Dünya Kaynakları Enstitüsü‘nün raporuna göre 2025 yılında 1,6 milyar insanın sürdürülebilir ve karşılanabilir barınmadan yoksun kalacak. Deprem coğrafyasında olan Türkiye’de güvenli barınma ihtiyacı daha da can yakıcı bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Kirada yüzde 25 zam sınırının 1 Temmuz’da son bulmasıyla birlikte barınma ihtiyacıyla ilgili sorunlar daha çok tartışılır oldu. Özellikle de İstanbul gibi büyük şehirlerde bu sorun daha da şiddetli şekilde kendini gösteriyor. Kira ücretleri artarken ev sahibi olmak da giderek zorlaşıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri de bunu kanıtlıyor. Buna göre, konut satışları 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 17,5 azalarak 1 milyon 225 bin 926 olarak gerçekleşti. 2024 Mayıs ayında ise, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,4 azalarak 110 bin 588 oldu. Konut satış sayısının en fazla olduğu il, 18 bin 814 ile İstanbul iken, onu 9 bin 861 ile Ankara ve 6 bin 306 ile Antalya izledi. En az satış ise, 37 ile Bayburt, 46 ile Ardahan ve 60 ile Hakkâri illerinde yaşandı.

Öte yandan istatistikler 2023’ün ilk 10 ayında arsa, tarla ve ticari gayrimenkul satışlarının 1 milyon 426 bin 146 adetle tüm zamanların en yüksek ocak-ekim dönemi rakamına ulaştığını gösteriyor. Toplam satışlar içerisinde konut dışı gayrimenkullerin payı ilk kez yüzde 58,9’a ulaşırken, ekimde bu oran rekor kırarak yüzde 62,2 oldu. Konuttaki azalışa rağmen diğer gayrimenkul türlerindeki yükseliş ev sahibi olmak için farklı alternatiflerin Türkiye’de de yaygınlaştığı anlamına geliyor. Dünyada bu konuda öne çıkan, depreme karşı dirençli ve sürdürülebilir yapı yöntemi olan endüstriyel konut anlayışı, Türkiye’de de ev sahibi olma konusunda bir alternatif sağlıyor. 

Öte yandan insanların kendi ihtiyaçlarını kendilerinin ve bir araya gelmenin doğurduğu güçle çözmesi gerektiği sistemlere ihtiyaç her geçen gün artarken, bugün birçok ihtiyaç paylaşım ekonomisi modeliyle karşılanıyor. Barınma alanında da adeta yeni nesil kooperatifleri andıracak şekilde insanların bir araya gelerek arsa aldığı ve endüstriyel konut üretimi sayesinde uygun fiyata ev sahibi olabildiği yöntemler ilgi çekiyor. 

“Fabrikadan Halka” anahtar teslim ev paketi

Türkiye’nin ilk endüstriyel konut markası Homera, konut sahibi olmanın imkânsızlaştığı bu dönemde, Türkiye’de ve Avrupa’da geleneksel ev sahibi olma yöntemine bir alternatif getiriyor. Depreme karşı dirençli, yüksek enerji verimli ve çevre dostu olan Homera yapıları, müşterilerine istedikleri yerde, kişileştirilebilir, tek ya da çok katlı, farklı büyüklüklerde ve tasarımlarda anahtar teslim ev sahibi olma şansı sunuyor. “Fabrikadan Halka” anlayışıyla çelik taşıyıcı sisteminden mimari tasarım ve elektrik-mekanik projesine, iç mimarisine kadar her detayı planlayıp çözen hazır bir konut paketi sağlanıyor. Özellikle de insanlar bir araya gelip aldıkları arsaya, aynı anda 10-20 modüler çelik konut inşa ettiğinde, endüstriyel verimlilik sayesinde uygun maliyetle ve kısa zamanda ev sahibi olma olanağına kavuşuluyor. 

Barınma sorununun çözümü endüstriyel konutla mümkün

Homera, özellikle deprem bölgesinde bulunan ülkemizde güvenli binalar inşa ederken, sürdürülebilirliğe uygun yapı sistemlerini yaygınlaştırmayı amaçlayan, fabrika ortamında yapı üretiminin öncüsü Consera’nın lokomotif markalarından biri. Consera Kurucusu Melih Şimşek, Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi’nde ilk sırada saydığı barınmanın, insanlar için hâlâ en önemli temel sorunlardan biri olduğunu vurgulayarak, şunları söylüyor: 

“TÜİK 2021 Bina ve Konut Nitelikleri Araştırması’na göre, ev sahibi sayısı, 15 milyon 384 bin 812. Kiracı sayısının ise, 6 milyon 991 bin 720 olduğu görülüyor. Türkiye’de yılda 500-600 bin konut üretiliyor ancak aslında 700-800 bin ihtiyaç var. Tabii ki buna hayati önem taşıyan ve mevcut yapıların güvenli hale getirilmesini sağlayacak kentsel dönüşüm ihtiyacı dahil değil. Konut sorunu, kira ve ev sahipleri arasındaki tartışmalar her geçen gün artıyor. Sürpriz maliyetlerin olmadığı endüstriyel konut üretim yöntemi tüm dünyada barınma sorununu çözecek önemli bir adım olarak görülüyor. İnsanların bir araya gelmelerinden doğan gücü kullanarak, arsaları gerçek maliyetiyle aldığı ve 30-50 konut inşa ettirerek, bir şeyden çokça üretmenin getirdiği endüstriyel verimlilikten yararlandığı bu yöntem sayesinde oldukça uygun maliyete ev sahibi olma imkânı bulunuyor. Biz de hem konut krizine çözüm bulmak hem depreme dirençli yapılara kavuşmak hem de sürdürülebilir bir inşaatı ülkemize yaymak için yıllardır yapısal ve modüler çelik yapılarla ilgili üretimlerimize ve farkındalık çalışmalarımıza devam ediyoruz. Hollanda’da bir showroom’u bulunan Homera’nın yapıları, şimdiden Belçika, Avusturya ve Dominik’te kuruldu. Yeni nesil bir konut edindirme metodolojisi sunan Homera, projeleriyle Türkiye ekonomisine ve ihracata katkı sağlıyor. Ancak asıl amacımız depreme karşı güvenli çelik yapılar ve sürdürülebilir inşaat konusunda toplumu ve sektörü bilgilendirip geliştirmek.”

Projeleri sürdürülebilir tasarım ve mühendislik kriterlerine uygun olan Homera evleri, 11 bin metrekare kapalı ve 20 bin metrekare açık üretim alanına sahip Akkon Çelik Fabrikası’nda, endüstriyel çelik yapı sistemiyle üretiliyor. Homera modüler yapıları, sadece konut çözümü sunmuyor. Antalya’daki Club Marco Polo, Kaş’taki Kairos Hotel ve Kartepe’deki Tumba Sisli Vadi Otel gibi farklı yapı türleri de inşa edilebiliyor. Kısa sürede inşa edilmesi ve hayata geçirilmesiyle yatırımların hızlı dönüşünü sağladığı için arsa sahipleri ve yatırımcıların da ilgisini çekiyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın