabilir. En önemlisi bulut teknolojisi ve ERP tarafında, veri analizi, raporlama ve otomasyon süreçlerini daha akıllı hale getirebilir. Böylece işletmelerin karar alma süreçlerini hızlandırabilir ve daha isabetli hale getirebilir. Öte yandan, özelleştirilmiş iş süreçleri, kullanıcı dostu arayüzler ve proaktif öneriler sunarak, ERP sistemlerinin kullanıcı deneyimini iyileştirir ve işletmelerin rekabet gücünü artırabilir.” dedi.

Türkiye’nin üretken yapay zeka alanında gelişim gösterebilmesi için öncelikle güçlü bir AR-GE altyapısının oluşturulması gerektiğini de sözlerine ekleyen Onay,  “Üniversiteler, araştırma merkezleri ve özel sektör arasındaki işbirliklerinin artırılması, bu alanda yenilikçi projelerin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. Eğitim ve insan kaynağı yatırımları, bu teknolojiyi geliştirecek yetenekli mühendisler ve araştırmacılar yetiştirmek için kritik öneme sahiptir. Öte yandan üretken yapay zeka alanında çalışacak yerli teknoloji şirketleri ve start-up’ların başarılı olabilmesi için devlet destekleri, teşvik programları ve yatırım fonlarına erişimlerinin sağlanması gerekiyor. Bu destekler, yenilikçi fikirlerin hayata geçirilmesi ve global pazarlarda rekabet edebilmesi için gerekli olan finansal ve teknik altyapıyı sağlayacaktır. Türkiye’nin start-up’larının, küresel işbirlikleri kurarak bilgi paylaşımı ve deneyim kazanmaları, başarı şanslarını artıracaktır.” şeklinde konuştu.Üretken yapay zekanın güvenlik risklerinden de bahseden Onay, “Üretken yapay zeka büyük potansiyel sunarken, etik ve güvenlik açısından bazı riskleri muhakkak beraberinde getiriyor. Öte yandan telif hakkı ihlalleri ve gizlilik ihlalleri gibi hukuki sorunlar da gündeme gelebilir. Veri güvenliği açısından, kullanıcıların verilerinin nasıl toplandığı, işlendiği ve saklandığı büyük önem taşıyor. Güvenilirlik sağlamak için bu süreçlerin şeffaf ve denetlenebilir olması gerekiyor. Yapay zeka modellerinin adil ve önyargısız bir şekilde eğitildiğinden emin olmak da çok önemli. Algoritmaların toplumsal eşitliği ve adaleti zedelemediğinden emin olunması gerekiyor. Aynı şekilde yapay zekanın eğitilmesi sürecinde ülkelerin propagandalarından etkilenmemesi de mühim. Üretken yapay zeka uygulamalarının güvenli bir şekilde kullanılabilmesi için etik rehberler, yasal düzenlemeler ve sürekli denetimler büyük önem taşıyor.” diyerek sözlerini tamamladı.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın