Orzaks İlaç Genel Müdürü Yunus Emre Alimoğlu, “Global pazarda büyüme potansiyeli çok yüksek olan takviye gıda ürünlerinde Türkiye’yi üretim üssü haline getirebiliriz. Böylece ithalat azalır, ihracatımız artar. Takviye gıda sektörü, ekonomimizin büyük sorunu olan cari açığın azaltılmasına önemli katkılar sunabilir. Eğer ithalatın önüne geçilecek önlemler alınmazsa her geçen yıl ülkemizden daha büyük miktarda döviz çıkışı gerçekleşecek.” dedi.
Orzaks İlaç Genel Müdürü Yunus Emre Alimoğlu ve Alyors Yönetim Kurulu Başkanı Ecz.Selman Alimoğlu hem global bakış açısına hem de ülkemiz ekonomisi için OTC sektörünün güçlü potansiyeline dikkat çekti.
Yapılan yatırımlarla ihracat gelirlerini arttırdı
Özellikle pandemi sonrasında dünya çapında büyük bir sıçrama yaşayan takviye gıda sektörünün ülkemiz açısından güçlü bir potansiyeli olduğunu söyleyen Ecz.Selman Alimoğlu, “Ekonomi otoritelerinin de vurguladığı gibi Türk ekonomisinin en büyük sorunlarından birisi cari açık. Bunun en önemli nedeniyse ihracatımızın ithalatı karşılayamaması. İthalatı azaltarak her alanda kendi kendine yeten bir ekonomiye sahip olmak, globalleşen her firmanın ana hedeflerinden birini oluşturmalı. Takviye gıda sektörü, bu hedefe ulaşmamızda önemli katkılar sağlayabilir.” değerlendirmesini yaptı.
2023 yılında sektöre yapılan yatırımların, Türkiye’ye milyonlarca dolarlık yeni ihracat gelirlerinin kapısını aralarken benzer ürünlerin ithalatını azalttığını ve cari açığın küçülmesine yardımcı olduğunu vurgulayan Yunus Emre Alimoğlu, “Her sektörün ithalatın önüne geçmek gibi ana bir gayesi olmalı ve buna yönelik küçük ya da büyük bir adım atılmalı. Orzaks olarak takviye ürünler konusunda hem ithalatın önüne geçerek ülkeden döviz çıkışını engelliyor hem de ihracat yaparak döviz girdisi sağlıyoruz.” dedi.
“Pazarda çok ciddi boşluk, büyük fırsatlar bulunuyor”
Pazarda çok ciddi boşluk, büyük fırsatlar bulunuyor. Global pazarda 2028 yılına kadar yüzde 5-6, Türkiye’de ise 2028 yılına kadar kutu bazında yıllık ortalama yüzde 25-30 büyüme öngörüyoruz. Sürekli artan talepler, yeni yatırımlar, lojistik erişim kolaylığı ve coğrafi konum nedeniyle dünya pazarındaki denge, Türkiye’deki üreticilerin lehine dönüyor. Son yıllarda sektörde yaşanan aşırı sentetikleşme ve gıda ürünlerindeki genetik bozulmanın da etkisiyle tüketicilerin doğal ürünlere talebi artıyor.” vurgusunu yaptı.
80 milyon dolarlık yatırım
Şu an fabrikalarında yılda yaklaşık olarak 30 milyon kutuluk kapasiteye sahip olduklarını belirten Yunus Emre Alimoğlu, “Ham maddelerin endüstriyelleşmesine yönelik yaptığımız Ar- Ge yatırımıyla birlikte yeni bir üretim hattını da devralıyoruz onun da kapasitesi yaklaşık olarak 30 milyon kutu olması hedefleniyor. İki yıl içerisinde Türkiye’de ki yeni fabrikamıza 1.2 milyar TL’lik yatırım yapacağız. Türkiye’deki yeni fabrikamızı 2025 yılında devreye almayı hedefliyoruz.’’ dedi.
Yerli üretim stratejik bakımdan da önemli
Takviye ürünlerin yerli ve milli üretiminin, Anadolu’da özellikle endemik bitkilerin korunması yönünden de kritik önemi olduğunun altını çizen Yunus Emre Alimoğlu, “Sektör ayrıca Anadolu’da köylüleri ve kooperatifleri harekete geçirme potansiyeline sahip. Açılacak fabrikalar doğası gereği tam otomatik sistemlerle çalışıyor. Bu diğer sektörlerdeki kadar istihdam yaratmıyor gibi görünse de sektörün alt katmanlarında çok büyük bir istihdam sağlanıyor. 2004 yılında birkaç kişiyle çıkmış olduğumuz yola bugün yaklaşık 1200 kişilik istihdam sağlıyoruz. 2024 yılı içerisinde açacağımız fabrikamızla istihdam alanlarımızı ve üretim kapasitemizi arttırmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.