Kadına yönelik şiddet haberlerinin bültenlerde ardına ardına sıralandığı, iş hayatında ve toplumsal-ekonomik gelişmede kadınların öneminin daha çok dikkat çektiği şu günlerde, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü çerçevesindeki etkinlikler ve açıklamalar da ayrıca bir önem kazandı. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin açıklama yapan EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, Türk milletinin, kadın haklarını batılılaşmanın ve çağdaşlaşmanın bir unsuru olarak algılamış, Türk kadınına her zaman güvenmiş ve Türk kadınının toplumda hak ettiği yere gelebilmesi için öncü reformlara imza atmış bir Liderin çocukları olduğunu hatırlatarak, “1919-1922 tarihleri arasında, Millî Mücadele döneminde kadın, gerek cephe gerisinde gerekse cepheye yardıma koşan yurt savunmasında ön planda olmuştur. Türk kadını katkı sağlayan bir davranış örneği sergileyerek destan yazmıştır. Bütün bu çok yönlü rolüyle Türk kadını üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmiştir. Bu durumu Mustafa Kemal Atatürk 1923’te Konya’da kadınlara hitaben yaptığı konuşmasında; “Dünyada hiçbir milletin kadını Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar gayret gösterdim, diyemez.” sözleri ile açıkça ifade etmiştir. İzmir’deki bir konuşmasında da “…şuna inanmak lazımdır ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.” sözleriyle kadının önemini vurgulamıştır. 1923 yılından itibaren siyasi, sosyal, kültürel, hukuki ve ekonomik olarak pek çok alanda köklü değişim hareketlerine girişilerek Dünya’da bir ilke imza atılmıştır. Devletin ve toplumun modernleşmesinde, nüfusun yarısını meydana getiren bu kesimdeki değişim ve gelişmenin önemli rolü üzerinde durularak, yeni nesillerin yetişmesinde kadının yeri ve önemine dikkat çekilmiştir. Böylelikle Türkiye’de kadınlar seçme ve seçilme hakkını Avrupalı hemcinslerinden çok daha önce elde etmiş ve büyük bir başarıya imza atılmıştır. Cumhuriyetimizin 101. yılında, hepimiz için daha adil, demokratik, sürdürülebilir ve eşitlikçi bir Türkiye hedefiyle hareket ederek çalışıyoruz. Bu yolda, kadınların güçlenmesi ve yetkinliklerinin artırılması, toplumun her alanında eşit fırsatlar sunulması ve kadın istihdamının desteklenmesi önceliklerimiz arasında yer alıyor. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını, kadın-erkek eşitliği ilkesini temel alarak, daha gelişmiş, saygın ve adil bir Türkiye olarak inşa etme inancımız tamdır.” dedi.

Kurumlara Büyük Sorumluluk Düşüyor

Bu bağlamda, kurumlara büyük sorumluluklar düştüğünü dile getiren Yelkenbiçer, “Eşitlikçi bir toplum yapısının temellerini atmak adına, kurumlarımızın yapılandırılmasından başlamalıyız. EGİAD olarak bu yönde attığımız adımlar, kadın temsilci oranlarımızın bilinçli olarak artırılması ve kadınların iş hayatındaki varlıklarını güçlendirmeye yönelik projelerimizle somutlaşmaktadır. Üyelerimizin yaklaşık yüzde 30’unu ve yönetim kurulumuzun yaklaşık yüzde 40’ını kadınların oluşturması, bu alandaki kararlılığımızın bir göstergesidir. Projelerimiz; iş hayatında kadınlara verdiğimiz değerin ve kadının toplumdaki statüsünün güçlenmesinin, demokratik gelişim ve toplumsal refah için ne kadar kritik olduğunu vurgulamaktadır. Kadınların güçlendirilmesi, sadece kadınlar için değil, tüm toplumun ilerlemesi için vazgeçilmezdir” dedi.

Zihniyet Dönüşümü İçin Açık Çağrı

Toplumsal bir zihniyet dönüşümü için güçlü bir çağrıda bulunan Yelkenbiçer, “Kadınların yeri, sadece evlerimizin dört duvarı arasında değil; toplumun, ekonominin ve siyasetin tam merkezinde olmalıdır. Bu, yalnızca kadınlar için değil, tüm toplumun refahı ve ilerlemesi için hayati bir gerekliliktir. İçinde bulunduğumuz zamanı dönüşümün ortasında olduğumuz bir geçiş süreci olarak görüp, geleceğin çalışma dünyası için çok farklı niteliklerin ön plana çıktığını anlamalıyız. Bu noktada kadının ekonomi ve siyasetin ortasında, merkezinde olması, onun niteliklerinin katkısı yadsınamaz bir gerçek. Verilere hakimiyet, yapay zeka ve makine öğrenimi gibi teknolojilere adaptasyon, kaliteli işlere değer verme ve sabır, kendine güven ve yetkinlik duygusu ile hareket etme ve adalet, haklar ile çevresel sürdürülebilirlik konusunda ileriye doğru adımlar atma azmi. İşte bu yüzden yapay zekadan önce kadının zekasına, üçüz dönüşüm dediğimiz dijital, yeşil ve toplumsal dönüşümü yönetmek için de kadının entelektüel birikimine ihtiyacımız var^” diye konuştu.

Kadına Şiddette Yasal Düzenlemeler Önemli

Gerek yakın coğrafyamızda gerekse dünyanın pek çok farklı bölgesinde, kadınlara yönelik baskılara ve bu baskılara karşı kadınların gösterdiği dirence tanık olunduğunu dile getiren EGİAD Başkanı Yelkenbiçer, “Bu mücadelede, kadınların ekonomik ve sosyal hayatta güçlenmesi, sadece eşitlik ve adaletin sağlanması açısından değil, aynı zamanda kadına yönelik şiddetin önlenmesi açısından da hayati öneme sahiptir. Kadına yönelik şiddeti tamamen ortadan kaldırmak, her şeyden önce şiddete sessiz kalmamayı gerektirir. Kadınların maruz kaldıkları her türlü şiddete karşı, tüm hukuksal, kurumsal ve toplumsal yapılarla kararlılıkla mücadele etmek zorundayız. Çocuk yaşta evlilik, taciz, kadına yönelik şiddet gibi toplumsal yaralarla mücadele, bizlerin en hassas ve dikkatli olması gereken alanlardan biridir. Bu bağlamda, ulusal düzeyde elimizdeki en güçlü yasal düzenleme olan 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu”na sıkıca bağlanmamız gerekmektedir. Toplumun temelinden başlatılması gereken zihinsel dönüşüm için buradan açık çağrıda bulunuyoruz. Kadının yeri sadece evi değildir, toplumun merkezidir. Ekonominin ve siyasetin temelinde yer almalıdır.” dedi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın