CEM POLATOĞLU

Slogansız tanıtım, çerçevesiz resme benzer.

Markalaşmak için öncelik; bölgesel tanıtımdır.

Yurtdışı fuarlarda koca bir Türkiye standı, içinde her biri marka olması gereken; Alanya, Antalya, Kapadokya, Van, İzmir, Kuşadası, Bodrum hepsi beraberler. Tek fark, tepedeki isim tabelası. Böyle tanıtım olmamalı. Sonra? Sonra Kuşadası’na 4-6 saatliğine gelen yabancı gemi müşterisi, “Türkiye’yi gördüm” deyip, memlekete üzerine çizik atıyor.

Oysa diğer marka destinasyonlar böyle mi?

Sokakta çevirin birini ve Marbella, PhiPhi, KotaKinabalu, Bali, Koh Samui, Langkawi, Cebu, Cote d’azur, Zanzibar, Cancun, Galapagos hangi ülkededir diye sorun.  Kaç kişi bilir? Bu turizm beldelerinin hepsi, uluslararası turizm fuarlarına kendi ülke standlarından bağımsız katılırlar. Zanzibar’a giden turist kendisini Tanzanya, Bali’ye giden Endonezya, Cebu’ya giden Filipinler’e gitti saymaz. Phuket’e gidip de Tayland’a gittim diyene rastladınız mı? Ancak gemiyle Kuşadası’na 2 saat uğrayan Turist; kendisini Türkiye’ye gitti sayıyor.  

Bölgesel tanıtım ve slogan şart.

Akılda daha iyi kalması, bölgenin beyne kazınması, görsel olarak asla unutulmaması için her bölgeye Logo ve Slogan Şart.

Örneğin;

AVUSTURYA: Arrive and Revive/Gel ve Diril.

İRLANDA: Guinness!.

KAMERUN: Tek ülkede Afrika’nın tamamı.

MISIR: Her şeyin başladığı yer.

ÇEKYA: Land of Stories / Hikayeler Ülkesi

Ülkeler bir slogan kullanmakla beraber marka şehirler de slogan kullanmaktadır.  Örneğin Göbeklitepe için kullanılan “Tarihin Sıfır Noktası” muhteşem bir örnektir. Kapadokya “Güzel atlar diyarı” da öyle. Şehir sloganları da şehirleri markalaştırır.

Ör;

Las Vegas: “Stay in Vegas”

Bali : “Aşkı hissedin”

New York : “The City That Never Sleeps”

Maldivler : “Yaşamın güneşli yüzü”

Amsterdam: “I ❤️Amsterdam” gibi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın