Dokumadan örme kumaşlara, iplikten denime, suni deriden tekstil aksesuarlarına kadar geniş ürün yelpazesi ile 500’ün üzerinde firma; Türk tekstil sektörünün üretim kapasitesini ve tasarım gücünü ortaya koyan İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen Texhibition İstanbul’da bir araya geldi. 100’ün üzerinde ülkeden davetli 28 bin profesyonelin de katıldığı Texhibition İstanbul Fuarı’nın açılışını Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İstanbul Valisi Davut Gül, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul Sanayi Odası Başkanı (İSO) Erdal Bahçıvan, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, Ticaret ve Sanayi Odalarının Başkanları, İhracatçı Birlik Başkanları, Sektörel Derneklerin katılımlarıyla gerçekleştirdi. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) adına İTKİB Fuarcılık A.Ş. tarafından organize edilen fuar, 13 Eylül’e kadar devam edecek.
BAKAN BOLAT’TAN DÖNGÜSEL EKONOMİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR İHRACAT VURGUSU
Tekstil ve hammaddeleri sektöründe Türkiye’nin, küresel markaların önemli bir tedarikçisi haline geldiğine işaret eden Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat; sektörün Türkiye’nin gurur kaynağı olmaya devam ettiğini söyledi. Türk Malı’nın rekabet gücü ve kalitesinin kendine has kültürüne ve üretim kapasitesine bağlı olmasının yanında, her ürünü bir sonraki aşamaya taşımaktan, ürünleri sürekli geliştirmekten ve bunun için çabalamaktan geçtiğini kaydeden Bolat; bu kapsamda, tekstil ve konfeksiyon sektörünün de Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde değiştiğini ve geleneksel üretim yöntemlerinden farklılaştığını belirtti. Bolat, şunları kaydetti: “Döngüsel ekonomi kapsamında gündeme gelen sosyal sorumluluk, çevre, kalite ve geri dönüşüm gibi konularda yapılan düzenlemeler kapsamında firmalar hem ürün hem de yönetişim konularında önemli değişikliklere gidiyor. Ticaret Bakanlığı olarak yeşil dönüşümün küresel gündemin merkezine yerleştiği bir atmosferde, ihracatımızda rekabetçiliğimizin sürdürülebilmesi, ihracatçılarımızın çevre standartlarına uygun ürünler üreterek küresel değer zincirlerindeki konumlarını güçlendirebilmeleri adına desteklerimizi, özellikle yeşil dönüşüm odaklı genişletmeye devam ediyoruz. Bu çerçevede Avrupa Yeşil Mutabakata Uyum Projesi Desteği ile şirketlerin alacakları danışmanlık hizmeti giderleri için 5 yıl boyunca, %50 oranında ve toplamda 10 milyon TL’ye kadar finansman desteği sağlıyoruz. Böylece, ihracatçılarımızın başta Avrupa olmak üzere küresel pazarlarda rekabet edebilirliğini korurken, aynı zamanda çevresel sorumluluklarını da yerine getirmelerine katkı sağlıyoruz.”
Texhibition gibi yurt içi fuarların yanı sıra ihracatçıların, Türk markasının bilinirliğini artırabilmeleri ve ihraç ürünlerini dünyanın en uzak noktasına ulaştırabilmeleri için uluslararası fuarlara katılımını, ticaret heyetlerini ve diğer tanıtım faaliyetlerini bakanlık olarak etkin bir şekilde desteklediklerini söyleyen Bolat, Texhibition Fuarı’nın önümüzdeki yıllarda kapsamını genişletmesi, uluslararası boyutlarda markalaşmış bir fuar niteliğini kazanması ülkemiz fuarcılık sektörü ve ihracatçı firmalarımızın tanınırlığının artması açısından son derece önemli. Bu hususta başarılar elde edeceğine eminim.” dedi.
İSTANBUL VALİSİ GÜL: DAHA DA İLERİYE GİDECEĞİZ
İstanbul Valisi Davut Gül de açılışta yaptığı konuşmada, tekstil sektörünün tüm tüketim ve üretim dinamiklerinin değişmesine rağmen üretmeye devam ettiğini söyledi. Türkiye ve İstanbul markasının, sektörün bu girişimciliğinin yanında odaların ve birliklerin kendi aralarındaki koordinasyonuyla hak ettiği yeri korumakla kalmayacağını ve bir adım daha ileriye gideceğini kaydeden Gül, organizasyonda emeği geçenlere ve tüm katılımcılara teşekkürlerini iletti.
TİM BAŞKANI GÜLTEPE: YEŞİL DÖNÜŞÜMLE REKABET GÜCÜMÜZÜ ARTIRACAĞIZ
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe de Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim üretiminde kalite, hız ve esnek üretim kabiliyetiyle diğer ülkelerden ayrıştığını ve özellikle Avrupa’ya olan coğrafi yakınlığımızın, Türkiye’yi global pazarlarda tercih edilen bir tedarikçi yaptığını kaydetti.
Bu süreçte, sektörün sürdürülebilirlik ve dijitalleşme gibi yenilikçi adımlar atmaya devam etmesinin önemine işaret eden Gültepe, “TİM ve ihracatçı birlikleri olarak sektörel sürdürülebilirlik eylem planlarımızı tamamladık. GreenTİM ve EcoTİM gibi yeşil dönüşüme yönelik projelerimizi devreye aldık. Yeşil dönüşümle beraber rekabet avantajımızı artıracağız. Uzun vadede hazır giyim sektöründe 40 milyar dolar, tekstil sektöründe ise 20 milyar dolar ihracat hedefimiz bulunuyor. Koşulların normalleşmesiyle birlikte bu rakamlara süratle ulaşacağımıza inanıyorum.” dedi.
İTO BAŞKANI AVDAGİÇ: “SÜRDÜRÜLEBİLİR TEKSTİL DAİMİ MADDE OLMALI”
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç de Türkiye’nin en büyük işveren sektörü olan tekstilin odağında sürekli bir değişim olduğunu ve sektörün günümüzde ‘İnternet, mağaza ve tüketici’ olmak üzere üç ayak üzerine oturduğunu belirtti. Bu üçgeni iyi planlayabilen markaların küresel pazara hâkim olduğunu ifade eden Avdagiç, şunları söyledi: “Tekstil sektörümüzün dünya tekstil pastasından aldığı payı yüzde 6-7’lere çıkartabilecek potansiyelimiz var. Bu, bir sektör politikası olmanın yanında ve ötesinde devlet politikası olmalıdır. Kamunun teşvik, destek ve katkıları sektörün üzerinden eksik olmamalı. Bu hedeflere ulaşmak için bize de görevler düşüyor. Sözgelimi en çok ihracat yaptığımız ülkelerin başında AB ülkeleri ve ABD geliyor. O halde biz, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın şartlarını, regülasyonlar dayatılmadan yerine getiren sektör olmalıyız. Bu yüzden ‘sürdürülebilir tekstil’ konsepti, ajandamızın daimî maddesi olmalıdır. Eğer bunları başarırsak, ihracat potansiyelimiz de yükselişe geçecektir.”
BAKANLIĞIMIZDAN YURT İÇİNDE ‘PRESTİJLİ FUAR’ DESTEĞİ BEKLİYORUZ
Fuarın, küresel tedarik zincirinin Türkiye’ye akışını kalıcı kılabilmek için çok büyük bir öneme sahip olduğuna vurgu yapan Ahmet Öksüz, “Fuar süresince yaklaşık 43 bin metrekare alanda, 527 katılımcı firmamız ve 100’ün üzerinde ülkeden davetli, 28 binin üzerinde ziyaretçiyle bir araya gelecek. 2024 yılında dünyanın en önde gelen tekstil fuarlarında yüzde 50’ye varan düşüşler yaşanmasına rağmen, fuarımızdaki güçlü kalabalık aslında her şeyi özetliyor. Önceki 5 döneminde 100 bini aşkın ziyaretçiyi ağırlayan ve her dönemde bir adım daha ileriye giden fuarımız, sadece tekstil sektörümüzde çarkların hızlanmasına değil, İstanbul’umuzun tanıtımına ve Türkiye ekonomisine en değerli katkıyı sağlıyor. Zira fuarımızın ilk saatlerinde tam 3 bin 253 yabancı misafirimiz fuar alanına giriş yaptı. Fuarın sonuna kadar da 8 binin üzerinde yabancı misafirimizi ağırlayacağız. Hiçbir kâr amacı gütmeden düzenlediğimiz bu fuarla, zor günlerden geçen tekstil sektörümüze destek olmak ve katkı sağlamak istiyoruz. Kâr amacı gütmeyen fuarımız, dar boğazdan geçen sektörümüz için bugün daha da önemli. Küreselde bir talep daralması var ancak, alternatif pazarlar ile büyümemize devam etmek istiyoruz. Alanında ülkemizin ve Avrupa’nın en büyük fuarları konumunda yer alan ve yakaladığı başarı ivmesiyle kısa sürede uluslararası fuarlar takvimine giren Texhibition ve IFCO fuarlarımız; %30 ile %50 arasında değişen yabancı alıcı oranları ile ihracat odaklı birer fuar olarak öne çıkıyor. Dünya ticaretinin önemli bir merkezi olan İstanbul’umuza daha da fazla alıcı çekebilmek ve Türkiye’ye katma değer sağlamak adına tüm gücümüzle çalışıyoruz. Texhibition ve IFCO fuarlarımız için Bakanlığımızın yurt dışı fuarlarımızda firmalara ilave olarak verdiği ‘prestijli fuar’ desteğini talep ediyoruz. Bakanlığımızın destekleriyle fuarımızı uluslararası fuarların takvimine işleterek; yakın dönemde sektörün en önemli fuarları olacağına yönelik inancımız tam.” diye konuştu.
ÜRETİME, İHRACATA VE İSTİHDAM YARATMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Sektör hakkında da değerlendirmelerde bulunan Ahmet Öksüz, sözlerini şöyle sürdürdü: “2023 yılı maalesef yaşadığımız deprem afetinin etkisiyle arzu ettiğimiz gibi geçmedi. 2024 yılında ise küresel talep daralması ve üretim maliyetlerinde yaşanan artışlar ihracatımızı doğrudan etkiliyor. Ülkemizin kalkınması ve küresel ölçekte yaşanan bu dar boğazdan çıkmanın yolu ancak ve ancak devletimizin tüm kademeleriyle daha sıkı koordinasyon ve sıkı iletişim içinde olmakla mümkün. İhracatçılarımızın karşı karşıya kaldığı yüksek üretim maliyetleri ve pazar kaybı risklerinin önlenmesine ilişkin beklentileri karşılanmalı. Bu yük, ancak reel sektör – kamu iş birliğinin ortak hareketi sonucunda kaldırılabilir. Bu kapsamda, Türk tekstil sektörü olarak daha katma değerli üretmeye, ihraç etmeye ve istihdam yaratmaya devam edeceğiz.” Bu kapsamda Türk tekstil sektörü olarak, markalaşmanın önemini bir kez daha vurgulayan Ahmet Öksüz, “Bugün alanında marka olan Texhibition İstanbul fuarımız gibi, markalaşmaya daha fazla emek harcamalı, markalı ihracat için yeni yol haritaları belirlemeliyiz. Kardeş sektörümüz hazır giyim ile bir bütünüz. Daha güçlü hazır giyim markalarının varlığının, daha güçlü tekstil sektörünün vazgeçilmez bir parçası olduğunu vurgulamak istiyorum.” dedi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.