Günümüzde Türkiye’de üretilip satışa sunulan veya yurtdışından ithal edilen ticari ürünlerin iç pazarda kolaylıkla dolaşımının sağlanması ya da ihracat amacıyla farklı ülkelere gönderilen ürünlerin takibinin yapılabilmesi, GS1 Türkiye’nin sunduğu barkod hizmetiyle gerçekleşiyor. 

Analiz Gazetesi’nden Çağlar Çağatay’ın haberine göre; Bugün herhangi bir yerde alışveriş yaptığınızda satın alacağınız ürünler kasadan geçerken duyduğunuz “bip” sesi, GS1 Türkiye tarafından tanımlanarak uluslararası ticaretin dilini temsil eden barkodlar sayesinde ortaya çıkıyor. Perakende, tekstil, ilaç, kozmetik, hızlı tüketim malları, elektrikli ev aletleri ve daha birçok sektöre yönelik olarak birçok farklı hizmet sunduklarını dile getiren GS1 Türkiye Genel Müdürü Elif Bilgehan Müftüoğlu, GS1 oluşumuna ve Türkiye’deki faaliyetlerine ilişkin olarak şu bilgileri aktardı: “1960’ları gösteren filmlerde market çalışanlarının etiket tabancası taşıdığını görürdük. Bu tabancanın oluşturduğu külfeti kaldırma fikri, GS1’in hikâyesini başlatıyor. Ülkemizde ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesinde 1988’de Milli Mal Numaralandırma Merkezi kuruluyor, sonrasında 2015’te GS1 Türkiye ismini alıp, 2017’den itibaren TOBB’un kurucusu olduğu vakıf tüzel kişiliği altında faaliyet gösteriyor. Bugün herhangi bir mağazadaki raflarda bulunan ürünlerin %99’unda barkodlarımız bulunuyor. Bu barkod numaraları, dünyada her gün 10 milyar kez taranıyor, yani 10 milyar kez kasalarda bip sesi duyuluyor.” 

Koronavirüs Aşıları, GS1 Numaraları Sayesinde Takip Edildi

Barkodların taranması ile satın alınan malın stoktan düştüğünü, stoğu azalan malın ise sistemde kayıtlı minimum sipariş miktarına göre otomatik olarak sipariş edildiğini belirten Müftüoğlu; “Örneğin Koronavirüs aşılarının yapıldığı dönemde bir Türkiye haritası üzerinde anlık olarak hangi ilde kaç kişiye aşı vurulduğu; Sağlık Bakanlığımızın kurup yönettiği sistemde GS1 numaralarının kullanılması sayesinde takip edildi. Adli tıp çalışmalarında; kalp pili ya da implant numaralarından maktullerin kimliği belirlenebiliyor. Eczanelerden ilaç alırken daha önce ne zaman aldınız, ne zaman yazdırabilirsin gibi bilgiler de GS1 numaralarıyla takip ediliyor. Bu sistemi, tüm sektörlere yaymak istiyoruz, ilgili kamu kurumlarına da ücretsiz destek vermeye hazırız” dedi. 

Dijital Ürün Pasaportu’na entegrasyon sağlanacak 

“Ürün Verisi Yakalama hizmetinin devamı olarak 2027’de KareKod’a geçeceğiz” diyen Müftüoğlu,“Dönüşümle birlikte ambalaj üzerindeki bilginin yanı sıra üretim bilgilerinden seri numarasına, hammadde bilgilerinden varsa karbon emisyon ölçümüne kadar pek çok bilgiyi tek bir kodun içine gömebileceğiz. Dönüşümün temelinde tüketici güveni, gıda arzı yönetimi ve döngüsel ekonomi konseptlerinin getirdiği talepleri karşılamak yer alıyor. Böylelikle sektörlerin dijital dönüşümünü bir 50 sene daha güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Karekoda geçiş, 2024 – 2030 arası farklı yönetmeliklerle devreye girecek olan Avrupa Birliği Dijital Ürün Pasaportu regülasyonuna uyumu da sağlayacak. Bu pasaportta karbon emisyonundan tutun da ne kadar su kullanıldı, ürün nerede nasıl üretildi, çocuk işçi çalıştırıldı mı gibi ürüne ait pek çok bilginin yer alması gerekecek” diye konuştu. 


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın