Yurt içinde bu hafta işlemler Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle 4 günle sınırlı olacak. Tatil öncesinde içeride öne çıkan tek konu başlığını ise tüketici güven endeksi oluşturuyor. Mart ayında sınırlı bir yükselişle 79,4 değerini alan endeksin 100’den büyük olması tüketici güvenindeki iyimser durumu, küçük olması ise kötümser durumu yansıtıyor. Endeksin geçen yıl Mayıs ayında ulaştığı 91,1 seviyesi son 5 yılda aldığı en yüksek değer oldu. Eylül ayından bu yana endekste yukarı yönlü bir eğilim söz konusu olsa da son dönem zirvesinin belirgin şekilde altında kalmaya devam ediyoruz. Haftanın devamında ise içeride TCMB’nin Perşembe günü gerçekleştireceği PPK toplantısını dışarıda ABD GSYH ve PCE rakamlarını takip edeceğiz.

Hatırlanacağı gibi TCMB Mart ayı Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini 500 baz puan artışla %50 seviyesine yükseltmiş ve bu kuvvetli artırımın yanında operasyonel çerçevede yaptığı değişiklikle gecelik borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar vermişti. TCMB’nin vurgularına baktığımızda enflasyon eğiliminde bozulma olması durumunda politika faizinde ilave artışlar olabileceği sinyalinin verildiğini görüyoruz. Dolayısıyla daha fazla faiz artırımına kapı kapalı değil. Buna karşın son toplantıda faiz koridorunun genişletildiğini düşünürsek ihtiyaç duyulması halinde likidite politikasının kullanılarak fonlama maliyetinin yüksek tutulabileceğini de göz önünde bulundurmak gerekir. Ağırlıklı piyasa beklentisi de TCMB’nin Perşembe günkü toplantısında politika faizini %50 seviyesinde sabit tutacağı yönünde.

Yurt dışında ise 1 Mayıs’ta gerçekleştirilecek Fed toplantısı öncesinde sessiz periyoda girildiği için 3 Mayıs’a kadar FOMC yetkililerinden herhangi bir açıklama duymayacağız. Bu süre zarfında makroekonomik verilerin piyasalara yön verme ihtimali yüksek görünüyor. Haftanın en önemli verisini ise Cuma günü açıklanacak olan PCE endeksi oluşturuyor. Hatırlanacağı gibi TÜFE rakamı piyasa beklentisinin üzerinde bir tablo ortaya koymuş ve faiz indirimi tahminlerinin ötelenmesine neden olmuştu. PCE’nin de benzer bir tablo çizmesi durumunda bu eğilim daha da güçlenebilir. Perşembe günü açıklanacak GSYH rakamı ise ekonominin ilk çeyrekte ne kadar büyüdüğünü gösterecek. Önceki çeyrekte yıllıklandırılmış bazda %3,4 büyüyen ekonominin bu kez %2,5 oranında büyümesi bekleniyor. Diğer taraftan bu hafta ekonomik aktivitenin seyrine işaret eden bölgesel verileri de görme şansı bulacağız. Geçen hafta açıklanan Philadelphia Fed endeksi beklentileri belirgin şekilde geride bırakarak imalat sektöründe büyümenin ivme kazandığını göstermişti.

TL: Mart ayı PPK toplantısında atılan adımların ardından TL’nin belirgin şekilde değer kazanmaya başlaması dikkat çekmişti. Bu çok büyük ölçüde faiz oranlarının sabit tutulacağına yönelik tahminlere karşın gelen güçlü artırımdan kaynaklanmıştı. Bu haftaki toplantıya dair beklentiler de değişikliğe işaret etmiyor. Büyük çerçeveden bakıldığında TCMB’nin bu kez beklenti dahilinde adım atması daha olası bir senaryo olarak kabul edilebilir. Dolayısıyla PPK toplantısının ardından önceki ay yaşanan değer kazanımına benzer bir kazanım görme ihtimalimiz bu senaryoda düşük görünüyor. Faizlerde değişiklik olmasa bile verilecek mesajların kurların seyrinde etkili olabileceğinin ise altını çizmek gerekir.  

Borsa İstanbul: İsrail’in İran’a yaptığı saldırı haftanın son işlem gününe zayıf bir tonda başlanmasına neden olsa da karşılıklı cevapların ölçülü kalması gerilimin tırmanmayabileceğine dair algıyı destekledi. Bu kapsamda BIST-100 endeksi günün ilk yarısında 9420 puana kadar geri çekilmesine karşın ikinci yarıda sergilediği güçlü performansla 9700 puanın üzerini test etmeyi başardı. Teknik açıdan değerlendirdiğimizde özellikle 9400 puanın üzerinde kalındıkça kısa vadeli görünümde anlamlı bir bozulma olmayacağına dair görüşümüzü koruyoruz. Ancak görünümde anlamlı bir iyileşme olması içinse 9700 ve 9850 dirençlerinin aşılması gerektiğini düşünüyoruz. Borsa İstanbul’da bu hafta bilançolar da gelmeye devam edecek. Enflasyon muhasebesi nedeniyle 4Ç23 bilançoları gecikmeli olarak açıklanırken bu hafta ARCLK ve TAVHL ile 1Ç24 sonuçlarını da görmeye başlayacağız. Öte yandan kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ise Türkiye’nin kredi notunu yükseltmesinin ardından olası etkileri değerlendirmek üzere 24 Nisan’da TSİ 16.30’da bir panel düzenleyeceğini duyurdu.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın