Operasyon desteğiyle yangın riskini yüzde 50 azaltmak mümkün

Endüstriyel yangınları yüzde 98’i iç etkenlerden kaynaklanıyor

Endüstriyel tesislerde çıkan yangınlar, telafisi mümkün olmayan kayıpları da beraberinde getiriyor. Bunun önüne geçmek için tesislerin günlük çalışmaları içerisinde muhtemel yangın risklerini takip eden bir acil durum yönetiminin olması hayati önem taşıyor. Endüstriyel yangınların yüzde 98 oranında iç etkenlerden kaynaklandığını söyleyen Falckon Genel Müdürü Anıl Yamaner, alınacak üst düzey operasyon destekleriyle bunun önüne geçilebileceğini belirtiyor.

Endüstriyel tesislerde meydana gelen yangınlar, sadece maddi kayıplara yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda çevresel, ekonomik ve insan kaynaklı hasarları da beraberinde getiriyor. Telafisi mümkün olmayan kayıpları önlemek ve endüstriyel yangın güvenliğini artırmak adına, tesislerin günlük operasyonlarında muhtemel yangın risklerini takip eden bir acil durum yönetimi sistemine sahip olması gerekiyor. Endüstriyel yangın ile itfaiye hizmetlerinin öncüsü Falckon, şirketlere verdiği üst düzey operasyon destekleriyle, hem maddi hem de itibar kayıplarının önüne geçiyor. Falckon Genel Müdürü Anıl Yamaner, risklerin doğru tanımlanmasıyla endüstriyel yangınların yarı yarıya azaltılabileceğini vurguluyor.

“Yangın güvenliği ekonomik istikrar açısından önemli”

Endüstriyel yangınların yüzde 98 oranında iç etkenlerden kaynaklandığına dikkat çeken Anıl Yamaner, “Bu yangınlar, sadece maddi kayıplarla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda büyük çevresel ve ekonomik zararlara yol açarak geniş çaplı etkiler bırakıyor. Aynı zamanda endüstriyel tesislerde depolanan malzemelerin yanması sonucu atmosfere salınan zehirli gazlar ve partiküllerle çevresel kirliliğe neden olarak, su kaynaklarına, toprak kalitesine ve biyolojik çeşitliliğe zarar veriyor. Ekonomik açıdan ise üretim kayıpları, tesislerin yeniden inşası, iş gücü kaybı ve sigorta maliyetleri gibi faktörlerle büyük ölçüde olumsuz etkileniyor. Bu bağlamda, endüstriyel yangınlara karşı etkili önleyici tedbirlerin alınması ve acil durum müdahale stratejilerinin geliştirilmesi, sadece tesislerin dayanıklılığını artırmakla kalmayıp, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirliği ve ekonomik istikrarı sağlama açısından da kritik bir öneme sahip” dedi.