7524 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 13/c bendi hükmü kapsamında 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. Maddesinde değişik yapıldı. Yapılan değişiklikle “23/2/2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu uyarınca izin verilen durumlar hariç olmak üzere kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme araçları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen tahsilatların, kendi mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya cihazları aracılığıyla yapılması durumunda, tahsilatı yapan mükelleflere ve kendi adına kayıtlı olan bu sistemleri veya cihazları kullandıranlara ayrı ayrı her bir işlem için özel usulsüzlük cezasının üç katı uygulanacak. Şu kadar ki, bu fıkra uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon Türk lirasını geçemez”. hükmü getirildi. 

Kararı değerlendiren PayCO Genel Müdürü Fevzi Utku Kılıç, “Getirilen hüküm ile özellikle ana firma, distribütör, bayi ve alt bayilerinde kullanılan tahsilat sistemleri üzerinde olumsuz etki yaratması hususunda tereddüt oluşmuştur. Bunun üzerine Gelir İdaresi Başkanlığı 06.08.2024 tarihinde duyuruda bulundu. Duyuruda “mükelleflerin bankacılık mevzuatı gereğince, bankalar tarafından kendilerine tahsis edilen fiziki POS cihazını ve/veya sanal POS’u bayi-alt bayi ilişkisi ve benzeri ilişki kapsamında aralarındaki sözleşmeye istinaden alt işyerlerine söz konusu mevzuatta yer alan düzenlemelere uygun olarak kullandırmaları söz konusu olabildiğini, buna göre, bayi-alt bayi ilişkisi ve benzeri ilişki kapsamında gerek kendisine tahsis edilen POS cihazını kullandıran gerekse bu cihazlar vasıtasıyla teslim ettikleri mal ve hizmetlere ilişkin tahsilatlarını yapan mükelleflerin, 213 sayılı Kanunda yer alan hükümler gereğince belge düzenleme, hasılatları kaydetme ve diğer yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirmeleri şartıyla bahse konu mevzuatta öngörüldüğü şekilde hareket edebilmeleri mümkün bulunduğu belirtildi. Yine diğer taraftan, 213 sayılı Kanunda yapılan bahse konu düzenlemeye ilişkin olarak Bakanlık tarafından ticari hayattaki süreçlerin aksamadan devam edebilmesi ve madde ile sağlanmak istenilen kayıt dışı faaliyetlerin önüne geçilmesi amacına yönelik gerekli görülen idari düzenlemelerin yapılabileceğinin tabii olduğu” belirtildi.  

Yapılan açıklamanın bağlayıcılığı konusu göz önünde bulundurularak doğrudan bir koruyuculuğu olmadığı düşünülmekle birlikte, bayilik sistemi içindeki taraflara 213 sayılı Kanunda yer alan hükümler gereğince belge düzenleme, hasılatları kaydetme ve diğer yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirmeleri şartı getirildiği görünüyor. Olması gereken elbette tarafların kendi yükümlülüklerini yerine getirmesidir. Ancak yapılan açıklama kapsamında POS kullandıran firmanın POS’u kullanan bayinin vergisel yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde Özel Usulsüzlük cezasına muhatap olma ihtimali görülmektedir. Bu durum POS’u kullandıran firmaya bir misyon yükleyebilir. Böyle bir noktada POS’u kullandıran ana firma, bayilerinin POS’unu kullanmasına izin vermesi için bayileri üzerinde bu oto kontrolü sağlamak isteyebilir. Bunun sağlanmaması veya operasyonel maliyetin yüksek olması durumunda, ana firmanın kendi POS’unu bayilerine kullandırtmama ihtimali doğabilecek, her bayinin kendi POS’unu almasını isteyebilecektir. Bunların hepsi ihtimal dahilinde olup, Bakanlığın çıkaracağı tebliğ ile sözleşmeyle ispatlanan bayi-alt bayi ağı ile iş yapan şirketlerde POS uygulamalarının nasıl ve hangi şartlarda yapılacağının, söz konusu cezai uygulamanın kapsamının nasıl olacağının daha net bir şekilde belirleneceğini düşünmekteyiz.” şeklinde konuştu.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın