Hile denetimi ve adli muhasebe alanında uzun yıllar çalışan Pusula Danışmanlık Kurucusu ve Mali Müşavir Fikriye Aslan, büyük işletmelerde hilelerin araştırılması tespit edilmesi ve önlenmesi konusunda Türkiye’de sınırlı sayıdaki uzmandan biri. Aslan, yıllar içinde özellikle süpermarketlerde birbirinden çarpıcı çalışan suistimaline şahit olduğuna dikkat çekerek, “Bu görevi kötüye kullanma olayları bazen çok küçük olabildiği gibi büyük boyutlu da olabiliyor” dedi.

Analiz Gazetesi’nden Çağlar Çağatay’ın haberine göre; ABD merkezli Suistimal İnceleme Uzmanları Derneği’nin (ACFE) kapsamlı araştırmalar sonucu yayımladığı rapora göre; bir yerde fazlasıyla mal, para ve insan varsa orada mutlaka bir suistimal vardır deniliyor. Binlerce ürünün satıldığı, on binlerce işlemin yapıldığı, çok sayıda çalışanı bulunan süpermarketler, çalışan suistimaline en açık yerler arasında bulunuyor. Müşterilerin bilmeyerek kötü niyetli kişilerin küçük hilelerine hedef olduğuna dikkat çeken Hile denetimi uzmanı, Pusula Danışmanlık Kurucusu/ Mali Müşavir Fikriye Aslan vatandaşları uyarıyor. Aslan, yıllar içinde birbirinden çarpıcı çalışan suistimallerine şahit olduğunu belirterek, “Bu suistimaller bazen çok küçük olabildiği gibi bazen çok büyük boyutlu da olabiliyor. Kötü niyetli bir planın tam ortasında kalmamak için bunları bilmekte fayda var” dedi. 

Bazı ürünleri nakte çevirmek kolay 

Bu tip olayların en sık kasap reyonunda yaşandığını belirten Aslan, “Çalışan, birlikte hareket ettiği kişiye bonfile veriyor ama etiketini kıyma olarak yapıştırıyor. Bu suistimal ne yazık ki müşteriler tarafından da yapılabiliyor. Kötü niyetli kişi bir kilo bonfile ve bir kilo kıymayı birlikte alıyor. Kasaya giderken kıymanın etiketini bonfilenin üzerine yapıştırıyor, kıymayı ise almadan çıkıyor. Bu tip olaylar doğal olarak günün en kalabalık saatlerinde yaşanabiliyor. Bunun yanında kasiyerlerin ekranlarında “fiyat gör tuşu” vardır.  Satın almayacağınız ama fiyatını öğrenmek istediğiniz ürün hakkında kasiyer size bu şekilde bilgi verir. İşte bu tuş bir suistimale zemin de hazırlar. Kasiyer müşteri hiç anlamadan bu tuşa basarak ürünleri kasadan geçirir, müşteriden nakit olarak bedelleri alır ve alınan ürünlere fiş kesilmeden satış yapılmış olur. Kasiyer bunun için uygun müşteri kollar. Yaşlılar, yabancılar, çocuklar acelesi olanlar en uygun müşteri tipidir. Bu yöntem kasiyerin anlaştığı kişilerle dışarıya ürün çıkartmak için de kullanabilir. Bazı malları nakte çevirmek çok kolay” dedi. 

Onlarca suiistimal yolu var 

Farklı yöntemler hakkında da bilgi veren Aslan, “Kasiyerler, son anda alınmaktan vazgeçilen ürünleri sorumlu amirde bulunan 52 anahtarıyla iptal eder. Fakat ürünün parasını müşteriden nakit alır, bu para kendisinde kaldığı için kasaya girmez. Genellikle müşteriler uzun fişlerde dip tutarda yer alan iptal tutar rakamlarına dikkat etmez. Bu da önemli bir suiistimalin kapısını açar. Kasiyerler anlaştıkları reyon sorumlusu ve bir iş birlikçisi ile birlikte pahalı bir ürünü 1 kilo olarak tartıdan fişini çıkartır. Aslında ürün daha fazladır. Ancak bunu elle ya da gözle ayırmak mümkün değildir. Özellikle kuruyemiş, baharat gibi ürünlerde bu yöntem kullanılır. Kasiyer, yapılan alışverişleri nakit alır ama kasaya kredi kartı işlemi olarak geçirir, nakit kendisine kalır. Ya da kasiyerin tanıdık kartı ile işlem yapması olabilir. Kasiyer parayı nakit olarak alır, işlemi zaten ödemeyeceğini bildiği bir kredi kartı ile yaparak krediyi nakte çevirir. Söz konusu suistimalleri on binlerce işlem içinde takip etmek her zaman mümkün olmadığından süpermarket tedarikçilerine yüzde 2 oranında kayıp, çalıntı mal faturası düzenliyor. Böylece marketlerin kayıp ve kaçakları sattıkları markalar arasında paylaşılmış oluyor. Üstelik bunlar sadece kasa aşamasında olanlar, satın alımlar, depolama ve transfer sırasında daha onlarca suistimal yolu var” diye konuştu. 

İşletmelerde tedbir almak mümkün

İşletme sahiplerine uyarılarda bulunan Aslan, “Bilinmesi gereken organizasyon yapısı ne olursa olsun işletmelerde hile önlenemez. En güvenilir yapılarda bile er ya da geç çalışan kaynaklı suistimal gerçekleşebilir. Bu noktada asıl önemli olan küçük işletmelerin hile ve suistimale mali olarak dayanma güçlerinin çok daha az olması. Büyük işletmeler güçlü finansman yapıları, sigortalı olma durumu gibi avantajlarla uğradıkları zararı tazmin edebilirken, küçük işletmeler için çok daha riskli durumlar doğabiliyor. Küçük işletmelerde suistimalin fazla olmasının nedenleri ise ; birden fazla işi aynı kişiye yaptırmak, aynı kişiye yıllarca aynı işi yaptırmak, kritik görevleri akraba ve tanıdıklara emanet etmek, bütün ticari sırların tek kişide toplanması. Bir suistimal ile karşılaştığınızda kaybettiğiniz parayı yerine koymak zaman ve çaba gerektirir. Yine de kayıpları bütünüyle telafi etmek mümkün olmaz. Tutulan istatistiklere göre mağdur kuruluşların yüzde 52’si suistimalden kaynaklanan kayıpların hiçbirini telafi edememiş. İşletmeler, cezalandırma yolu olarak ise yüzde 61 oranında kötü niyetli kişiyle iş sözleşmesini iptal etme yolunu seçmektedir. Yüzde 7’si ise bunu bile yapamamış. Söz konusu suistimal ve hile, aile işletmeleri içinde ve aile çalışanları arasında yaşandığında bunun tespit edilmesi ve cezalandırılması ise apayrı bir sorundur. Bu sebeple zarar gerçekleşmeden alınacak tedbirlerin açıkça ilan edilmesi, denetim mekanizmalarının görünür olması ve düzenli aralıklarla pozisyon rotasyonlarının yapılması gerekir. Unutmayın, insanın olduğu yerde kötü niyet olacaktır. Her kötü niyetli kişi kendince bunu mantıklı bir açıklamaya bağlayacaktır. Bu sebeple süreçlerin subjektif değerlendirmeye terk edilmemesi gerekir ve profesyonellerden destek almak en etkili yol” dedi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın